ويكيبيديا

    "فقط في" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sadece
        
    • yalnızca
        
    • tek
        
    • olmaz
        
    • seni
        
    Ve bu sadece uzaktaki gelişmekte olan dünyada değil, her yerde. TED وليس ذلك فقط في عالم نامي بعيد، إنه في كل مكان.
    Geçen yüzyıl içinde altı kez denendi ve sadece bir kere başarılı olundu. TED قمنا بالمحاولة ستة مرات في القرن الماضي ، و نجحنا فقط في واحدة
    Ve Amazonlardan sadece efsanelerde değil, eski tarihi belgelerde de bahsedilmişti. TED وأن الأمازونيات ذُكرن في أحداث تاريخية أيضًا وليس فقط في الأساطير.
    sadece İngiltere'de ve Amerika'da değil, Fransa ve Macaristan'da, Brezilya'da, Myanmar'da, Yeni Zelanda'da. TED ليس فقط في بريطانيا و أمريكا، بل في فرنسا وهنغاريا والبرازيل ومينمار ونيوزلندا.
    Fakat fikirleri yalnızca bilim kurgu dergilerinde ve filmlerinde kabul görüyordu. Open Subtitles لكن افكاره كان تجد قبولا فقط في افلام الخيال العلمي والمجلات
    sadece bir emirle bizi yok etmeye hazır robotu, oracıkta dikiliyor. Open Subtitles لديه هذا الروبوت يقف هناك ، فقط في انتظار الأوامر لتدميرنا.
    Söylesene nasıl oluyor da bazı insanlar İncil'de sadece nefreti buluyor? Open Subtitles قل لي كيف بعض الناس تجد الكراهية فقط في الكتاب المقدس؟
    O eyalette kazanmasının ayrı bir önemi olacak çünkü Tennessee son 50 yılda sadece bir kere kazanamayan adaya oy verdi. Open Subtitles تينيسي. الفوز في تلك الحالة سيكون ذو أهمية مضاعفة لمرة واحدة فقط في السنوات ال 50 الماضية فشلت تينيسي في التصويت
    sadece daha önce görmediği ve daha sonra da hiç göremeyeceği erkekler istiyor. Open Subtitles هي مهتمّةُ فقط في الرجالِ بأنّها مَا رَأتْ قبل ذلك ولَنْ يَرى ثانيةً.
    Bart, su sadece Güney Yarım Küre'de diğer tarafa akar. Open Subtitles الماء سيذهب عكس الاتجاه فقط في نصف الكرة الأرضية الجنوبي
    Yeni emirlerinize göre sadece 3A ve 3B bölgelerinde hareket edebileceksiniz. Open Subtitles اوامركَ الجديدة أَنْ تعمل فقط في الأقسامِ 3 أي و3 بي
    Eskiden bu okulda sadece 50 öğrenciye ders verdiğimi bilenleriniz var. Open Subtitles بعضكم يعلم أنني كنت أدرس خمسون طفلاً فقط في هذه المدرسة
    Hem de bu sadece kulelerde. Düşük gelirli sokak köşeleri e onun. Open Subtitles وهذا فقط في ناطحات السحاب، فهو يسيطر أيضاً على المباني الصغيرة والزوايا
    Ama tarihteki bütün büyük şahsiyetler gibi, o da sadece düzgün içerikle anlaşılabilir. Open Subtitles لكن، مثل كل العظماء في التاريخ يمكن أن يفهم فقط في السياق الصحيح
    sadece yarım saat veya en fazla bir saat daha ameliyatta kalacak. Open Subtitles أنها فقط في عملية جراحية لمدة نصف ساعة أو ساعة على الأكثر
    Çünkü sadece bu denizler böylesine yırtıcı bir avcıyı doyurmaya yetecek besine sahiptir. Open Subtitles فقط في هذه المياهِلانها تَحتوي غذاءاً كافياً ضروري لإثارة مثل هذا المفترسِ الشرس.
    sadece, bazen anneler ve babalar sır tutmak zorunda kalırlar. Open Subtitles الأمر فقط في بعض الأحيان، الأمهات والأباء يضطرون للإحتفاظ بأسرار
    Ama ikimizde biliyoruz ki, bu sadece, yüksek seviyedeki uzaksal sebebin zıtlılığından kaynaklanıyor. Open Subtitles لكن كلانا يعرف أنه موجود فقط في المستويات العليا للأسباب الحقيقية المنافية للعقل
    Halüsinasyonları yalnızca geceleri ortaya çıkıyor, bu yüzden gece nöbeti tutacağız. Open Subtitles هذيانها يأتي فقط في الليل , لذا سنقوم بنوبات طوال الليل
    Kakanın hayat kurtardığı tek yer dünyanın yoksul kesimleri değil. TED ليس فقط في الدول الفقيرة يمكن للغائط أن ينقذ الأرواح.
    sadece ne olur ne olmaz diye hazır olmanı söylemiştim. Open Subtitles أنا فقط أخبرتكَ بأن تستعد. فقط في حالة حدثَ شيء.
    Ama ancak ve ancak uslu olacağına söz verirsen seni bindirebilirim. Open Subtitles إلا إذا و فقط في حال أنك وعدتني بأن تكوني لطيفة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد