ويكيبيديا

    "في حاجة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gerek
        
    • ihtiyacım var
        
    • lazım
        
    • ihtiyacı var
        
    • gerekiyor
        
    • ihtiyacın var
        
    • ihtiyacımız var
        
    • ihtiyacım vardı
        
    • istiyorum
        
    • ihtiyaçları var
        
    • ihtiyacım yok
        
    • gerektiğini
        
    • gerekiyordu
        
    • zorunda
        
    • yardıma
        
    Fakat artık şaşırmak için tanıdık, bildiğimiz dünyadan ayrılmanıza gerek yok. TED ولكنك لست في حاجة إلى ترك المألوف والسفر حول العالم للتتفاجأ
    Yardımına ihtiyacım var, böyle bakmaya devam edersen çığlık atabilirim. Open Subtitles أنا في حاجة إلى مساعدتك اذا اِستمريت بالتحديق هكذا سأصرخ
    Sana zarar vermek istemiyorum, Ama o belgeler bana lazım. Open Subtitles أنا لا أريد أن أجرحك ولكني في حاجة إلى الوثائق
    Demek ki bu güzel bayanın gerçek bir erkeğe ihtiyacı var. Open Subtitles إذن هذه الفتاة الجميلة لا بد أنها في حاجة لرجل حقيقي.
    Tahta çıkmadan önce prensesin daha çok tecrübe kazanması gerekiyor. Open Subtitles في حاجة لتعلم الكثير منها قبل أن تتولى شئون الحكم
    Ve biraz Noel ruhuna ihtiyacın var. Ve ben çoktan seni kaydettim. Open Subtitles وأنت في حاجة إلى القليل من روح عيد الميلاد ولقد سجلتك بالفعل
    Bu yüzden ileri çıkmanıza ve bu ailenin bir parçası olmanıza ihtiyacımız var. Open Subtitles لذا نحن في حاجة لكم للوقوف جانبنا وأن تكونوا جزءا من تلك الأسرة
    Paraya ihtiyacım vardı, bu yüzden bir kaç kez yaptım. Open Subtitles انا قمت بها عدة مرت لإني كنت في حاجة للمال
    Göç etmek için para ve gidecek bir yer bulmanız gerek. Open Subtitles للهجرة أنتِ في حاجة الى الكثير من المال والمكان المناسب للذهاب
    Hapse girdiğimi biliyorum. Bunu tekrarlamana gerek yok, tamam mı? Open Subtitles أعرف بأنني دخلت الحبس لست في حاجة بأن تذكريني، حسناً؟
    Ama görüyorsun, gerçekten de senin gibi bir dadıya ihtiyacım var. Open Subtitles لكنّك كما ترى، أنا حقا في حاجة إلي مربية أطفال مثلك
    Birbirinize karşı kaybedecek bir sevginizin olmadığınızı biliyorum ama, ona ihtiyacım var. Open Subtitles وأنا أعلم أن ليس هناك حب مفقود بينكما، ولكني في حاجة له.
    Sana yeni bir sabit numara ve sabit telefon lazım. Open Subtitles انت في حاجة الى رقم هاتف وهاتف لخط ارضي جديد.
    Uzun bir gün oldu ve şimdi uyuman lazım tamam mı? Open Subtitles الآن وكان يوم طويل وأنت في حاجة للحصول بعض النوم بخير؟
    Demek ki bu güzel bayanın gerçek bir erkeğe ihtiyacı var. Open Subtitles إذن هذه الفتاة الجميلة لا بد أنها في حاجة لرجل حقيقي.
    Sadece bir hastaneye ihtiyacı var, oradan eminim bir şeyler yapabilirler. Open Subtitles هي في حاجة إلي مُستشفي, أنا مُتأكدة إنهم سيفعلون شيء مـا.
    Ben, bu sabah uyandım, aynaya baktım ve düşündüm ki, değişmem gerekiyor. Open Subtitles استيقظت هذا الصباح ونظرت في المرآه وفكرت مباشرة, أنني في حاجة للتغير
    Bir reçetenin izini sürmemiz gerekiyor. Bunu yapabilirsin, değil mi? Open Subtitles إنّنا في حاجة لإقتفاء وصفة طبيّة، بوسعكِ فعل هذا، صحيح؟
    Gerçekten rahatlaman için biraz daha zamana ihtiyacın var,tamam mı? Open Subtitles أظن حقا أنك في حاجة للمزيد من الوقت لتهدأي, حسنا؟
    Ama korkarım biz onun gibi değiliz. Birbirimize ihtiyacımız var. Open Subtitles لكننا لسنا كذلك، أخشى هذا نحن في حاجة ماسّة لبعضنا
    Ortadan kaybolabilmem için bildiğim en iyi ikinci ajana ihtiyacım vardı. Open Subtitles ولكي أختفي، أنا في حاجة إلى مساعدة ثاني أفضل عميل أعرفة.
    Günlüğü 50'ye iki kuyu kazıcı ve iki işçi istiyorum. Open Subtitles أنا في حاجة لحفارين جيدين وعاملان بـ 50 في اليوم
    John ve Any'nin bana gerçekten ihtiyaçları var şimdi ve hoşlarına da gidecektir. Open Subtitles جون و ايمي اكيد في حاجة لي الان لذلك،، متأكدة أنهم يودون ذلك
    Gerçek bir erkek olmaya ihtiyacım yok. Ben bir aktörüm. Open Subtitles أنني لست في حاجة لأن أكون رجل حقيقي أنني ممثل.
    Ekonomi üzerindeki bu tehlikeyi gördükten sonra, bu soruna bir çözüm bulmamız gerektiğini düşündüm. Tüm bunlara yaklaşımım bu. TED وبالتالي بالنظر إلى هذا الخطر على الاقتصاد، فكرت أننا في حاجة إلى حل لهذا المشكل. هذه مقاربتي لكل هذا.
    Küçük prototipimiz bize çok iyi olacağına dair iyi sezgiler veriyordu fakat hala üzerinde çok çalışmamız gerekiyordu. TED نموذجنا الأولي الصغير أعطانا تبصرا جيدا أنه يعمل بشكل جيد، لكن لا نزال في حاجة إلى العمل أكثر عليه.
    Bu, bilginin kendi kendine izanlı olup, ona ihtiyaç duyduğumuzda biz aramak zorunda kalmadan bize geldiği bir dünya. TED إنه عالم حيث المعلومات نفسها أصبحت ذكية، وتأتي إلينا تلقائيا عندما نكون في حاجة إليها دون الحاجة إلى البحث عنها.
    yardıma ihtiyaçları vardı ve büyük şirketlerin kendileri de bu ikilemin içindeydiler. TED كانوا في حاجة إلى المساعدة و الشركات الكبيرة نفسها لديها نفس المعضلة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد