ويكيبيديا

    "فضول" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • merak
        
    • meraktan
        
    • meraklı
        
    • merakı
        
    • merakım
        
    • merakını
        
    • merakımdan
        
    • meraklandım
        
    - Ben vampir olduktan sonra beni buldu. merak genlerinize işlemiş. Open Subtitles إنها من وجدتني بعدما تحوّلت، أظن أنـّه فضول متوارث بجينات الأسرة.
    Bir saat sonra geri geleceğim, çünkü bunun neye benzeyeceğini çok merak ediyorum. Open Subtitles سوف اعود خلال ساعة لإنني حقا لدي فضول لكي اعرف كيف سيكون حالك
    Amy belki de bu gökten gelen biseksüelliğe merak mesajı olabilir. Open Subtitles أيمي، هذه قد تكون إشارة فضول لاستثنائي ميول كبيرة في السماء.
    Aslında buna fizikte yapılmış en kötü tahmin denir ve bu sadece kuramsal bir meraktan daha fazlası. TED في الحقيقة، وصف ذلك بأنه أسوء تنبؤ في الفيزياء، وهذا أكثر من مجرد فضول نظري.
    Farkındayım, hiç meraklı olmayan ahmak bir kadın olduğumu düşünüyorsun, lâkin anlamıyorsun. Open Subtitles أنا أعلم إنك تعتقدين أنني امراة ..حمقاء بدون فضول لكنكِ لا تفهمين
    Açıkçası, insanları bu işe sokan şey, insanların merakı ve bilimsel keşif sürecinin bir parçası olma istekleri. TED لذا من الواضح أن ذلك يغذي فضول الناس ورغبتهم في أن يصبحوا جزءًا من عملية الاكتشاف العلمي.
    İtiraf edeyim, şu kutunun içinde ne olduğunu merak etmiyor da değilim. Open Subtitles أنا أعترف ، لدي فضول أن أعرف ما الذي بداخل هذا الصندوق
    İnsanları projeye katılmaya teşvik eden şey merak bence. TED اظن انه فضول الناس هو ما يحفزهم للحضور الى المشاريع.
    Bu tarihi bir merak olabilir lakin dünyanın büyük bir kısmında hâlâ gerçek bu. TED الآن، سيكون هذا مجرد فضول تاريخي، إلا أنه في أجزاء واسعة من العالم، ما زال حقيقة.
    Aynı zamanda Afrikalı filizoflara karşı derin bir merak besledim. TED كما انتابني فضول عميق حول الفلسفات الأفريقية.
    Bence Trump ahlaki bir ucube ve sanırım şu gerçeğin karşısında çözülecek, hiçbir konuda hiçbir şey bilmediği ve merak da etmediği gerçeği. TED أعتقد أنه مهووس أخلاقي، أعتقد أن الحقيقة ستداهمه، حقيقة أنه لا يفقه شيء في أي شيء ولديه فضول حيال ذلك.
    Günümüz mükemmeliyetçiliği zihnimde canlandığında bunların değişip değişmediğini merak ettim. TED ومع التشديد الحاصل اليوم على الكمالية في تفكيري كان لدي فضول لأرى إن كانت عناصر الكمالية هذه قد تغيرت
    Meraklılar. Kabilelerindeki insanları merak ediyorlar. Dışardakileri merak ediyorlar. Sorular soruyorlar. TED لديهم اهتمام وفضول بالاشخاص في قبيلتهم لديهم فضول واهتمام بغرباء عنهم باشخاص لديهم أسئلة
    Yargılamadığımda ve sadece akışına bıraktığımda daha fazla öğreniyorum, merak ve ilgi ile açık bir şekilde devam ettiğimde. TED تعلمت الكثير عندما تريثت وأرخيت قبضتي وانتظرت في فضول واستفهام.
    Sanmıyorum, sadece doğal merak Verdiğim cevaplardan memnun görünüyordu Open Subtitles لا أظن ، مجرد فضول طبيعي كانت تبدو مقتنعة بردي
    merak ediyorum sizi bu akşam buraya neyin getirdiğini söyler misiniz? Open Subtitles إنه مجرد فضول لكن هل لك أن تخبرنى ما الذى جاء بك هُنا الليلة ؟
    Sadece meraktan soruyorum. Bana hâlâ silah doğrultuyor olmanızın bir sebebi var mı? Open Subtitles ومجرد فضول ، أهناك سبب أن السلاح مازال موجهًا صوبي ؟
    Tamam. Bu, sadece meraktan ve gerçekleri öğrenmek için yapılmış bir şeydi. Dahası yok. Open Subtitles حسناً، كان مجرد فضول وجمعاً لحقائق، لا شيء أكثر.
    BJ: Ama bu küçük yavruyu gördüğüm zaman... ...koltuğumu terk ettim... ...ve bazı fotoğraf makinesi parçalarını almak için... ...arka tarafa geçtim. Araştırma ve incelemeye meraklı bir kediye benziyordu. TED بيفرلي : عندما رأى هذا الفهد انني اخليت مقعدي لكي احضر معدات تصوير قام بكل فضول لكي يستكشف
    İlgim, meraklı tip olarak yorumlanmamalı. Open Subtitles أنا خائف أن يتم إعتبار قلقى على انه فضول
    Neden? Sadece sağlıklı, cinsel bir merakı ifade ediyordum. Open Subtitles إنني لم أكن أفعل سوى التعبير عن فضول جنسى صحي
    Bak, medikal boklara. hasta bir merakım olduğunu kabul ederim ama o kadar da meraklı değilim. Open Subtitles أعترف بأن لدي فضول ناحيه الدواء والطب ولكنني لستُ بهذا الفضول
    Çocuk, ne başka çocuğun merakını anlar, ne de yetişkin birinin cahilliğini. TED وكوني طفلة، لم أستطع تفهم فضول الطفل الآخر. ولا تفهم تجاهل الكبار.
    Sadece merakımdan soruyorum, jakuziyi de kullandın mı? Open Subtitles فقط فضول , لم تقم باستخدام زر الشافطة , أليس كذلك؟
    Sendeki madalyon bir portredeydi. İyice meraklandım. Open Subtitles لقد رأيت القلادة التي معك في تلك اللوحة، والآن كلّي فضول لمعرفة ما لديك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد