Ve bu konuda biraz düşününce, birkaç farklı ihtimal gördüm. | TED | بالتفكير في هذا لبعض الوقت، أرى عددا من الاحتمالات المختلفة. |
biraz araştırma yapmalıyım. birkaç numune lazım. birkaç numune getir. | Open Subtitles | يجب أن أقوم ببعض الأبحاث سأحتاج لبعض النماذج , إحضرها |
Kendine biraz zaman ayırmak istiyor gibi görünüyor,Ne demek istediğimi biliyor musunuz? | Open Subtitles | حسنُ، هو يبدو فى حاجة لبعض الوقت مع نفسه، أتعرف ما أقصده؟ |
Ve bazı veri merkezlerinde bu bilgilerden iki tanesini alabilirsiniz. | TED | بالنسبة لبعض مراكز البيانات، ممكن أن تتحصل على معلومتين عنها. |
bazı hastalar için bu 100 gün ölüm kalım meselesidir. | TED | بالنسبة لبعض المرضى، هذه المئة يوم مسألة حياة أو موت. |
Bir diğer ilginç proje de, yardıma ihtiyacı olmasına rağmen, kuzeyli beyaz gergedanlar. | TED | مشروع أخر مثير للاهتمام،رغم أنه بحاجة لبعض المساعدة، وهو يخصوحيد القرن الأبيض الشمالي. |
Hemen cevap vermeyin. Sadece eve gidince bu konuyu biraz düşünün. | Open Subtitles | لا جواب الآن، فقط تأخذيه للبيت وتفكرون في الموضوع لبعض الوقت |
Tuvaleti kullanıp, yemek yemek zorunda kalıncaya kadar biraz ortalıkta dolaşır. | Open Subtitles | ربما يقود سيارته لبعض الوقت حتى يضطر لإستخدام الحمام أو الأكل |
bazı kanıtlar, biraz daha olumlu işaretler olmadan, bu riski almayı tavsiye edemem. | Open Subtitles | بدون بعض الأدلة لبعض الإشارات الإيجابية لا يمكنني أن أوصيّ باللجوء إلى مخاطرة |
Sherry, eğer burada Bir süre daha kalacaksan,.. ...o çocukla biraz zaman geçirmelisin. | Open Subtitles | شيري، اذا كنتي ستبقين في البلدة لبعض الوقت عليك قضاءه مع ذلك الفتى |
Senden çok şey istemiyorum. Sadece Bir yardım. biraz zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا لا أسألك شئ كثير و لكن كمعروف أنا أحتاج لبعض الوقت |
Güzel, çünkü aslında oturma odasının da biraz değişikliğe ihtiyacı olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | جيد . لأنني كنت أفكر بالحقيقة أن غرفة الجلوس بحاجة لبعض الإثارة |
İnsan fizyolojisinin de bazı yönlerini anlamamız konusunda potansiyele sahip. | TED | ولها الإمكانية في تغيير فهمنا لبعض جوانب وظائف الأعضاء البشرية. |
Ve bazı çevresel rol modellere de ihtiyacımız var, bazılarını bugün dinledim. | TED | ونحتاج لبعض النماذج لتلعب دور النموذج البيئ أيضا، ولقد سمعت بعضهم اليوم. |
Ve onların bazı hikâyeleri nasıl kemiklerinden sıyırıp Bir Cumartesi öğleden sonrası haber masasına gelen haber malzemesi yapacaklarını görmek istedim. | TED | و أردت أن أرى كيف سيقومون باستخدام العناصر الاساسية لبعض القصص، اذا اتتهم كمادة اخبارية على مكتب الاخبار مساء يوم سبت. |
Bu transfer yüzünden birkaç yıl Orochimaru-sama vücut transferi gerçekleştiremeyecek. | Open Subtitles | والآن جسم أوروشيمارو لن يكون قادرًا على التغير لبعض أعوام |
Bir süre kamyon şoförlüğü yapmış. Ama hayat onu hep hemşireliğe geri çekmiş. | TED | قام بقيادة الشاحنات لبعض الوقت، ولكن مسار حياته كان دائماً يرجعه إلى التمريض |
20 yıl önce sen ve ben birbirimize iyi gelmedik. | Open Subtitles | يبن الحلال انا وانت ما نفعنا لبعض لمدة عشرين سنه |
Ruslar uzun süredir geçit programı konusunda daha çok işbirliği yapmak için bastırıyorlardı. | Open Subtitles | الروس يطالبون بالمزيد من التدخل في برنامج ستارجيت الى حد بعيد لبعض الوقت |
Bir süreliğine tıbbi yardım alması gerekecek bazı küçük yaralar aldığı bize bildirildi-- | Open Subtitles | لدينا معلومات بأنه تعرض لبعض .. . الاصابات الطفيفة الذي سيتتطلب . .. |
İnsanlar aç ve az beslenmiş olduklarında selle birlikte yer değiştirmeye devam ederlerse bu, bazı hastalıklar için mükemmel Bir ortam oluşturur. | Open Subtitles | عندما يجوع الناس ويعانون من سوء التغذية من جرّاء الفيضانات فإنه ما من شك أن هذا بمثابة بيئة مناسبة لبعض الأمراض المعدية |
Tekrar Bir araya geldiler, hiç bu kadar mutlu olmamışlardı... | Open Subtitles | لقد عادوا لبعض ولم يكونوا سعداء أكثر من ذي قبل |
Her zaman kendin olmana gerek yok, ara sıra olsan yeter. | Open Subtitles | ليس من الضروريّ أن تكوني بطبيعتكِ طوال الوقت فقط لبعض الوقت |
Dilediğini yiyebilirsin. Bir süredir kimse böyle şeyler yemeye gelmiyor. | Open Subtitles | تناول ما شئت، أحداً لن يجد هكذا طعام لبعض الوقت |
Eşyalarının ticaretini yapmanın ve hesaplarını birbirlerine satmanın parlak yollarını buldular, böylece oyun oynarken aynı zamanda para kazanabileceklerdi. | TED | وجدوا طرقا ذكية لمقايضة هذه القطع ولبيع حساباتهم لبعض ليتمكنوا من تكوين دخل بينما يلعبون ألعابهم |
Evim 10 sokak ötede sayılır. Benimle biraz yürümek ister misin? | Open Subtitles | منزلي على بعد 10 بنايات هل تريد المشي معي لبعض الوقت؟ |