Eğer iyi bir baba olmak istiyorsan oğlunla zaman geçirmek zorundasın. | Open Subtitles | إن أردت أن تكون والداً صالحاً فعليك أن تقضي الوقت مع ابنك. |
Hava kararır da geri dönemezsek köyde olanları uyarman gerek. | Open Subtitles | إذا أرخى الليل سدوله و لم نعد فعليك تحذير القرية |
İyi korunuyor. İçeri girmek için bir sürü adam öldürmek gerekiyor. | Open Subtitles | سيكون مؤمناً , لتعبر من خلالة , فعليك ان تقتل الرجال |
Eğer güzel bir şey yapacaksan, önce onu mahvetmen lazım. | Open Subtitles | إن كنت ستقدّم شيئاً جميلاً، فعليك أن تعبث به أولاً |
Ama bir kadından bir şeyler almak istiyorsan, sen de bir şeyler vermelisin. | Open Subtitles | لكن ان كنت تريد الحصول على المزيد من امرأه فعليك ان تبذل المزيد |
Ailesi teslim etmezse evde yangın çıkarana kadar beklemen gerekir. | Open Subtitles | فعليك ان تنتظر حتى يؤذى شخص ما هذا لسوء الحظ |
Eğer sana inanmamı istiyorsan, o zaman bunu bana kanıtlaman gerekecek. | Open Subtitles | إن كنت تريد مني أن أصدقك، فعليك أن تثبت ذلك لي. |
Kafalarımızı vurmuyoruz. Dostum, burda kalmak istiyorsan, birtakım kurallara uymak zorundasın. | Open Subtitles | يا رجل ، اذا اردت السكن معي فعليك ان تتبع بعض القواعد |
- Beni ilgilendirmez, bir şekilde ödemek zorundasın. | Open Subtitles | عليك أن تحاول التعامل مع ذلك فعليك حل هذا الموقف |
Joey, tüm bu kıyafetleri seçmelerden sonra geri getireceğin için iç çamaşırı giymek zorundasın. | Open Subtitles | بما انك سترجع الاشياء فعليك لبس سروال داخلي |
Eğer söylersem, bu bilginin tadını çıkaracağına söz vermen gerek. | Open Subtitles | إذا أخبرتك فعليك أن تعديني أنك ستحاولين ابتلاع بيض البط |
Bulamazsanız benim için bir şey yapman gerek, tamam mı? | Open Subtitles | إذا لم تستطع، فعليك أن تقوم بشئ من أجلي، حسناً؟ |
Yaşamak istiyorsan şu soruları ezberlemen ve gardiyanlara gey olduğunu söylemen gerekiyor. | Open Subtitles | إن أردت البقاء حياً فعليك حفظ هذه الأسئلة وتبلغ الحراس بأنك مثلي |
Aynı zamanda bu format ilgimi çekti çünkü görebilmek için aynı zamanda da yürümeniz gerekiyor. | TED | كنت مهتمة أيضًا بطبيعة هذا الشكل فعليك أن تمشي لتشاهده |
Tedarikçiden sipariş etmeniz lazım, onların üretmesini bekleyeceksiniz ve sonra da ulaştırılmasını, genellikle Çin'den. | TED | فعليك أن تطلب المزيد من المزودين، لكن عليك انتظار عملية الإنتاج ثم عليك انتظار عملية الشحن، بشكل عام من الصين. |
Eğer tavır almak istiyorsan tığ gibi olmalısın. Hiç olmadığın kadar tığ. | Open Subtitles | لِذا إن كنت تنوي أن تعتمد على ذلك، فعليك أن تكون قويّاً. |
Biri kanuna karşı geldi mi bir şeyler yapman gerekir. | Open Subtitles | وعندما يخالف أحدهم القانون فعليك أن تفعل شيئاً بخصوص ذلك |
Ve bu inancımda yanılıyorsa içinde ben varken yok etmen gerekecek. | Open Subtitles | واذا .. كنت مخطئة بذلك فعليك أن تدمرها وأنا على متنها |
Çalışmamla ilgili bir probleminiz varsa bu meseleyi İK ile konuşmanız gerek. | Open Subtitles | اذا كان لديك اى مشكله بخصوص عملى فعليك تصعيد الامر لشئون العاملين |
Eğer mahalli eğitimde gelecek vadeden bir öğretmen olmak istiyorsanız, o üniversitenin sınırlamalarından sıyrılıp şehrin ara sokaklarına karışmak zorundasınız. | TED | إن كنت تريد أن تصبح مدرسا طموحا في التعليم الحضري، فعليك أن تخرج من حدود تلك الجامعة وتذهب للأحياء الشعبية. |
Onu kızdıracak her ne yapıyorsan, hemen bir son vermelisin. | Open Subtitles | أياً كان ما يغضبها في أفعالك فعليك أن تتوقفي الآن |
Alfa erkek pozisyonu çok önemli bir pozisyon ve herkes bunu elinizden almak ister. O yüzden sürekli arkanızı kollamanız gerek. | TED | منصب ذكر الفا هو منصب ذو أهمية كبيرة، والكل يريد أن ينتزعه منك، فعليك أن تحمي ظهرك باستمرار. |
"tüm bu zamanı Emily Vanderbilt ile oynaşarak ziyan etmek zorunda kalmazdın!" | Open Subtitles | فعليك ألا تقضى كل هذا الوقت تلعب لعبة إيميلى فاندربت |