ve diğeri ile yer değiştiren bir sisteme sahipsen BU maymunların daktiloda yazdığına benzer. Bu talimatlardan her biri | TED | واذا كان لديك نظام حيث يُستبدل واحد بالاخر تُشابه كتابة القرود على الاًلة الكاتبة كل واحد من تلك الاوامر تظهر |
Bu noktaların her biri kendi yayıncısı. | TED | كل واحد من هؤلاء النقاط هو صاحب قناة بث |
Bu 5 okyanusun her biri, kendi aralarında genellikle okyanus olarak bahsedilse de, aslında devasa, tek bir su kütlesinin bir parçası, Dünya gezegeninin yüzünü kaplayan bir okyanusun parçası. | TED | كل واحد من هؤلاء الخمسة، بينما يشار لها على أنهم محيطات بحد ذاتها، هي في الحقيقة جزء من جسم كبيرٍ واحدٍ من الماء، محيطٌ وحيد، والذي يعرِّف وجه كوكب الأرض. |
Ama yanılgımız şu ki, her birini tek tek çözülecek sorunlar olarak görüyoruz. | TED | لكننا نرى، بطريقة خاطئة، كل واحد من هذه المشاكل كمشاكل فردية ينبغي حلها. |
Kaçınız rengi değişen karelerin her birini farketti? | TED | صحيح ؟ كم شخص منكم لاحظ أن كل واحد من هذه المربعات تغيرلونه ؟ |
Geri çekilmemizin 48. saatinde her bir çalışanım hastalandı ve insanlar ölmeye başladı. | Open Subtitles | ثماني وأربعين ساعة في الخلوة كل واحد من موظفي مريض الناس سوف تموت |
Bu genlerin her birinin hastalık teşhisine yardımcı olma olasılığı var. | TED | لدى كل واحد من هذه الجينات إمكانية الإختبار التشخيصي. |
Aslında, bu terimlerin her biri parçacıkların bazılarını ifade ediyor. | TED | فى الاساس، كل واحد من هذه المصطلحات يشير الى بعض الجسيمات |
Size şunu söyleyeyim, benim hastalarımın her biri bir aykırılıktır, bir istisnadır. | TED | وأستطيع أن أقول لكم أن كل واحد من مرضاي هو عبارة عن قيمة متطرفة. وعبارة عن استثناء. |
Becerilerinizi test etme adına bu üç başlığın her biri için basitleştirilmiş bir araştırma senaryosu oluşturduk. | TED | لقد قمنا بابتكار سيناريو بسيط لإجراء بحث حول كل واحد من هذه العناوين وذلك لنختبر مهاراتك. |
Çikolata bir yana, o deneylerin her biri, burada, Dünya'da cevaplayamayacağımız bir sorunun cevaplanmasını sağlıyor. | TED | الآن بجانب الشوكولا كل واحد من هذه التجارب تتيح لنا الإجابة عن الأسئلة العلمية التي لا يمكننا فعلها هنا في الأرض. |
Sonra, bu ufaklıkların her biri 25 megatonluk bomba taşır. | Open Subtitles | ثم ,كل واحد من الآليين يحمل 25 ميجا طن من القنابل |
Hayvanların her biri, bir kepçe dolusu alıyor. | Open Subtitles | كل واحد من هؤلاء الحيوانات يحصل على مقدار مغرفة واحدة |
Bu sürüngenlerden her biri doğuştan hamile doğuyor. | Open Subtitles | كل واحد من هذه الزواحف المذهلة مولود و هو حامل |
her biri farklı odaya dedim, hemen. | Open Subtitles | كل واحد من هؤلاء الشبان في غرفة منفصلة .. في الحال |
Şimdi, unutmayın... bu hastalıkların her biri... size kolayca bulaşabilir. | Open Subtitles | الآن ، تذكروا ..كل واحد من هذه الأمراض يمكن بسهولة أن ينـتقل إليك |
Hep birlikte, 86 mesleki kategorinin her birini ve 80'den fazla ülkeyi temsil ediyorlar. | TED | وهي مجتمعة تمثل كل واحد من 86 من الفئات المهنية و من أكثر من 80 بلدا. |
Katillerin her birini ele geçirmem 30 yılımı alsa da... 30 yıl boyunca bu işin peşini bırakmayacağım! | Open Subtitles | حتى إذا استغرق الأمر مني 30 عاما للنيل من كل واحد من القتلة إذن سأستمرفى التحقيق لمدة 30 سنة |
Bu adamların her birini, farklı odalara koyacaksınız. | Open Subtitles | أريد كل واحد من هؤلاء الشبان في غرفة منفصلة .. |
Aracın kablosuz iletişim kapasitesi kapsamında yazılımın kontrol ettiği her bir parçayla iletişime geçilebildi. | TED | كانوا قادرين على اختراق كل واحد من قطع البرمجيات التي تسيطر كل واحدة من القدرات اللاسلكية للسيارة. |
her bir neokortal kolon bir nota sesi cikartir. | TED | كل واحد من أعمدة النيوكورتيكال هذه تقوم بإنتاج نوتة. |
Ve her bir traktör için, 10, 15 aile evlerinden kovuldular. | Open Subtitles | كل واحد من تلك الجرارات كان يتسبب فى تشريد 15 عائلة من منازلهم |
Ve sonra bana bu kamyon ve trenlerin her birinin potansiyel terorist hedefi olmadığını söyleyin. | TED | ثم أخبروني أن كل واحد من تلك الشاحنات والقطارات لن تكون هدف محتمل للارهابيين. |