Sizlere daha da başka ortamlar göstermek için vaktim var mı bilmiyorum. | TED | أنا لست متأكدًا إذا ما كان لدي وقت لأوضح لكم بيئات أخرى |
Bebek yapacak daha çok zamanım var. Ve sperm bağışı istemiyorum. | Open Subtitles | لدي وقت طويل حتى أنجب طفلاً، ولا أحتاج الى متبرعين مثلكم |
Şu anda okuyucularımın problemlerine ayıracak vaktim bile yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت حتى لمساعدة قرّائي بمشاكلهم الآن |
- Üzünüm Doktor bunu sizinle mantıklı bir biçimde tartışacak vaktim yok. | Open Subtitles | أنا آسف يا دكتور، و لكن ليس لدي وقت لأناقش هذا بالمنطق |
Hayır, size burada bir sorun olmadığını söylemiştim. Boşa harcayacak zamanım yok. | Open Subtitles | .قلت لك، نحن لا نحتاج الى أي شخص .ليس لدي وقت لنضيعه |
Kafanızdaki görüntülere ve duyduğunuz seslere ayıracak zamanım yok, tamam mı? | Open Subtitles | ليس لدي وقت لأضيعه على الرؤى والأصوات التي داخل رأسك، حسناً؟ |
Bakın, birkaç saat sonra şehirden ayrılacağım o yüzden çok az vaktim var. | Open Subtitles | اسمعي , انا في طريقي لخارج البلدة وقد ظننت , لدي وقت قصير |
Saat 7'ye geliyor. 10'a kadar vaktim var. Üç saatten daha az bir süre. | Open Subtitles | لقد قاربت على السابعة ، لدي وقت حتى الساعة العاشرة ذلك أقل من ثلاثة ساعات |
Boş ver, biraz vaktim var. Seninle geleyim, biraz konuşuruz. | Open Subtitles | لاعليك لدي وقت سأركب معك , ليتسنى لنا الحديث |
Gelemem. Atıştıracak kadar zamanım var. Saat yedide coğrafyam var. | Open Subtitles | . لا يمكنني ، لدي وقت لوجبة سريعة فحسب . لدى درس جغرافيا الساعة السابعة |
Bay Popüler'in söylediğine de bir bakın. Sanki parti planlamak için zamanım var da. | Open Subtitles | اسمعوا السيد شعبيه مثل ما لدي وقت لكي اخطط لك حفله |
Kız kardeşlik dernekleri okuldayken eğlenmek içindir. Bu iyi bir şey ama benim buna ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | نوادي النساء كلّ شيء عن قضاء الوقت الممتع بينما تكوني في المدرسة وهذا جيد وليس لدي وقت لهذا |
Hükümet korumaları yakında gel-... Hayır, Kız kardeşin kaçırılmış! Şakalarına ayıracak vaktim yok şu an. | Open Subtitles | ليس لدي وقت للمزاح سـأخذ كورنيليا كرهينة و أتجة نحو مركز القيادة |
Bunun için pek vaktim yok aslında. Şu anda bir ofis partisi var. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لهذا في الحقيقة نحن نحاول أن يكون لدينا حفلة مكتبية |
Burada durup sana kendini iyi hissettirecek kadar vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت للبقاء معك و مساعدتك على تحسين شعورك |
- Bekle ve gör dostum. - Bunun için zamanım yok. | Open Subtitles | ــ دع الأيام تخبرك بذلك ــ ليس لدي وقت لذلك الآن |
Bakın, şu anda şaka için zamanım yok, tamam mı? | Open Subtitles | اصغيا , ليس لدي وقت للاحديثكما الان , حسنا ؟ |
Binbaşı, belalı esirlere ayıracak zamanım olmadığını adamlarına söylemen için sana güveniyorum. | Open Subtitles | أيها الرائد.. أعتمد عليك لتأكد لرجالك ليس لدي وقت لشغب الأسرى |
- zamanım yok. Doktor burada. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لفعل أي شيء الأن ,الطبيب هنا. |
Bu hafta seninle çalışırken harika vakit geçirdim. - Ben de. | Open Subtitles | كان لدي وقت عظيم جدا قمت به معك هذا الإسبوع |
Kanka, hatunun sosyal statüsü belli olana kadar fazla vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت كثير قبل ان يحدد مركزها الاجتماعي |
Benim zamanım yok. 10 puanlık artışı sağlamak için 8 günüm var. | Open Subtitles | لا يوجد لدي وقت لدي فقط 8 أيام لكي ترتفع نقاطي 10 نقاط |
Hasta olacak zamanım yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لأمرض لذلك أنا لست مريض |
Seninle takılırken çok iyi zaman geçirdim ve düşünüyordum da... | Open Subtitles | اسمعي .. تعرفين لدي وقت رائع كي اخرج معك .. وكنتُ افكر |
Boş zamanım vardı, hoşuna gideceğini düşündüm. | Open Subtitles | لدي وقت فراغ اعتقدت أنك ستكون سعيدا بهذا |