Evlilik öncesi saadetinizi nasıl iyi etkileyeceğini hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَتخيّلُ بأنّه جيدُ جداً لنعمتِكَ قَبْلَ زوجيةِ، أمّا. |
Neden zafer öncesi küçük bir kutlama yapmıyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نحضى بإحتفال صغير قَبْلَ النصر؟ |
Django, git! Kendini kurtar, çok geç olmadan kaç. | Open Subtitles | أنقذ نفسك جانجو إهربْ قَبْلَ فوات الأوآن. |
Gozer daha önceden belirlenmiş bir formda gelecek. | Open Subtitles | جوسر، المسافر. هو سَيَجيءُ في أحد الأشكالِ قَبْلَ المُختَاَرةِ. |
Bu 17 yıl önce biz daha sözleşmeyi dahi imzalamadan önceydi. | Open Subtitles | ذلك كَانَ قبل 17 سنةً. قَبْلَ أَنَّنا حتى وقّعنَا ذلك العقدِ. |
Lavon Hayes her sene maçtan önceki perşembe akşamı parti verir. | Open Subtitles | اترين، كُلّ سَنَة لافون هايز يستضيف حفلة ليلة الخميس قَبْلَ المباراة |
Evlilik öncesi yaptığımız anlaşmaya göre payıma düşen üstümde. | Open Subtitles | حَسناً، طبقاً للشروطِ إتفاقيتِنا قَبْلَ زواجيةِ، أَعتقدُ أَلْبسُ سهمَي العادلَ. |
Sonra da düğün öncesi hazırlıklar başladı. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين هو كَانَ العاديينَ مادة قَبْلَ الزفاف. |
Ve, insanlarınızın evlilik öncesi seks konusunda muhafazakar olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | ولقد لاحظتُ ميلكَ المتحررِه فيما يتعلق بالجنسَ قَبْلَ الزواج. |
Bilirsin evlilik öncesi sadakat önemli bir şeydir. | Open Subtitles | تَعْرفُيَ هخليك مخلصة قَبْلَ أَنْ أَتزوّجُه |
Eee neler oluyor, düğün öncesi gerginliği mi? | Open Subtitles | إذاً، ماذا يحدث؟ أهو خوف ما قَبْلَ الزفاف؟ |
David çok geç olmadan, kendini öldürmelisin. | Open Subtitles | يجب ان تقْتلُ نفسك ديفيد قَبْلَ فوات الأوآن |
Bu olmadan onu getirmelisin. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ تنقذها قَبْلَ أَنْ يحْدثُ هذا |
Ama çok, çok çok fazla mutlu olmadan önce benimle paylaşmak istediğin, başka birşey daha var mı? | Open Subtitles | لكن، يا، قَبْلَ أَنْ أُصبحُ حقاً حقاً سعيد جداً، هناك أي شئ آخر تُريدُ الإشتِراك معي؟ |
Bir daha hayatımı kurtarmayı planladığında, ....önceden söyle de bakkala gideyim. | Open Subtitles | أخبرْني قَبْلَ أَنْ أَذْهبُ إلى المخزنِ. بقي أن نكتشف أين يخبؤون أسلحتَهم. |
Bunun önceden var olan bir hastalık olup olmadığını araştırıyorlardı. | Open Subtitles | تَحرّى سواء أَو لَيسَ هذا كَانَ شرط قَبْلَ حالي. |
Bazı eyaletlerde mantıklı insan önceden var olan hastalık tanımı yasaldır. | Open Subtitles | في بَعْض الولاياتِ، هو قانونيُ أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ شخص متعقل شرط قَبْلَ حالي. |
Bu, öyle dememi istemediğini öğrenmemden önceydi. | Open Subtitles | الذي قَبْلَ أَنْ أَعْرفُ هي لَمْ تُردْني إلى. |
Neyse, bu uzun zaman önceydi, böyle bir adam olmadan önce. | Open Subtitles | حَسناً، كَانَ هذا منذ زمن طويل ، قَبْلَ أَنْ أصبح مثل ما انا عليه |
Fantasia'nın Nasty işe başlamadan önceki halini almasını diliyoruz. | Open Subtitles | نَتمنّى ان الفنتازيا ترجع كما كانت قَبْلَ أَنْ بَدأَ هذا العمل السيئِ. |
Orduyu bulmadan önceki bir sürü garip işimden biri. | Open Subtitles | إحدى العديد مِنْ أعمالي الصغيرة المختلفةِ قَبْلَ أَنْ أدخل الجيشَ |
O gelmeden önce İngilizler'le, her şey saat gibi işliyordu. | Open Subtitles | قَبْلَ أَنْ يأتي كان كُلّ شيءَ مظبوط مثل ساعةِ إنجليزيةِ |
Onlar şatoya varmadan, bizim varmamız lazım. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ نَصِلَ إليهم قَبْلَ أَنْ يَصِلونَ القلعةَ |
Evet... Gitmeden önce bodruma son bir kez bakmak istedim. | Open Subtitles | أردتُ إلْقاء النظرةِ الأخيرةِ واحدة في السردابِ قَبْلَ أَنْ أَتْركُ. |