ويكيبيديا

    "فقط من" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sadece
        
    • bir tek
        
    • yalnızca
        
    • Sırf
        
    • tek kişi
        
    • iki
        
    • birkaç
        
    • yüzünden
        
    • azı
        
    Bir örümcek lifi proteininin nasıl göründüğünü anlamanız için, bu bir kılavuz çizgisi proteini, sadece bir kısmı karadul böceğine ait. TED لإعطاءكم فكرة عن ما يبدو عليه بروتين خيط العنكبوت هذا هو بروتين خيط الجذب جزء منه فقط من عنكبوت الارملة السوداء
    Dünyada bilinen neredeyse yarım milyon böcek türü vardır ama birçoğu yaygın olan beş tane ağız parçası tipinden sadece birine sahiptir. TED هناك ما يقارب المليون نوع معروف من الحشرات في العالم، لكن أغلبها يملك واحد فقط من خمسة أنواع شائعة من أجزاء الفم.
    En kötü senaryoda, her yıl 10 trilyon kilovat saatten fazla elektrik ihtiyacımız olabilir, üstelik bu 2100 yılında sadece soğutma için gerekli. TED في أسوأ الظروف، قد نحتاج لأكثر من 10 تريليونات كيلو وات ساعة من الكهرباء كل عام، فقط من أجل التبريد، بحلول عام 2100.
    Aslında neler olduğunu bir tek sen biliyorsun. Başka kimse bilmiyor. Open Subtitles في واقع الأمر أنت فقط من يعرف ، ولا أحد سواك
    Neden her bir parçacığın üç tane, yalnızca üç farklı versiyonları var? TED فـلـمَ هنالك ثلاثة، وثلاثة فقط من الصور المختلفة لكـلٍّ من هذه الجسيمات؟
    Sırf senin için, şu süslerden birini eve götürmek istiyorum. Open Subtitles أود أن أحصل على ذلك الطبق الرئيسي فقط من أجلك.
    Muhtemelen bu zeki girişimciyle anlaşabilecek tek kişi benim. Open Subtitles و انا على ما يبدو فقط من يستطيع التحاور مع هؤلاء الموهوبين
    Neyse ki geri dönüşler harikaydı sadece medya değil tıp çevresinde de ki aynı zamanda çok da destekleyicilerdi. TED وحمداً لله أن الأراء كانت رائعة ليس فقط من جانب الإعلام ولكن من المجتمع الطبي الذي كان داعماً جداً
    diyebilir. Tam tersine insanlar, sadece gerçeği anlatmak için konuşmazlar. Aynı zamanda yeni gerçeklikler ve uydurma gerçeklikler yaratırlar. TED البشر في المقابل، يستخدمون لغاتهم ليس فقط من أجل وصف الواقع، بل من أجل ابتكار واقعٍ جديدٍ، واقعٍ خياليٍّ.
    Tüm bunlar sayesinde galakside hayat var mı, yoksa sadece biz miyiz sorularına yanıt verebileceğiz. Cevap ne olursa olsun TED كل هذا سيساعدنا لفهم سواء كان الكون زاخرا بالحياة أو سواء، بالطبع، نحن فقط من نعيش فيه. كلا الجوابين، بخصوصيتيهما،
    Aile üzerindeki bu etki herkesi kapsıyordu; sadece keşif araçları üzerinde çalışanları değil, aynı zamanda ailelerimiz de etkileniyorlardı. TED لكن التأثير على العوائل كان يشمل الجميع. لم يكن نحن فقط من يعمل على المركبات المتجولة ولكن عوائلنا أيضاً.
    Etkileri devasa ve neredeyse evrensel olduğu hâlde, bu liderleri sadece ufak bir grup insanın seçmesine izin veriliyor. TED عدد قليل فقط من الأشخاص هم المسموح لهم بالتصويت لهؤلاء القادة، بالرغم من أن تأثيرهم هائل ويكاد يكون عالمياً.
    Hedge her saniyede bir kombinasyon deneyecek olursa, sadece 10 farklı bloktan oluşan bir yığını tüketmek 42 gün sürer. TED إذا حاول هيدج تجربة نمط كل ثانية، الرزمة المكونة فقط من 10 أحجار مختلفة ستأخذ منه 42 يوم حتى ينهك.
    Cevap değil ve değil, çünkü hikâyenin sadece bir kısmı. TED إنه ليس الحل، وليس كذلك لأنه جزء فقط من القصة.
    Buradaki şekil sadece matematiksel bir çalışma sonucunda ortaya çıktı. TED حصلنا على هذا الشكل فقط من تمرين في الرياضيات البحتة.
    - Hayır, hayır, merak ettim sadece. - Burada daha fazla var. Open Subtitles ـ كلا، كلا، فقط من باب الفضول ـ ثمة الكثير منهن هنا
    bir tek ben mi yine devre dışı bırakılmış hissediyorum? Open Subtitles هل أنا فقط من أظن هذا، أم أنها تُبعدنا مجددًا؟
    Dünya algısı içten dışa yönde işliyor, yalnızca dışarıdakini iç bünyede anlamlaştırmıyoruz. TED عالمنا المُختبر ينشأ من الداخل إلى الخارج، ليس فقط من الخارج للداخل.
    Sırf eğlence olsun diye reset düğmesine basacaktık. Tüm sistemi buharlaştıracaktık. Open Subtitles إضغط على زر إعادة التشغل واصهر النظام فقط من أجل التسلية
    Bizi koru, ahbap! Pozitron ateşi yapmaya müsait durumdaki tek kişi sensin! Open Subtitles احمنا يا رفيق, أنت فقط من يحمل بندقية جاهزة للإطلاق
    İletişim kurmak isteyen iki kişi için tek yolun onları manipüle etmek isteyen üçüncü bir tarafın finanse edilmesi olan bir toplumda yaşayamayız. TED لا يمكننا الحصول على مجتمع يكون فيه إذا ما أراد شخصان التواصل، يكون فقط من خلال وعبر تمويل شخص ثالث يريد التلاعب بهم.
    Fakat şimdi, sadece yazdan önceki birkaç hafta ve yaz başında bu sayıya 300 bin kişi daha eklenecekti. Open Subtitles لكن الآن ، خلال أسابيع قليلة فقط من الربيع وبدايات الصيف ذلك الرقم سيزداد الى أكثر من 300 ألف
    Anlaşılan sadece grev yüzünden biraz nakit akışı sorunu var. Open Subtitles يبدو أنه يعاني فقط من مشكل في السيولة بسبب الإضراب
    Aslında gördüğümüz, burada bulunanın 10 trilyonda birinden daha azı. TED في الحقيقة، ما نراه هو جزء واحد فقط من 10 تريليونات مما هو موجود.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد