Bir şeye açıklık getireceğim: Buraya ne yemeniz gerektiğini söylemeye gelmedim. | TED | سأتخلص من أمرٍ ما عن كاهلي: أنا لست هنا لأخبر أي شخص ماذا يأكل. |
Anneme yatak hoplamalarının yaşamımda derin yaralar açtığını söylemeye. | Open Subtitles | لأخبر أمي أن هوايتها العشوائية في المعاشرة جرحتني جرح دائم طول حياتي |
Şimdi, kendime, popüler bir kızlarla tanışıp farklı bir kariyer seçmemi söylemek için geçmişe döneceğim. | Open Subtitles | والآن، سأعود بالزمن لأخبر نفسي أن أختار مهنة مختلفة مهنة أقابل بها امراة طاغية الأنوثة |
Hemen aşağı inip anneannene anlattığının her neyse yalan olduğunu söyleyeceğim Her neyse. | Open Subtitles | أنا ذاهبة للأسفل لأخبر جدتك أنيلمأخبركأيشيء.. أياً ما يكون .. |
Büyükanneme uğrayıp olanları anlatmam lazım. | Open Subtitles | ولكنني أريد الذهاب إلى بيتي لأخبر جدتي بما حدث |
Ben Anya'ya maymun konusunu hızlandırmasını söyleyeyim. | Open Subtitles | نعم , سأذهب لأخبر آنيا بآخر الأخبار عن مشكلة القرد |
Karıma saçma bir bahis yüzünden 200$ kaybettiğimi söylemem gerek. | Open Subtitles | سأذهب لأخبر زوجتي بأنني خسرت 200دولار على صفقة غبية |
kafasını kestim ve hikaye anlatmak için burada olmadığından memnunum. | Open Subtitles | أنا قطعت رأسه وأني سعيد حقاً لوقوفي هنا لأخبر بالقصة |
Abby ye uçuş saatimi değiştirdiğimi söylemeye gelmiştim de.. | Open Subtitles | لقد أتيت لأخبر آبي عن التغيير في موعد رحلتنا سأعود لاحقاً |
Annene senin ne kadar serseri olduğunu söylemeye geldim. | Open Subtitles | أتيت لأخبر أمكِ كم أصبحتِ مخالفة للتقاليد. |
Karısına, kıyıda striptizcilere çaktığını söylemeye gelmedim. | Open Subtitles | لم أتي لأخبر زوجته انه يضاجع راقصات التعري في البلدة |
Üvey babama söylemek için sabırsızlanıyorum. Yirmi yıldan beri bana gülüp duruyor. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار لأخبر حماي أنه يسخر مني طوال عشرون عام |
Kocama söylemek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الانتظار لأخبر زوجي 153 00: 07: 12,533 |
Kate'e şehirden ayrılacağımı söylemek için geldim. | Open Subtitles | أتيت لهنا لأخبر كايت بأنني سأغادر البلدة |
Bir saniye beyler. Şuradaki hatuna adımın Bira olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | عن إذنكم لحظة، سأذهب لأخبر تلك الفتاة أن اسمي "جعّة" |
Carlson'a çalışanlarıyla konuşmam gerektiğini söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأذهب لأخبر الرئيس كارلسون انه يجب ان نتحدث مع ضباطه |
Bir saat sonra Hollywood'a gidiyoruz. Kızlara söyleyeceğim. | Open Subtitles | سنذهب إلى هوليوود في غضون ساعة سأذهب لأخبر باقي الفتيات |
Sana ne olduğunu dünyaya anlatmam için yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | إنّي بحاجة لمساعدتك لأخبر .العالم ما حصل لك |
kapıyı açın, bunları karıma söyleyeyim. | Open Subtitles | من فضلك ان تفتح البوابه لأخبر هذا الى زوجتى. |
Şimdi izin verirseniz, gay olan torunuma onu çok sevdiğimi söylemem lazım. | Open Subtitles | الآن اعذروني ، يجب أن أذهب لأخبر حفيدي الشاذ ، أنني ما زلت أحبه |
Kulüpteki arkadaşlara anlatmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الإنتظار لأخبر الأصدقاء في النادي |
İnsanlara işsiz ve çocuksuz olduğumu anlatmanın daha kısa yolu. | Open Subtitles | طريقة أسرع لأخبر الناس أنّني عاطل عن العمل وليس لديّ أولاد. |
Tek sorun, bunu Nina'ya söyleyecek cesareti bulamamış olmamdı. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة هي، أننى لم تكن عندى الجرأة لأخبر نينا |
Bana mesajla ilgili yalan söylemeseydin ben de yalan söylemezdim. | Open Subtitles | حسناً، لم أكن لأخبر فينيسا شيئاً لو لم تكذب بشأن تلقيك الرسالة |