ويكيبيديا

    "فضولي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • merak
        
    • meraklı
        
    • merakımı
        
    • meraklısın
        
    • meraktan
        
    • Merakım
        
    • ilginç
        
    • tuhaf
        
    • meraklıyım
        
    • garip
        
    • meraklandım
        
    • ilgimi
        
    • burnunu
        
    • meraklandırdın
        
    • beni
        
    merak ettim de, kötü biri olsaydım, gelecekte neler olurdu? Open Subtitles سؤالٌ فضولي, ما الذي سيحدث في المستقبل لو كنت شريراً؟
    Adam son model araba kullanıyor, evini nakitle alıyor. merak ediyorum. Open Subtitles إنك تقود سيارة فارهة وتدفع ثمن منزلك نقداً, وذلك يثير فضولي
    Çok tuhaf olduğunu biliyorum ama beni korkmaktan çok meraklı birisi gibi düşün. Open Subtitles أعرف أن الأمر غريب لكنكِ صدمتني تبدين كشخص فضولي أكثر من كونك خائفة
    Ben çok meraklı biriyimdir. Doğamda var. Herşeyi bilmeliyim. Open Subtitles إني رجل فضولي بالفطرة، تلزمني معرفة الأمور
    Alakası olabilir... Kendi merakımı tatmin etmek için birkaç soru soracağım. Open Subtitles إنّها ذات صلة بالمرحلة النهائيّة، إنّما سأطرح بعض أسئلة لإرضاء فضولي.
    Bu iki leydi hakkında ne kadar doyumsuz bir biçimde meraklısın. Open Subtitles كم انت فضولي بشأن هاتين السيدتين.
    Kadın yapısını ve bizim yapımıza ne yaptıklarını merak ediyorsun. Open Subtitles أنت فضولي حول أمر النسائيِة وماذا يفعل .النموذج الخاص بك
    Seni bugünkü sen yapan şeyin ne olduğunu çok merak ettim. Open Subtitles أنا كُنت فضولي عما حدث لك ليجعلك الشخص الذي تكونه اليوم.
    Öğretmenlerim beni merak ettiğim şeyleri keşfetmeye, farklı yollarla kendimi zorlamaya ve beni en çok etkileyen konuları daha derinden anlamaya teşvik ettiler. TED كان أساتذتي يدفعونني لأسكتشف ما يثير فضولي. لأتحدى نفسي بطرق أخرى وأن أقوي من فهمي للمواد التي تثير اهتمامي.
    Dizaynın ve teknolojinin nasıl birleştiğini merak etmiştim ve bu nedenle yalnızca bir defaya mahsus sizlere nasıl kullandığımı anlatmak adına bazı eski çalışmalarımı sunacağım. TED وقد كان تداخل الفن مع التكنولوجيا محط فضولي سوف أطلعكم على عمل قديم لي، لم أعد أظهره لإطلعكم عن ما كنت أقوم به
    Ergenlik yaşlarımda çocukluğumdaki tutukluluk zamanlarımız hakkında çok merak ettiğim şeyler oldu. TED وكنت في سن المراهقة، وأصبحت فضولي جدًا حول سجن طفولتي
    merak ediyordum, bu aşınma kaçınılmazsa eğer, doğa nasıl oluyor da kromozomlarımızın bütünlüğünü koruyabiliyor? TED فأثار فضولي أنه: إذا كان هذا الأمر لا مفر منه، كيف تتأكد الطبيعة الأم من ذلك، بإبقاء بعض الكروموزومات سليمة؟
    Ve asla sana zarar verecek bir şey yapmayacağımı ve çok meraklı biri olduğumu da biliyorsun. Open Subtitles و أنتِ تعرفين أنه لم و لن أفعل ما يضرك أبداً و تعرفين أيضاً أنني فضولي
    Bölge yetkilileri, katil arıların sadece meraklı olduğunu ve onlara dokunmadığımız takdirde bize bir şey yapmayacaklarını belirtti. Open Subtitles السّلطات المحلية واثقون بأن النّحل القاتل فضولي و حسب، و لن يزعجنا إلّا إذا أزعجناه
    Ginger'ın meraklı kuzeninin evi sapağın orada. Yolu gözleyebilir. Open Subtitles هذا يمكن أن يراقب بسهولة بواسطة ماجينزرز عذراً على اللفظ،لدي أبن عم فضولي حيث يسكن على مسافة صغيره من الطريق الجانبي.
    meraklı ve çevik bir akla sahip başka yönlerden meraklı ve çevik olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Open Subtitles لديها عقل فضولي سريع البديهة بالإضافة لكونها فضولية و سريعة البديهة في نواح أخرى
    Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan ve her gün merakımı, öğrenme isteğimi besleyen inanılmaz bir yolculukta olduğumun farkındayım. TED أُدرك الآن، أنني في هذه الرحلة الرائعة التي تسمح لي أن أتابع عملي الشغوفة به للغاية، وشيئًا يُغذي فضولي بشكل يومي.
    Neden bu kadar meraklısın? Open Subtitles لماذا أنت فضولي للغاية ؟
    Doğrusu meraktan ölüyorum. Bu gece neden bu kadar ısrarcısın? Open Subtitles فضولي سيقتلني ، لماذا كنت صعب المراس هذه الليلة ؟
    Merakım beni donmuş bir bölgeye ve bir keşif gezisinde liderlik yapmaya 1918 İspanyol gribinin nedenini ortaya çıkarmaya itti. TED فضولي أوصلني إلى أراضِِ مجمدة على رأس بعثة، للكشف عن سبب الانفلونزا الاسبانية 1918.
    Basit bir gemi muhafızının ben soru sorduğumda başını eğmemesi ilginç. Open Subtitles إنه شيء فضولي لأحد حراسالسُفن.. الذي لا ينزل عينه عندما أشككه.
    Söylentilerin aksine, sadece insanım, ve bir sonraki erkek kadar meraklıyım. Open Subtitles أنا مجرد إنسان، وعلى العكس من الشائعات وأنا فضولي كالرجل القادم.
    Bir vakitler kasvetli bir gece yarısı düşünürken yorgun, bitkin unutulmuş eski ilimlerin garip ve acayip kitap ciltleri üzerine ben- Open Subtitles كنت مكتئبا عندما حل نصف الليل بينما كنت أتأمل وأنا مرهق وضعيف في كثير من ا لعلوم المنسيه التي أثارت فضولي
    Bu süreçte sanırım biraz meraklandım. Open Subtitles لسلطة بيتر تالبوت ليس قبل ساعات في الوقت الراهن أنا أفترض إنني فضولي
    Benim en çok ilgimi çekense, Nikotama'dan çıkıp Kinuta hattına kadar olan yer. Open Subtitles . ما يثير فضولي حقاً هو امتداد يمتد من نيكوتاما يسمى خط كينوتا
    Herkes senin her şeye burnunu soktuğunu bilir. Open Subtitles أي واحد الذي يَعْرفُ بأنّك تَعْرفُ بأنّك فضولي.
    beni iyice meraklandırdın. Open Subtitles حَصلَ الشغّال بالمفتاح عليني فضولي. حَسناً، وَجدتُ بعض الشيء في خليةِ فانس.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد