Sanki dünyam başıma yıkıldı... oğlum için elimden geleni yaptım. | Open Subtitles | تتكلمين عنه كما لو انكِ تتسترين عليه فعلتُ مابِوسعي لأجله |
Efendim, ne dediyseniz onu yaptım. Ne eksik ne fazla. | Open Subtitles | لقد فعلتُ ما طلتبه مني سيدي لا أكثر ولا أقل |
Korkarım, hayatımdaki bazı şeyleri çok geç bazılarını da çok erken yaptım. | Open Subtitles | أخشى أني فعلتُ أشياءً في حياتي متأخراً للغاية و أخرى مبكراً للغاية |
Ben yapmam gerekeni yaptığımı biliyorum çünkü seni vurdu, seni öldürmek istedi. | Open Subtitles | أعرفُ أني فعلتُ ما فعلتُه لأنهُ أطلقَ عليكَ النار أرادَ أن يقتلَك |
Dediğinizi yaptım. Şimdi, söyleyin, siz kimsiniz, ve ne istiyorsunuz? | Open Subtitles | فعلتُ ما طلبتَه و الآن من تكون و ما تريد؟ |
Elimden geleni yaptım ancak annesinin üzerindeki etkisinin çok güçlü olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | فعلتُ كل ما بوسعي، لكنني أعتقد أن تأثير والدته قويٌّ جداً عليه |
- Sen zayıftın. Türümüzü korumak için yapmam gerekeni yaptım. | Open Subtitles | كنتِ ضعيفة، و قد فعلتُ ما توجّب عليّ لحمايةِ جنسنا. |
Bizzat kendim 12 sene önce tam dört kez yaptım bu işi. | Open Subtitles | فعلتُ ذلك أربعة مرات بنفسي و توقفتُ عن ذلك منذُ 12 عام |
yaptım bir şeyler. Zombilerle ilgili bir kitap yazıp yarısına kadar gelmiştim. | Open Subtitles | مهلاً ، لقد فعلتُ بعض الأشياء لقد كتبتُ نصف كتاب عن الزومبي |
Kötü sözler söylendi, kırıcı karikatürler çizildi ben de bazı kötü şeyler yaptım. | Open Subtitles | الكلمات التي قيلت والرسوم الجارحة التي رُسمت، ولقد فعلتُ بعض الأمورِ السيئة أيضاً. |
Ama üzerine düşeni yapmaya başlamalısın artık. Ben yaptım sonuçta. | Open Subtitles | عليك البدء في التعاون مع الآخرين، تعلم أنّي فعلتُ ذلك. |
Ve şimdi herhangi bir yerde olabilir, ve de bunu ona ben yaptım. | Open Subtitles | و الآن يمكنه أن يكون بأي مكان و أنا التي فعلتُ هذا به |
Evet, ben de elimden geleni yaptım ve kanunun verdiği yetkiye de sahiptim. | Open Subtitles | لقد فعلتُ ما بوسعي و كان لديّ سلطة قانونية أيضاً. |
İsa aşkına, New York Times editör sayfasının yaptığı şeyi yaptım... yapmam için bana söyledikleril | Open Subtitles | لقد فعلتُ ما أشارت به الصفحة السابعة من النيويورك تايمز |
Bazı insanlar gerçekten vaz geçmeli. Ben yaptım. | Open Subtitles | على بعض الناس أن يتوقفوا وحسب، كما فعلتُ. |
- Ama ancak hayattayım! - Yapabileceğimin en iyisini yaptım. | Open Subtitles | وأنا حياً بالكاد - لقد فعلتُ أفضل ما يمكني - |
Lois, gel de babanın verdiği parayla ne yaptım gör. | Open Subtitles | لويس , تعالي لتري ماذا فعلتُ بالمال الذي اعطاه إياي والدك؟ |
Kızmakta kesinlikle haklısın ama bunu neden yaptığımı da anlamalısın. | Open Subtitles | لديك كل الأسباب لتكون مستاءا، لكنك تفهم لماذا فعلتُ ذلك. |
Önceki yaşamımda herhalde doğru bir şey yapmışım. | Open Subtitles | بالتأكيد فعلتُ شيئاً صالحاً فى الحياة السابقة |
Çalışmalarımın masraflarını karşılamak için yapmıştım. | Open Subtitles | فعلتُ ذلك في حينها لكي أحصل على تكاليف دراستي |
Eğer bir şeyler yaparsam da, sonra neler olur bilmiyorum. | Open Subtitles | و إذا فعلتُ شيئاً حيالَ ذلك، لا أدري ماذا سيحصُل |
Geçmişe dönüp bakıyorsun, şunu yapmış olsaydım veya bu olmamış olsaydı diyorsun, bütün hayatı bambaşka olabilirdi. | Open Subtitles | تعلمين، ترجعينَ للماضي و تقولين لو أني فعلتُ هذا، أو لو كانَ ذلكَ لَم يحصل لكانَت حياتهُ كُلها مُختلفَة |
Önceden bir iyilik yaptıysam... belki durumu eşitler, doğru mu? | Open Subtitles | ربما إذا فعلتُ شيئاً جيداً .بإستطاعته أن يذهب التفكير ، صحيح؟ |
Ama duygularım incildi ve en azından birşeyler Yaptığım için kendimle gururluyum. | Open Subtitles | لكن مشاعري كانت مجروحة، وأنا سعيد للغاية لأني فعلتُ شيئاُ بشأن هذا. |
Kötü birşey yaptığımı düşünüyor, Ama yapmadım. | Open Subtitles | تخالني فعلتُ أمراً سيّئاً ولكنني لم أفعل |
Senin yerine ben olsaydım, bunu yapardım. | Open Subtitles | كانَ يجب أن تدمريه مثلما فعلتُ أنا من قبل |
Lütfen, sorun çıksın istemiyorum sadece ne söylerseniz onu yapıyorum. | Open Subtitles | لا أودّ أن أسببَ لك أيّة مشاكل لقد فعلتُ كلّ ما طلبته منّي |
- Evet, sanırım başardım. | Open Subtitles | نــــعم أعتقِدُ بأني فعلتُ ذلِك |
Uzun zaman nefret ettim ama hayat nefretle geçirmek için çok kısa evlat. | Open Subtitles | لقد فعلتُ ذلك لفترة طويلة , لكنّ الحياة قصيرة جداً لنحقد يا بني |
Sana verebileceğim tek şey, verebileceğimi söylediğimdir ve onu da verdim zaten. | Open Subtitles | كل ما أستطيع تقديمه لك هو ما قلت لك أنني أستطيع إعطاءه لك ، و قد فعلتُ ذلك |
Hayır, bunu benim yaptığıma dair bir kayıt yok. | Open Subtitles | يا سيد بيروتي لا، لا يوجد دليل على أني فعلتُ هذا |