"كبيرا" - Translation from Arabic to Turkish

• büyük
• harika
• yaşlı
• kocaman
• fazla
• önemli
• Çok
• iri
• büyüktü
• pek
• epey
• Koca
• büyümüşsün

Çok büyük bir para gibi geliyor; Çok büyük bir para.
يبدو هذا المبلغ كبيرا جدا ، نعم هو ضخم في الواقع.

Bu fiyatlar büyük oranda büyük, ışıltılı hastane binalarına yatırımlar yüzünden yükseliyor.
وجزء كبيرا من هذه النفقات تقودها الاستثمارات في مباني المستشفيات الكبيرة اللامعة.

ama şunun farkına vardık fikirlerimizi sunma şeklimiz, büyük fark yaratıyor.
لكننا وجدنا أنه الطريقة التي نعرض بها أفكارنا، تصنع فارقا كبيرا.

Umarım harika bir eski menajerin yanında oturduğunu biliyorsundur. - Evet.
تعلم أنه يجب عليك كبيرا ومن السابق لمؤتمر الأطراف على الطاولة.

Ve elbette ki bu başarı büyük bir çaba gerektiriyordu.
قد كلّفه هذا قدرا كبيرا من الجهد وهو الآن منهك

Uyumuyordum. Tüm oda aydınlandı Terry. Odada büyük bir parıltı gördüm.
لقد أضاءت الغرفة بأكملها يا تيرى لقد رأيت وكأنها وميضاً كبيرا

Küçük bir çocuğa 20'den büyük her şey yaşlı görünür.
بالنسبه لطفله مثلك أى شخص فوق ال 20 يبدو كبيرا

Bunu küçük kafana sok çünkü kafan fazla büyük değil.
ضع هذا في رأسك الصغير، لأن رأسك ليس كبيرا جدا

Yalnızca büyük insanlar Sinderelli'ye yardım edebilir. büyük olmak istiyorum.!
فقط الأشخاص الكبار يساعدون سندريلا أنا أريد أن أصبح كبيرا

38 olduğumda da 48 olacaksın. Hiç de büyük bir fark değil.
وانا بالثمانية وثلاثون تكون بالثمانية واربعون ذلك ليس إختلافا كبيرا على الإطلاق

Kısaca, vergilerdeki bu küçük indirim, devlet okullarında büyük bir fark meydana getirecektir.
باختصار هذه الزيادة الضريبية البسيطة يمكن أن تحدث فرقا كبيرا في مدارسنا العامّة

Hadi Tracy, bu senin için büyük bir para değil.
بالله عليك يا ترايسي هذا ليس مبلغا كبيرا بالنسبة لكِ

Bu gerçekten zaman alır canım, büyük bir arama yapılmalı.
حسنا ، هذا سياخذ وقتا كبيرا فى البحث بهذا النظاق

Ben de bitirdim ve büyük bir şey daha yaptım.
في قلبي لذا, انهيت الأمر, و بعدها فعلت أمرا كبيرا

Bu kadar büyük bir sır olmasına gerek yok diyorum.
أنا فقط أقول أنه لا يجب أن يكون سرا كبيرا

Sadece harika ve sevimli, duygusal bir an mı yarattık yoksa uzun vadeli etkileri olacak mı diye o zamanlar merak etmiştim.
وكنت أتساءل هل ما قمنا به هو فقط مجرّد لحظات من المشاعر الفياضة وهو جميل لكنه لن يأخذ تأثيرا كبيرا

Donaldson Çok iyiydi. Karşılığında ona kocaman sarıldı ve her şey iyi gitti.
وكان سام لطيفا و أعطاها عناقا كبيرا في المقابل، لقد كان الأمر رائعا.

Bu DNA'sında gizlilik olan bir organizasyon için önemli bir kültür değişimiydi.
كان تغييرا كبيرا في ثقافة منظمة كانت السرية تجري في عروقها.

Yalnız böyle bir iş için, oldukça iri birisi olmalıydınız kocaman ellere sahip birisi.
فى هذه الوظيفة, يجب ان تكون رجلا كبيرا بزوج من الأيادى الكبيرة

Çok büyüktü, Çok güzeldi, ve burada yaşıyor, bizim gölümüzde.
لقد كان كبيرا لقد كان جميلا، و يعيش فى بحيرتنا

Bu konuda uzman biri olmadan pek bir şey yapamazlardı.
لم ببدوا إهتماما كبيرا بمن يكون له علاقة بهذا الموضوع

Soruşturmada epey ilerleme kaydetmişsiniz.
لقد أحرزت تقدّما كبيرا في التحقيق في خلال هذا الوقت

Ülkem sadece Koca bir manastırdan ve mutlu keşişlerden oluşmuyor.
إن بلدي ليس ديرا كبيرا مسكون من قبل رهبان سعداء.

Tanrım, Yeğenime bak, nasıl da büyümüşsün.
با اللهى. كيف اصبح ابن اختى كبيرا هكذا؟ انظر الى نفسك.