O yüzden Herşey yolunda şimdi, öyle değil mi kardeşlerim? | Open Subtitles | لذلك كل شيء على ما جيدة الآن، الحق، أيها الإخوة؟ |
Evet, Herşey yolunda, ama yemeğe gelemeyeceğim. | Open Subtitles | أجل ، كل شيء على ما يرام ولكني لن ألحق العشاء بالمنزل |
- Hayır, hala cevap yok. Bir şey yok. Polisi aradım. | Open Subtitles | ـ مازال يرن ـ كل شيء على ما يرام, لقد إتصلت بالشرطة |
Hayır, Her şey yolunda değil. Çok tuhaf Bir şey oluyor. | Open Subtitles | لا، ليس كل شيء على ما يرام ثمة أمر غريب يحدث هنا |
Evet. Hayır, dostum, aslında, ilk kez Her şey çok güzel. | Open Subtitles | أجل ، لا ، صديقي ، في الحقيقة ، لأول مرة كل شيء على ما يرام |
Oraya önce senin gitmeni istiyorum. Her şeyin güvenli olduğundan emin ol. | Open Subtitles | أنت اذهب للداخل أولا لترى إن كان كل شيء على ما يرام |
- Geç kaldık özür dileriz - Her şey yolunda mı? | Open Subtitles | ـ آسفين للتأخر ـ هل كل شيء على ما يُرام ؟ |
Herşey yolunda giderse, daha sonra buluşacaklardı. | Open Subtitles | ولو سار كل شيء على ما يرام فانهم سيتجمعون فى وقت واحد |
Eğer Herşey yolunda giderse en geç 12:00-12:30 civarında buradan çıkarsın. | Open Subtitles | إذا سار كل شيء على ما يرام ستكون حراً بحلول منتصف الليل |
Herşey yolunda. Charlie, Hadi onu eve bırakalım. | Open Subtitles | لا بأس، كل شيء على ما يرام دعنا نعيده بيته يا تشارلي |
Şimdi,başkalarının işine burnumu sokmak istemiyorum.Fakat evde Herşey yolunda mı? | Open Subtitles | لا أريد أن أتطفل ولكن هل كل شيء على ما يرام في المنزل؟ |
İyi olacak. Herşey iyi olacak. | Open Subtitles | كل شيء على ما يُرام كل شيء سيكون على ما يُرام |
Herşey yoluna girecek. | Open Subtitles | لا بأس يا عزيزتي سيكون كل شيء على ما يرام |
Hayatın berbatken yeni bir takım alıp Bir şey yokmuş gibi davranmışsın. | Open Subtitles | إذاً, حياتك مزرية, تخرج تشتري بدلة تتظاهر بأن كل شيء على ما يرام |
- Sorun yok ufak Bir şey. | Open Subtitles | لابأس, إنه صغير جداً ,كل شيء على ما يرام |
Endişelenecek Bir şey yok. Her şey yolunda. Evet, doktorla görüşmem gerekecek. | Open Subtitles | لا يوجد ما تقلق حياله، كل شيء على ما يرام أجل، احتاج زيارة من الطبيبة. |
Peki, belki başlangıçta şüphelerim oldu ama sonunda Her şey çok güzel oldu. | Open Subtitles | كل الحق، حسنا، وكان ل ربما شكوكي في البداية... ... ولكن كل شيء على ما اتضح حقا، لطيف حقا. |
Eğer bunu yapabilirsek, bence Her şey çok güzel olacak. | Open Subtitles | ،وإذا قمنا بهذا سيمر كل شيء على ما يرام |
Buraya Her şeyin yolunda olduğunu söylemek için beni çağırdın. | Open Subtitles | لقد جلبتيني كي تخبريني أن كل شيء على ما يرام |
Ben sadece aradığınız Her şeyin iyi olduğunu söylemek için. | Open Subtitles | تتصل بي فقط لتقول أن كل شيء على ما يُرام |
- Her şey yolunda mı? - Mükemmel. Hiçbir problem yok. | Open Subtitles | ـ كل شيء على ما يرام ـ أجل، الأمور جيّدة، لا مشاكل |
Bu öğleden sonra galiba. Ama şu an Sorun yok. Hallettim ben. | Open Subtitles | قد يكون بعد الظهر لكن كل شيء على ما يرام، فسأجد حلاً |
Genellikle sol insan doğasının iyi olduğuna inanıyor, insanları bir araya getirin, duvarları yıkın ve Her şey yolunda olacak. | TED | ولذلك يعتقدُ اليساريون عامةً أن الطبيعة البشرية هي جيدة: تجمعُ الناس معًا وتهدمُ الجدران وسيكون كل شيء على ما يرام. |