| Merhum en iyi arkadaşımın yatağında bir gece daha geçirebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنني أستطيع تحمل ليلة أخرى في سرير أعز أصدقائي المتوفى. |
| Dişlerini fırçaladığını biliyorum ama daha önce buna tanık olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنك تفرك أسنانك ولكني لا أظنني قد حضرت ذلك قبلًا |
| Dişlerini fırçaladığını biliyorum ama daha önce buna tanık olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنك تفرك أسنانك ولكنّي لا أظنني قد شهدتُ ذلك قبلًا |
| Artık ona ait başka bir video izlemek istediğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | بعد اليوم، لا أظنني سأود رؤية أي مقاطع مصورة له. |
| Almanca-İngilizce tercümenin iyi olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | لقد كان تصرّفك لطيفاً لا أظنني فهمت الترجمة الألمانية الإنكليزية لكلمة لطيف |
| Polisi gerçekten vurduğuna ihtimal verdiğimi zannetmiyorum. | Open Subtitles | لا أظنني استوعبت أنه قام بقتل الشرطي. |
| -herkesin içinde bir iyi var sanmıştım -sadece hoş bir resmini yap yapabileceğimi sanmıyorum | Open Subtitles | حسبت أن هناك خيراً في الجميع حتى إلتقيت به لا بأس ما دمت سترسمين لوحة جيدة له بحلول الغد لا أظنني قادرة |
| sanmıyorum, çünkü bu akşam yapacak çok ödevim var. | Open Subtitles | لا أظنني أستطيع ذلك لٔانّ لدي الكثير من الفروض المدرسية |
| Topallıyorum. Güzergahımı yapabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أعرج، لا أظنني قادراً على تسليم بريدي. |
| Ben de akıl hocası Costanza olan bir çırakla çıkmak istediğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنني أريد مواعدة تلميذة ناصحها من آل كوستانزا. |
| Buraya paramızın yeteceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنني قادراً على تحمّل تكلفة هذا المكان. |
| Biliyor musun, senin kız arkadaşın ya da hizmetçin olmak istediğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنني أريد أن أكون صديقتك الحميمة أو خادمتك. |
| Bu gece daha fazla osurmam gerektiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنني أرغب في إطلاق مزيد من الريح هذا المساء |
| Saha ajanı olabileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنني كنت مؤهلاً لأكون عميلاً ميدانياً |
| Senden bir açıklama isterdim ama yapabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | أتعلم ؟ قد أطلب منك تفسيراً لكنني لا أظنني سأحصل عليه |
| Pek keyifli. - Buna uygun olduğumu sanmıyorum. - Endişelenme. | Open Subtitles | يا سيدى لا أظنني مؤهلاً لذلك لا داعي للقلق |
| Tamam, mükemmel, çünkü bunu geri verebileceğimi sanmıyorum çünkü eve dönerken her yerim iş kusmuğu oldu. | Open Subtitles | حسناً، لأنني لا أظنني قادرة على اعادة ذلك، لأني تقيأت عليه عندما عدت إلى المنزل |
| Dekatlon koşmaya henüz hazır olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنني مستعدّةً للمشاركةِ في المسابقة العشاريّة بعد |
| Bu gece şişme yatakta yatarak risk alıcağımı sanmıyorum... | Open Subtitles | لا أظنني سأخاطر بالمرتبة الهوائية مجدداً الليلة |
| Tamamıyla aynı fikirde miyim emin değilim ama şunu söyleyeyim peşine düşen birinin peşine düşmek gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا أظنني أتفق مع كل جانب لكنني أقبل بأن لا توجد ملاقة أشبه |
| Susie'yi unutabileceğimi zannetmiyorum. | Open Subtitles | لا أظنني سأستطيع نسيان سوزي أبداً. |
| Sadece yargılarına güvenilebilecek biri olduğumu düşünmüyorum. | Open Subtitles | إذ لا أظنني أهلاً لاتخاذ قرارات سليمة |
| Buraya çok insan gelir ama onu gördüğümü hatırlamıyorum. | Open Subtitles | رأيت وجوهاً كثيرة هنا لكن لا أظنني أعرفها |