"قُلتَ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• dedin
• söylemiştin
• söyledin
• demiştin
• dediniz
• dediğin
• söylediğin
• söylemiştiniz
• söylediniz
• söylediğini
• dediğini
• söylemedin
• demiştiniz
• Hani

Çünkü hamile olduğu ortaya çıkmış dedin, emin olmamız lazım hemen.
لأنك قُلتَ أن قصّة الحملِ انتشرت لذا نَحتاجُ إلى التأكد الآن

dedin ki eğer istediğimi yapmama izin verirsen, babamın zindandan çıkmasına izin verecektin.
قُلتَ إذا تَركتُك لَهُ طريقُكَ مَعي، أنت تَتْركُ أبي خارج الزنزانةِ.

Charlie, iki kan tipi arasında üstünlük savaşı olduğunu söylemiştin.
شارلي ، انت قُلتَ ذلك هناك معركة بين السلالتين للهيمنةِ.

Sen ayrıldığını söylemiştin çünkü büyükannem güçlerimizi kullanmamızı istiyordu, ama sen istemiyordun.
لقد قُلتَ بأنك غادرت لأنَّ جدَّتنا أرادت أن نستخدم قدراتنا وأنت رفضت

Onunla hiç konuşmadığını söyledin ama belki başka bir şekilde iletişim kurmuş olabilirsin.
قُلتَ أنك لم تتحدث إليه لكن ربما كان لديك طريقة أخرى للتواصل معه

Ama demiştin ki sen olmasaydın takımın eyalet şampiyonluğunu kazanamazdı.
لَكنَّك قُلتَ ذلك بدونك فريقكَ لَنْ يَكونَ عِنْدَهُ رَبحتْ حالةً.

Kamptan uzaklaşınca birkaç el ateş edebilirsiniz dediniz.
قُلتَ بأنّنا يُمْكِنُ أَنْ نُفجر قليلا عندما تَركنَا المعسكراً.

Onların başlığının sadece bir yüzünde işaret var dedin, emin misin?
قُلتَ الصولجان الذي معهم له علامات من جهة واحدة فقط هَلْ أنت متأكّد ؟

Bana 30 yaşında dedin sanıyordum, ne demek bu?
انا إعتقدَ بأنّك قُلتَ بأنّك كُنْتَ ثلاثون.

Hazırlık okulundan değil, liseden dedin
أنت قُلتَ مدرسة عليا، لَيسَ مدرسة تمهيديةَ؟

HAYIR SANIRIM JERRY dedin, LEWiS DEKi GiBi...
لا، أنت لا بدَّ وأنْ قُلتَ جيري، مثل لويس،

- Bunun kötü olduğunu söylemiştin.
أعذرْني، إجون. قُلتَ عبور الجداولِ كَانَ سيئةَ.

Dosdoğru otogara gideceğini söylemiştin.
أنتي قُلتَ بأنّك ستَتّجهين مباشرةً إلى محطةِ الحافلةَ

Kafa karıştırmaya çalışacaklarını sen söylemiştin. İşte yapıyorlar.
قُلتَ بأنَّهم سيحاولُون تَغْيير رأيك، والآن هم فعلوا.

İki seçeneğim olduğunu söyledin, F almak ya da uzaklaştırılmak.
،لقد قُلتَ بأن كان لدي خيارين .إما الرسوب أو الإيقاف

Az önce sen de söyledin, eğer David'e bir şey olduysa bunun gündüz olması gerekir.
حسناً، لقد قُلتَ بنفسك لو أن أى شيىء حدث، لا يجب أن يحدُث فى وَضَح النهار. آه، هذا صحيح.لقد نسيت.

demiştin ki eğer ondan kaçarsam, tüm hayatımdan da kaçmış olurmuşum.
قُلتَ إذا هَربتُ منه، أنا سَأَهْربُ حياتَي الكاملةَ.

Asla kabul etmem dediğin hakaret gibi bir rakam vardı ya?
تَتذكّرُ ذلك رقمِ الإهانة قُلتَ أنت لَنْ تَقْبلَ؟

Doğru olduğunu söylediğin şeylerin dövmeli kıçımın büyüklüğünde bir listesini verebilirim.
يُمكنني إعطائكَ لائحَة بحجمِ مُؤخرتي الموشومَة بالأشياء التي قُلتَ أنها صحيحة

Komutan, yedi kişilik bir ekibiniz olduğunu söylemiştiniz.
قائد إعتقدتُ بأنّك قُلتَ كَانَ عِنْدَكَ فريق الرجال السبعة.

Siz de "çakrkeyif" oldugunu söylediniz.
إان كانت السيدة مانيون ثملة وأنت قُلتَ بأنّها كَانتْ سكرانة.

0verman, bunların emniyetli olduğunu söylediğini sanıyordum.
يا مراقب،إعتقدتُ بأنّك قُلتَ ان تلك المساراتِ كَانتْ آمنة

Ne dediğini duydum. Daha ileri gitmeyeceğim.
سَمعتُ ما قُلتَ و لَنْ أَذْهبَ أي مكان آخر

İrticalen konuşmamı söylemedin.
أنت قُلتَ اقرائى ما كان يجب أنْ أَرتجلَ.

- Ama uzun bir süreç olacak demiştiniz.
ورغم ذلك قُلتَ بأنّها ستستغرق مدة طويلة.

Büyük bir yarasaya çarptığını söylüyordun. Hani nerede?
قُلتَ بأنّك ضَربتَ , خفاش ملعون كبير أين هو؟