Çok büyük bir para gibi geliyor; Çok büyük bir para. | TED | يبدو هذا المبلغ كبيرا جدا ، نعم هو ضخم في الواقع. |
Bu fiyatlar büyük oranda büyük, ışıltılı hastane binalarına yatırımlar yüzünden yükseliyor. | TED | وجزء كبيرا من هذه النفقات تقودها الاستثمارات في مباني المستشفيات الكبيرة اللامعة. |
ama şunun farkına vardık fikirlerimizi sunma şeklimiz, büyük fark yaratıyor. | TED | لكننا وجدنا أنه الطريقة التي نعرض بها أفكارنا، تصنع فارقا كبيرا. |
Umarım harika bir eski menajerin yanında oturduğunu biliyorsundur. - Evet. | Open Subtitles | تعلم أنه يجب عليك كبيرا ومن السابق لمؤتمر الأطراف على الطاولة. |
Ve elbette ki bu başarı büyük bir çaba gerektiriyordu. | Open Subtitles | قد كلّفه هذا قدرا كبيرا من الجهد وهو الآن منهك |
Uyumuyordum. Tüm oda aydınlandı Terry. Odada büyük bir parıltı gördüm. | Open Subtitles | لقد أضاءت الغرفة بأكملها يا تيرى لقد رأيت وكأنها وميضاً كبيرا |
Küçük bir çocuğa 20'den büyük her şey yaşlı görünür. | Open Subtitles | بالنسبه لطفله مثلك أى شخص فوق ال 20 يبدو كبيرا |
Bunu küçük kafana sok çünkü kafan fazla büyük değil. | Open Subtitles | ضع هذا في رأسك الصغير، لأن رأسك ليس كبيرا جدا |
Yalnızca büyük insanlar Sinderelli'ye yardım edebilir. büyük olmak istiyorum.! | Open Subtitles | فقط الأشخاص الكبار يساعدون سندريلا أنا أريد أن أصبح كبيرا |
38 olduğumda da 48 olacaksın. Hiç de büyük bir fark değil. | Open Subtitles | وانا بالثمانية وثلاثون تكون بالثمانية واربعون ذلك ليس إختلافا كبيرا على الإطلاق |
Kısaca, vergilerdeki bu küçük indirim, devlet okullarında büyük bir fark meydana getirecektir. | Open Subtitles | باختصار هذه الزيادة الضريبية البسيطة يمكن أن تحدث فرقا كبيرا في مدارسنا العامّة |
Hadi Tracy, bu senin için büyük bir para değil. | Open Subtitles | بالله عليك يا ترايسي هذا ليس مبلغا كبيرا بالنسبة لكِ |
Bu gerçekten zaman alır canım, büyük bir arama yapılmalı. | Open Subtitles | حسنا ، هذا سياخذ وقتا كبيرا فى البحث بهذا النظاق |
Ben de bitirdim ve büyük bir şey daha yaptım. | Open Subtitles | في قلبي لذا, انهيت الأمر, و بعدها فعلت أمرا كبيرا |
Bu kadar büyük bir sır olmasına gerek yok diyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أنه لا يجب أن يكون سرا كبيرا |
Sadece harika ve sevimli, duygusal bir an mı yarattık yoksa uzun vadeli etkileri olacak mı diye o zamanlar merak etmiştim. | TED | وكنت أتساءل هل ما قمنا به هو فقط مجرّد لحظات من المشاعر الفياضة وهو جميل لكنه لن يأخذ تأثيرا كبيرا |
Donaldson Çok iyiydi. Karşılığında ona kocaman sarıldı ve her şey iyi gitti. | TED | وكان سام لطيفا و أعطاها عناقا كبيرا في المقابل، لقد كان الأمر رائعا. |
Bu DNA'sında gizlilik olan bir organizasyon için önemli bir kültür değişimiydi. | TED | كان تغييرا كبيرا في ثقافة منظمة كانت السرية تجري في عروقها. |
Yalnız böyle bir iş için, oldukça iri birisi olmalıydınız kocaman ellere sahip birisi. | Open Subtitles | فى هذه الوظيفة, يجب ان تكون رجلا كبيرا بزوج من الأيادى الكبيرة |
Çok büyüktü, Çok güzeldi, ve burada yaşıyor, bizim gölümüzde. | Open Subtitles | لقد كان كبيرا لقد كان جميلا، و يعيش فى بحيرتنا |
Bu konuda uzman biri olmadan pek bir şey yapamazlardı. | Open Subtitles | لم ببدوا إهتماما كبيرا بمن يكون له علاقة بهذا الموضوع |
Soruşturmada epey ilerleme kaydetmişsiniz. | Open Subtitles | لقد أحرزت تقدّما كبيرا في التحقيق في خلال هذا الوقت |
Ülkem sadece Koca bir manastırdan ve mutlu keşişlerden oluşmuyor. | TED | إن بلدي ليس ديرا كبيرا مسكون من قبل رهبان سعداء. |
Tanrım, Yeğenime bak, nasıl da büyümüşsün. | Open Subtitles | با اللهى. كيف اصبح ابن اختى كبيرا هكذا؟ انظر الى نفسك. |