Bence hepsi içgüdüsel. Ben hissetmeye çalışıyorum üstünde fazla düşünmem. | Open Subtitles | بالنسبة لي إنها كلها غريزية أنا فقط أحاول أن أحسها |
Biliyorsun, buna kızman için bir neden yok. Gerginliğini almaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لا سبب لأن تشعر بالغضب أنا فقط أحاول أن ألطِّف الموقف |
Pardon ama, ben sizi kurtarmaya çalışıyorum koca Harvard okuma haftasını boşa harcıyorsunuz. | Open Subtitles | اعذراني، أنا فقط أحاول أن احفظكما من تضييع كل وقت أسبوع هارفرد للقراءة |
Ben de, bunun bir anlam ifade edip etmediğini anlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول الفهم إن كان يفترض بهذا أن يعني شيئاً |
Benim bunda hiç de suçum yok. Sadece nazik olmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | لم يكن خطأي على الإطلاق كنت فقط أحاول أن أكون لطيفة |
Sadece... bir erkek kadında ne arar onu bulmaya çalışıyorum? | Open Subtitles | انا فقط أحاول أن أكتشف عن ماذا يبحث الرجال بالمرأة |
Yoğurt denemediğin bir anı hatırlamaya çalışıyorum da bir türlü bulamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول تذكر الوقت الذي لم تقومي بتجربة الآيس كريم |
Ben sadece, bu gece ne giyeceğime karar vermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | . . أنا فقط أحاول معرفة ما عليّ ارتداءه الليلة |
Sadece bize bakmaya çalışıyorum. Sence bunu eğlence için mi yapıyorum? | Open Subtitles | أنا فقط أحاول رعايتنا أتعتقدين أنني استخدم هذا من باب المتعة؟ |
Geri çekilmeliyim. Sen bunu anlamasan da iyilik yapmaya çalışıyorum, Lori. | Open Subtitles | يجب أن أرجع فقط أحاول بأن اكون الرجل الصالح هنا, لوري |
Biraz araba sürüp kolayca para kazanacaksın. Ben sadece dostuma yardım etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | انه مال يسير مقابل القليل من القيادة أنا فقط أحاول مساعدتك يا صاح |
Ne istersen yaptırabilirsin. Biliyorum, şimdi onu ne kadar cezalandırmak istediğimi anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أجل ، أعرف ، أنا فقط أحاول أن أكتشف كمّ أريد أن أعاقبه |
Siktirin gidin. Ben sadece ailemi onurlandırmaya çalışıyorum. Hepsi bu. | Open Subtitles | تبا لكم جميعًا، فقط أحاول تمثيل عصابتي، هذا كل شيء. |
Doğru ama benden 480 km uzaklıkta büyüyen birinin Güney Amerikalı uyuşturucu satıcısı adi bir katili neden bu kadar önemsediğini anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | صحيح، كلا، أنا فقط فقط أحاول أن أفهم لم رجل ترعرع على بعد 300 ميل عني يهتم كثيراً حول ،تاجر مخدرات خسيس قاتل |
Sadece, bu işte devamlı seninle karşılaşıp karşılaşmayacağımı çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول تبيُّن إن كنت سأظل أقابلك أثناء تحقيقي. |
İlk doktor randevusuna götürmeye çalışıyorum, geçen hafta gidip gitmediğinden emin değilim. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أخذه لأول ميعاد مع الطبيب، أتأكد أنه سيبقى حياًحتىيومالخميس.. |
Aslında, sadece formda kalmaya çalışıyorum. | TED | إ.ر. : في الواقع، أنا فقط أحاول أن أكون سليم الجسم. |
Sadece bu durumu biraz daha ciddiye almasını sağlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أجعلها تأخذ هذا بجدية أكبر قليلاً |
Ne kadar hoş göründüğünü söyleyerek onu neşelendirmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت فقط أحاول إن أشعرها بالبهجة و أبدى لها كم هى جميلة |
Prenses hazretleri! Yardım etmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | لماذا هذه العدوانية أنا فقط أحاول أن أساعدك |
Bu bayı neden benim oyunuma getirdiğini çözmeye uğraşıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أفهم لم دعوتِ هذا الرجال الى مسرحيتي.. |
Ben sadece acil durum odasına birlikte geri dönebilmemize çalıştım. | Open Subtitles | كنت فقط أحاول أن ندخل سوية إلى غرفة الطوارئ |