Onlar da ateşi kuşatmış, hayallerinden, umutlarından, geleceklerinden aheste aheste bahsetmiş olmalı. | TED | هم أيضًا، لا بدّ أنهم تجمّعوا حول النار، يهمسون بأحلامهم، وآمالهم، ومستقبلهم. |
Sizin pozisyonunuzdaki bir adam için çok zaman alıyor olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أن ذلك يستهلك الكثير من الوقت لرجلٍ بمنصبك |
Ve hava da kararmak üzere. Şu an bir yerlerde korkuyor olmalı Totoro! | Open Subtitles | بالرغم من أن الظلام قد حلّ لا بدّ أنها هائمة في مكانٍِ ما |
Ağzından bir şey kaçırmış olmalısın. Başka türlü bulmasının imkanı yoktu. | Open Subtitles | لا بدّ وأنك قلت شيء، لا يوجد طريق يمكن أن تجدّه. |
Onu ormana içinde en az 1,5 km. sürüklemiş olmalı. | Open Subtitles | هو لا بدّ وأن سحبها خلال الغابة على الأقل ميل. |
Şey, bunu yapabiliriz. Sizin için çok zor bir an olmalı Bayaan... | Open Subtitles | يمكننا فعل ذلك، لا بدّ أنها ..فترة صعبة جداً عليكِ يا سيّدة |
Korkunç bir şey olmalı. Neyse ki ben bahçe işlerinden anlarım. | Open Subtitles | لا بدّ و أنّ هذا فظيع، ولحسن الحظّ لديّ ملكة البستنة |
O zaman sana kendini adamış bir koruyucu meleğin olmalı. | Open Subtitles | حسناً، لا بدّ أن لديك ملاك حارس متخصص بالاهتمام بك |
Splenektomi sırasında verilen ilk kandan olmuş olmalı, semptomları ilk o zaman başladı. | Open Subtitles | ؟ لا بدّ أنّها كانت المرة الأولى عند استئصال الطحال وقتها بدأت الأعراض |
Yanında böyle sevimli biri varken işler daha kolay yürüyor olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ من أنّ الوضع أسهل عندما تحمل معك وجهاً حسناً |
Bağırsakların hareketlilikten isyan etmiş olmalı. Tüm bu korkular yüzünden için çürümüş. | Open Subtitles | لا بدّ وأن تحرّكات أمعائك ثوريّة، أحشائك فسدت من كل هذا الخوف |
Katil dışarıda bir yerde olmalı... ve kılıcı dışarıdan atmış olmalı. | Open Subtitles | القاتل لا بدّ وأن كَانَ خارج السور ورَمى السيفِ مِنْ خارج |
Bu han bir çeşit büyü engelleyici tarafından korunuyor olmalı! | Open Subtitles | لا بدّ أن هذه الحانة محميّة بواسطة نوع من السحر |
Hepimiz kendi genetik faktörlerimizin kurbanıyız. Biri sizinkine işemiş olmalı. | Open Subtitles | كلّنا ضحايا جيناتنا، لا بدّ أنّ ثمة من بال بجيناتك. |
Bizi yok etmeye çalışmıyorsun yani bir şey istiyor olmalısın. | Open Subtitles | أنتَ لا تحاول إبادتنا، لذا أنتَ لا بدّ تريد شيء. |
Biliyorsun, büyük bir şirket kurdun ve adını silmediler yani bir çok insanı işinde iyi olduğuna inandırmış olmalısın. | Open Subtitles | أتعرفُ، أنت بدأت شركة كبيرة وهم لم يزيلو اسمك منها لذا أنت لا بدّ وأنك أفدت الكثير من الناس |
Altın baston sapı. Çok zengin olmalısın. | Open Subtitles | لا بدّ أنك غنياً جداً أذا لك مقبض من ذهب في عصاك |
Kendi kendinizin patronu olmak güzel bir şey olsa gerek. | Open Subtitles | أجل لا بدّ وأنّه من الجميل أن تكون رئيس نفسك |
Ve siz, Bay Warfield, direksiyon başında uyuya kalmış olmalısınız. | Open Subtitles | وأنت، السّيد وارفيلد، لا بدّ وأن كان نائم في العجلة، |
Bu kuşları asla birine vermemen konuşunda seni uyarmış olmalıyım. | Open Subtitles | لا بدّ وأني عرفت بأنّك لن تتخلّصي من هذه الطيور |
Bu insanları susturmak için baban bir kamyon para harcamıştır herhalde. | Open Subtitles | لا بدّ أن أبيك دفع الكثير من المال لإسكات هؤلاء الناس |
Ve Mark adında bir çocuğu öpmek zorunda kaldım. Hem de dudaklarından. | Open Subtitles | وكان لا بدّ أن أقبّل هذا الرجل الذي يُدعي مارك علي شفتيه. |
İşkence edilmiş. Muhtemelen şekil değiştirenin öğrenmek istediği bir şeyi biliyordu. | Open Subtitles | تعرّضَ لتعذيب، لذا لا بدّ أنّه كان يعرف شيئاً أراده المتحوّل. |
Üvey babamla tanışıyorlar galiba. | Open Subtitles | هم لا بدّ وأن كَانوا يَتكلّمُ مع زوجِ أمّي. |
Howard büyük resmi elde etmek için hızlı olmalıydı. | Open Subtitles | هاوارد كان لا بدّ أن يحصل على الصورة الكبير بسرعة |
Sıkılmış olmalısın ama bir şeyler anlarsın. | Open Subtitles | لا بدّ من أنّ الملل قد اعتراك ؛ لكنّك سترى شيئا |
İdate'ye inanıyorum. Eminim ki bir planı vardır. | Open Subtitles | إنني أثق به تماماً لا بدّ أن لديه خطة ما |
Bütün dünya öldüğünüzü sanıyor Bay Locke, sizi gördüğüne sevinecek birileri vardır. | Open Subtitles | يعتقد العالم أجمع بأنّك متّ، لا بدّ أنّ هنالك مَن سيسعد بلقائكَ |