Bu herif Bunu bize defalarca yaptı. O'nsuz devam etmeliyiz. | Open Subtitles | هذا الرجل فعلها مرات عديدة لابد ان نستمر من غيره |
Komik saçları olan at yaptı. Keçi de işin içinde. | Open Subtitles | لقد فعلها الحصان ذو الشعر الغريب وكان متفقا مع العنزه |
Herkes onun yaptığını söylüyor dolayısıyla ben de onları duymak isteyeceğini söyleyeceğim | Open Subtitles | كلّ شخص اخر قال انه فعلها لذا قلت ما يريدون أن يسمعوه. |
Pekala, gelebilirsin ama her ne yapacaksan hızlı yapmak zorundasın. | Open Subtitles | حسناً، يمكنك الدخول، و لكن عليك فعلها بسرعة، أياً كانت |
yapabilirsin, nerdeyse geldin Artık son soruyu sorma vaktinin geldiğini biliyorum. Puanlara baktığımda... | Open Subtitles | يمكنكما فعلها, لقد اقتربتما وانا أعرف أن الآن هو الوقت المناسب للسؤال الأخير |
Yaşlı adamın teki oradaymış. Belki onun yapmış olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | ورجُل عجوز كان هناك إنه يعتقد أنه هو من فعلها |
Çoğumuz dedik ama o Bunu başardı, hâlâ yapabilirken. | TED | الكثير قالوا, لكنه فعلها, في حين أنه لايزال بإمكانه |
Bu kadar tek boynuzlu atın önünde yapabilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اعرف اذا كنت استطيع فعلها أمام هذا وحيد القرن |
Kadehten içtiği zaman başına gelecekleri biliyordu... ..ama yine de yaptı. | Open Subtitles | إن شرب من ذلك الكأس , لكنه فعلها على أي حال |
Sharpley onu çıkarmak için elinden geleni yaptı, sadece beceremedi. | Open Subtitles | بذل شاربلي ما بوسعه لإخراجه، لم يتمكن من فعلها فحسب. |
Ne yaptı bilmem ama vücudunu beni yenebileceği noktaya kadar olgunlaştırmış oldu. | Open Subtitles | لستُ أدري كيف فعلها لكنّه أرغم جسده للنضوج بدرجة تمكّنه من هزمي. |
Şimdi onun yaptığını düşünebilirsiniz. Ve kararlıysanız hâlâ Bunu varsayabilirsiniz sanırım. | Open Subtitles | كل ما لديهم هو الإعتراف المجبر الآن، ربما تعتقدون انه فعلها |
Bir gece, Jensen bir grup insanı öldürdü ve UMACI'nın yaptığını iddia etti. | Open Subtitles | ذات ليلة قتل جينسون مجموعة من الناس مدعيا أن البعبع هو من فعلها |
Nasıl yapıldığını bilecek kadar yaşlı , hala yapmak isteyecek kadar genç. | Open Subtitles | كبار للغاية لتعرف كيف يفعلون ذلك صغار للغاية حتى تزال تريد فعلها |
Amerika'lı erkeklerin Burada Tayland'da yapmak isteyeceği pek çok şey vardır. | Open Subtitles | هناك الكثير من الاشياء الجال الامريكيين يحبون فعلها هنا في تايلاند |
- Hadi, Baba. yapabilirsin. - Tabii ki yapabilirim. | Open Subtitles | ـ هيا ، يا أبـيّ ، تستطيع فعلها ـ بالطبع ، أستطيع |
Neden bir çeşit hayvan yapmış izlenimi yaratmaya çalışıyor ki? | Open Subtitles | لماذا جعلها تبدو كما لو أن حيوان ما فعلها ؟ |
Büyük Sir Wilfrid Robarts yine başardı. | Open Subtitles | و أنقذت حياة ليونارد ، سير ويلفريد روبارتس العظيم فعلها مرة أخرى |
Ama hapishaneler, yapabileceklerini hiç düşünmediğimiz şeyleri yapabilir. | TED | لكن السجون تستطيع فعل بعض الأشياء لم نتوقع أنها تستطيع فعلها |
Eh, sanırım bir seferlik istisna yapabilirim... profesör. Bak ne diyeceğim... Bunu yapamam. | Open Subtitles | حسناً ، أظن بامكاني أن أعمل بعض الاستثناءات ، أستاذ لا أستطيع فعلها |
Bizimle gel. - Bunu yapamam beyler. - Sanırım yapman gerekeni yapmalısın. | Open Subtitles | لا أستطيع فعلها يارفاق حسنا أفترض أنك ستفعل ما يجب عليك فعلة |
Bunu yapan adam... daha bıçağını silmeye fırsat bulamadan öldü. | Open Subtitles | الرجل الذي فعلها مات قبل أن يجد الوقت لمسح سيفه |
Politikanın içindeyiz diye yaptığı kötü bir şeyi geçiştirmezdik değil mi? | Open Subtitles | لن نتجاهل فعلها لشيء سيّء جدّا، فقط لأنّنا سياسيون، صحيح ؟ |
Bu sefer doğrusunu yapabiliriz ama bunun için savaşman gerekiyor. | Open Subtitles | يمكنك فعلها بطريقة صحيحة هذه المرة ولكني أريدك أن تقاومي |
Bu işi yapan adamın gayet mutlu hala etrafta dolaştığına eminim. | Open Subtitles | اراهن ان الرجل الذي فعلها لا يزال يخطو بالجوار سعيدا للغاية |
Kimin yaptığını kesin olarak bilmiyorum ama bir liste yaptım. | Open Subtitles | والآن، لا أعرف بالضبط من فعلها لكن لديّ قائمة هنا |