Çünkü sen kız arkadaşımsın ve kız arkadaşlara böyle hediye verilir. | Open Subtitles | بلي ، لأنكِ صديقتي و هذا ما يجب أن تتلقاه صديقتي |
Dışarıya çıktın, salıncağa oturdun ve ben de sana battaniye getirmeye gittim Çünkü sen o katatonik, tuhaf yerden ayrılmayı reddettin. | Open Subtitles | لقد ذهبتي للخارج و جلستي على الأرجوحة و ذهبت أنا للداخل لأحضر الغطاء لأنكِ رفضت الدخول و كنتِ في حالة غريبة |
Tek yapman gereken kendin gibi davranmak Çünkü sen bir yıldızsın. | Open Subtitles | كل ما عليكِ القيام به هو أن تكوني نفسك. لأنكِ نجمة. |
Ne yani, büyük doktorsun diye bizi yargılayabileceğini mi sandın? | Open Subtitles | ماذا إذاً , أهذا لأنكِ طبيبة ماهرة فيمكنكِ الحكم علينا؟ |
Hiç mecbur olduğun için birinin arkasından iş çevirdin mi? | Open Subtitles | هل ارتكبت شيئاً بدون علم أحدهم لأنكِ اضطررتِ إلى ذلك؟ |
- Korkunç. - Çünkü korkunç olmak istiyorsun. Nedenini biliyor musun? | Open Subtitles | لأنكِ تريدين بأن تكوني مريعة أتعرفين لماذا؟ |
'Çünkü sen her birinin ne yaptığına bakıyorsun çünkü onlara ayak uydurman gerekiyor. | Open Subtitles | لأنكِ تظلي تطلعي لمّا تفعله باقي الجُزر، لأنه عليكِ أن تظلي يقظة، مُتسائلة، |
Şakalar yaptığını biliyorum, Çünkü sen de hissediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أعلمُ لما تقولين النُكت، لأنكِ تشعثرين بهِ ايضا، أليس كذلك؟ |
Çünkü sen para verip üniformanın üzerine "Baş Uçuş Görevlisi" yazdıran kişisin. | Open Subtitles | لأنكِ أنتِ الشخص التي تدفع لأجل أن تمتلكِ زي مظيفة الطيران المزخرف |
12 kez yoldan dönmüştük Çünkü sen onu acile götürmek istedin ben de Sue'nun 300 dolarlık gazı gibi olacak dedim. | Open Subtitles | تبادلنا 12 مرة بالفعل لأنكِ أردتِ اصطحابه للطواريء وأنا قلت أن موقف غازات سو الذي كلفنا 300 دولار سيتكرر مرة أخرى |
Çünkü sen benim kalbimi çaldın ve onu ağzımın içine soktun, tatlım. | Open Subtitles | لأنكِ سرقتي قلبي ووضعتيه في فمي، يا حلوتي |
Bir hiçtim! Aptal bir kızla bile çıkamıyorum. Çünkü sen telefon kaldırdığın an buraya koşup geliyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني حتى الخروج مع فتاة المتجر الغبية . لأنكِ اتصلتِ بي فهرعت إليكِ |
Şimdi sen boşsun ve ben değilim diye olayı çevirme. | Open Subtitles | , لا تذكري الامر الآن لأنكِ متاحة و انا لا |
Rock yıldızı oldun diye evde içebileceğini mi sanıyorsun? Kapa çeneni. | Open Subtitles | أتعتقدين أنه الأن يمكنك التدخين في المنزل لأنكِ أصبحت نجمة روك |
Artık başta sen olduğun için kimin öleceğine sen karar veriyorsun tabii. | Open Subtitles | صحيح. لأنكِ الـمسوؤلة الآن و أنتِ من يقرر من الـممكن التخلص منه. |
Yoo Jin Woo'yla olduğun için onları artık görmediğin doğru değil mi? | Open Subtitles | أليس الأمر بأنكِ لم تعودي تريهم لأنكِ كُنتِ مع "يو جين وو"؟ |
- Çünkü ölmüş birini düşündüğün zaman... - Ölmüş kişi seni duyabilir. | Open Subtitles | لأنكِ عندما تفكرين في الموتى فإن الموتى يستطيعون سماعكِ |
Değilsin de ondan. Şansın kötü gitti ama geçti artık. | Open Subtitles | لأنكِ لست كذلك, أنتِ شخص حضى بالقليل من الحظ العثر |
Bunu, insanlara kendini göstermek için mi yoksa yüzmeyi sevdiğin için mi yapıyorsun? | Open Subtitles | هل تفعلين هذا لأن الناس يشاهدونكِ أو لأنكِ تحبين السباحة ؟ .. أنا |
Ağlıyordun çünkü Jerry'nin yakınında olmak istiyordun. Onun yakınına sokuldun! | Open Subtitles | إنتظرت لثمانى ساعات وأخذت أنتى المكان لأنكِ صحتى فى وجهى |
Sadece bir şeyi sevdiğini söylerken bu kadar rahat olmana sevindim. | Open Subtitles | لا شيء، أنا سعيد لأنكِ مرتاحة لقولكِ أنكِ تحبين شيئا ما |
Sıkı oynadığından dolayı benim daha çok tahrik olduğumu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تلعبين دور الفتاة صعبة المنال لأنكِ تعرفين أن هذا يثيرني؟ |
Seni tutmasının tek sebebi insanlara nasıl laf geçireceğini bilmen. | Open Subtitles | إنه يبقيكِ فقط لأنكِ تعرفين الأمور السرية |
Hayır, şubenin fakir olması, süt kasasına çıkmayı reddeden kısa biri olman yüzünden. | Open Subtitles | لا،القسم مفلس لأنكِ شخص عنيد شخص صغير يرفض أن يقف على علبة لبن |
Senden onay almak zorundayız çünkü Deli kasabasının başkanı sensin. | Open Subtitles | هذه القرارات يجب أن تمرّ خلالكِ لأنكِ عمدة بلدة المجانين |
Yani... Şu an yüzleştiğin büyük sıkıntı yüzünden korkuyor musun? | Open Subtitles | لذا أنتِ الآن خائفة لأنكِ ستكونين أمام تحدي أكبر ؟ |