Onunla büyük bir birahanede tanıştım. Oradaki en popüler garson kızdı. | Open Subtitles | قابلتها في قاعة بيرة كبيرة كانت النادلة الأكثر شعبية عندهم |
Ting-Tange tanıdığım en güzel, en komik ...en olağanüstü kız olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | ساقول لتنج تنج أنها أظرف والطف . وأروع فتاة قابلتها على الأطلاق |
Onunla Doğu Cape'de bir hastanede tanıştık ve koca bir öğleden sonrayı beraber geçirdik - etkileyici bir çocuk. | TED | وكنت قد قابلتها في مستشفى في مدينة كيب الغربية وقضيت كل فترة بعد الظهيرة معها .. انها فتاة رائعة |
Aslına bakarsan evlat, tanıştığın bu kız, o da mükemmel değil. | Open Subtitles | و دعنى أوفر عليك الحيرة الفتاة التى قابلتها ليست مثالية أيضاً |
-Kendine gel. Onu seviyormuş. Daha yeni tanıştınız. | Open Subtitles | هل سمعت نفسك كيف تحبها وانت قابلتها للتو |
Onunla yeni tanıştın. Ama ayak işlerini yaptırmaya başlamış bile. | Open Subtitles | انت قابلتها حالاً، و هي بالفعل جعلت تجري بالجوار لأجلها |
Central Park'ta gördüğüm bir üniversiteli kız. | Open Subtitles | وفتاة من وسط نيويورك قابلتها في سنترال بارك |
O bir öğretmen. Onunla, Şanghay'dan gelen bir buharlı vapurda tanıştım. | Open Subtitles | إنها معلمة بالمدرسة.لقد قابلتها على متن باخرة قادمة من شنغهاي |
Yardım hattına katılmaya karar verdiğimde tanıştım. | Open Subtitles | قابلتها عندما وافقت على الاشتراك في الحفل الخيري. |
Elizabeth'le onun düzenlediği bir galerinin açılışında tanıştım. | Open Subtitles | أول مرة قابلتها في حفلة في ليلة تجربة أداء |
tanıdığım en güzel kadınlardan birisiyle yağmur yağarken tanışmıştım. | Open Subtitles | ، واحدة من أجمل السيدات اللاتي عرفتهن قابلتها في المطر |
Kanımca, hayatımda tanıdığım en inatçı genç bayansınız. | Open Subtitles | في اعتقادي أنك أعند شابة قابلتها في حياتي |
Her tanıdığım kadını, yükseklerde tuttum. | Open Subtitles | كل امرآة قابلتها كنت أرفع من منزلتها عندى |
Gail beni muhasebe müdürü sandı, üstelik posta odasında tanıştık. | Open Subtitles | ظنت غيل انني اعمل في الحسابات بينما قابلتها في البريد |
Hapishanede tanıştık ve kim olduğunu bilmiyordum ve şimdi kardeşinin beni öldüreceğinden eminim. | Open Subtitles | قابلتها بالسجن، ولا أعلمُ بأنّها أختُ القاتل والآن، أنا مُقتنع بأنّ أخاها سيقتلني. |
Henüz tanıştığın birinden kurtulmanın en hızlı yolu ne diye düşünüyordum. | Open Subtitles | نعم.كنت افكر ما هي اسرع طريقة للتخلص من فتاة قابلتها للتو |
- Orada mı tanıştınız? | Open Subtitles | وتلك كانت المرة الأولى التي قابلتها بها؟ نعم، كانت.. |
Ve onla bir antikacıda tanıştın. Bunu nasıl yapıyorsun anlamıyorum. | Open Subtitles | وانت قابلتها في محل يبيع الخردوات انا اجهل كيف تفعل ذلك |
Ama Lanie bugüne dek gördüğüm en hezeyanlı, en kendiyle meşgul en benmerkezci kadınsın. | Open Subtitles | أنك أكثر إنسانة موهومة ومتورطة نفسيا وذاتية و أنانية قابلتها فى حياتي |
İşte o zaman, Fatima'yı düşünmeye başladım, o, ilk tanıştığımda, özel olarak görmeyi başaramadığım kişiydi. | TED | وفي هذه اللحظة بدأت أتذكر فاطمة فاطمة التي فشلت في رؤية تميزها عندما قابلتها أول مرة |
Bu doğru. Onunla Miami otobüsünde karşılaştım. | Open Subtitles | انها حقا كذلك لقد قابلتها فى حافلة من ميامى |
Onunla yolda otobüste karşılaştık. Ondan kurtulamadım. | Open Subtitles | قابلتها في الطريق ولم أستطع التخلّص منها |
Sevgilim. O... Bir çok kez tanışmıştın. | Open Subtitles | صديقتي, لقد قابلتها عدة مرات قابلتها و قابلتها |
Hayır. Onu gördüm, fakat avukatı olmadan bir tek kelime etmeyecekmiş. | Open Subtitles | لقد قابلتها, ولكنها لا تريد التحدث الا فى وجود محاميها |
Şimdiye kadar karşılaştığım en iyi telepatsın. Diğerlerini bulmamıza yardım edebilirsin. | Open Subtitles | أنتِ أفضل متخاطرة ذهنيًا قابلتها بحياتي يمكنكِ أن تساعدينا لنجد الآخرين |
Onunla camide görüştüm zaten. Cuma namazına gittiğini hatırladım. | Open Subtitles | قابلتها في المسجد، تذكرتُ أنّها لا تفوّت صلاة الجمعة. |