ويكيبيديا

    "فوضى" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • berbat
        
    • karışıklık
        
    • dağınık
        
    • pislik
        
    • karışık
        
    • dağınıklık
        
    • kötü
        
    • karıştı
        
    • darmadağın
        
    • karmakarışık
        
    • anarşi
        
    • karmaşık
        
    • pis
        
    • pisliği
        
    • felaket
        
    berbat halde olduklarında berbat halde değilmiş gibi yapmayı öğretmişiz. TED إنهم يتظاهرون أنهم ليسوا في فوضى بينما هم فيها ..
    18'ine hoş geldin ve kesinlikle bu yaşını berbat etmiş durumdasın. Open Subtitles مرحباً بك في الـ 18 وانت بالتأكيد تسببت في فوضى خلاله
    Bir şeyi itersin ve hiç beklemediğin şekilde karışıklık yaratır. Open Subtitles تدفع شيء ما هنا يؤدي الى فوضى لم تكن تتوقعها
    Temizlik yapıyorum. Bu oğlumun odasının bir fotoğrafı değil, onunki daha dağınık. TED أُنظّف ، هذه ليست صورةً فعلية لغرفة ابني ؛ غرفته أكثر فوضى.
    Çok pis! felaket kokan bir pislik! Onlar ve çılgın partileri! Open Subtitles إنها فوضى ، فوضى نتنة يا لهم و لحفلهم المتوحش
    Bu harikaydı. Bu tecrübe ile modern sanata daha yakından bakmaya başladım. Ve fark ettim ki modern sanat dünyası gerçekten karma karışık. TED وكانت تجربة عظيمة. وبهذه التجربة، بدأت أنظر بشكل أدق إلى الفن الحديث ثم أدركت كم، أي، أن عالم الفن الحديث في فوضى كبيرة
    Tam bir dağınıklık. KS: Beklenmedik özellikler görmek ve sonrasında beklenmedik bir kaç uygulama görmek, neden anlamlı olduğunu ve potensiyelini görmenizi sağlıyor. TED إنها فوضى. ك.ش: رؤية الخصائص الغير متوقعة ثم رؤية البعض من التطبيقات، تساعدكم على فهم لماذا هو مهم، نوعا ما ما هي الإمكانيات.
    - Kız berbat bir durumda. - Edebiyat işe yaramaz. Open Subtitles ــ هي تعيش حالة فوضى ــ لن ينفعها الأدبُ بشيء
    Bu deneyimden sonra her kadının önünde saygıyla eğilirim. Bu beş günü asla unutamam -- karman çorman, berbat günlerdi, o ıslaklık. TED هذا الشئ يجعلني انحني احتراما لأي امراه أمامي تلك الايام الخمسه التي لن انساها ايام فوضى وايام قذاره و ذلك البلل
    Hikâyelerimizin tehlikesi de burada çünkü her şeyi berbat hale de getirebilirler. Ancak aynı zamanda bu onların gücü. TED هذا هو خطر قصصنا، لأنها في الحقيقة قد تجعلنا في فوضى. لكن أيضا هذه قوتها.
    Eğer şirketin bu kısmının varlığı durdurulursa, kredi verenler için bir karışıklık olacak. Open Subtitles ،إن كان ذلك الجزء من الشركة لم يعد موجوداً فسـوف يصبح فوضى للدائنين
    Buradaki gibi bir karışıklık daha çıkarırsan itibarın kalmaz. Open Subtitles فوضى أخرى كالتى فعلتها هنا في وارسو و لن تكون لك سمعة لتحميها
    Ortada karışıklık varsa, ne istediğini bilen bir adamın istediği şeye... Open Subtitles حيثما تكون هناك فوضى فالرجل الذي يعرف ما يريد تقوم له فرصة سانحة لأخذها
    Burada Mesih filan yok. Ev dağınık ama Mesih yok. Open Subtitles لا وجود للمسيح هنا هناك فوضى, لكن لا وجود للمسيح
    Yem yok, pislik yok, çifte yok, kaçmak yok... Open Subtitles لا تبن , لا فوضى , لا ركل و عض لا هروب و لا دهس لأقدامك
    Bir süre önce burayı ziyaret ettiğini ve ortalığın karışık olduğunu söyledi. Open Subtitles قال إنه كان هنا منذ فترة ووجد المكان في حالة فوضى
    Ne dağınıklık ama ortaçağ karışıklığı. Open Subtitles يا لها من فوضى أنها فوضى من القرون الوسطى يجب أن نقللها
    Çünkü kötü, kötü çocuk, ortalığı temizlemek için birilerini göndermiş olabilir Open Subtitles لإن فتى سيئ جدا ارسل شخص ما ليتخلص من فوضى كبيرة
    Babamın ızgarasının alev alması dışında, birçok denememiz havaya karıştı veya iğrenç, yapışkan bir iz bıraktıkları pahalı fırınların içinde patladılar. TED إلى جانب اشتعال النيران بشواية أبي، ومعظم العينات لدينا تبخرت هباء، أو انفجرت داخل أفران باهظة الثمن، وتركت فوضى لزجة فظيعة.
    Özel hayatım darmadağın. Ve Tanrı bilir kariyerime neler olacak. Open Subtitles حياتي الخاصة في حالة فوضى والله يعلم، مالذي سيحدث بحياتي المهنية
    Bak fotoğraflar nasıl karmakarışık halde. Buna ayıracak vaktimiz olmuyor. Open Subtitles كما ترى، هناك فوضى في الصور فليس لدينا الوقت لهذا
    Evet ama sen lidersin. Yani, gidersen burada anarşi olacak. Open Subtitles نعم لكنك انت القائد, اقصد لو ذهبت ستكون هنالك فوضى
    Otokrasiye nazaran, demokrasi, emtia patlamasını daha da karmaşık hale getiriyor. TED الديموقراطيات قد تصنع فوضى أكثر لطفرة الموارد هذه عن الأنظمة الإستبدادية.
    Ameliyat bayağı pis bir iş. Open Subtitles إنهـا بالأحرى فوضى إنهيـار في غرفة العمليـات
    Olmaz Fiona öldürür beni sonrada pisliği temizlemeye buraya gönderir. Open Subtitles لا أستطيع الذهاب إذا علمت فيونا ستقتلني ثم ستعيدني كي أنظف ما نتج من فوضى جراء ذلك
    Şu anda kirlilik felaket boyutuna ulaşmış ve akan bilgiler içinde birçok kıyıda köşede kalmış şey de dışarı sızıyor. TED وهذا امرٌ فظيع جدا .. ويسبب فوضى عارمة جدا واعتقد ان هنالك الكثير من المعلومات يتم اخفاؤها عن الاعلام

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد