ويكيبيديا

    "لستِ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • değilsin
        
    • yok
        
    • değil
        
    • olmadığını
        
    • değilsiniz
        
    • olamazsın
        
    • olmadığın
        
    • değilsindir
        
    • değilim
        
    • değildin
        
    • Hayır
        
    • degilsin
        
    • olmadığına
        
    • de
        
    • değilsen
        
    Eminim gerçek bir tıp öğrencisi bile değilsin, değil mi? Open Subtitles أراهن بأنكِ حتي لستِ بطالبة طب , أليس كذلك ؟
    Ama umarım beni anlayabilirsin, sen benim tanımak istediğim bir kız değilsin. Open Subtitles , لكن آمل أنكِ تفهمين انكِ لستِ الفتاة التي أريد أن أعرفها
    Annesi olduğun için dilini tutuyor olabilir, ama benim annem değilsin. Open Subtitles ربما هي لا تستطيع قول شئ لكِ لأنكِوالدتها.. ولكنكِ لستِ والدتي
    Başına ne gelmiş olursa olsun bu canavarla alakan bile yok. Open Subtitles بغض النظر عن ما حدث لك انتِ لستِ مثل ذالك الوحش
    O zaman ben gideyim. Yalnız değilsin ve bu ikimizin meselesi. Open Subtitles علي أن أذهب الآن, لستِ لوحدكِ سنعمل على تلك الحاله سويةً
    Birinin hayatlarına girip düzenini mahvettiği tek kişi sen değilsin. Open Subtitles لستِ الوحيدة التي قابلت شخصاً قلب حياتها رأساً على عقب
    Bana mazlum rolü yapma. Bu işte tek başına değilsin. Open Subtitles لا تلعبي دور الشهيد معي لستِ بمفردكِ في هذا الأمر
    Trenin seni nereye götürmesini umduğunu biliyorsun ama emin değilsin. Open Subtitles تعرفين أين تأملين أن يأخذكِ ذلك القطار، لكنكِ لستِ متيقنة
    Ülkede iş arayan tek kişi sen değilsin, biliyorsun değil mi? Open Subtitles ؟ لستِ الوحيدة في البلاد من يبحث عن عملٍ الآن، أتعلمين؟
    Sen o hakkında çok şey duyduğum yaramaz Sukkubus değilsin, değil mi? Open Subtitles انتِ لستِ تلك الشيطانة المحتالة التي سمعت كثيرا عنها اليس كذلك ؟
    Biliyorsun, gelmek zorunda değilsin. Benim annem sonuçta, ilgilenebilirim. Saçmalama. Open Subtitles تعرفين, لستِ مضطرة للمجيء إنها أمي, و يمكنني الإعتناء بها
    Açıkça görünüyor ki kurbanın komşusu değilsin ve bunu açıklaman gerekiyor. Open Subtitles حسناً. من الواضح، أنّكِ لستِ جارة الضحيّة، وأريدكِ أن تفسّري هذا
    Resmiyet seven biri değilsin, resmî bir konuşma samimiyetsiz gelebilir. Open Subtitles لستِ شخصًا رسميًّا لذا قد يبدو الخطاب الرسميّ غير صادق
    Birkaç şey düşmüş ama tavuk güzel. Sonuçta babamın en sevdiği sen değilsin. Open Subtitles سقطت بعض الأشياء, لكن هذا الدجاج شهي جداً. إذن لستِ الفضلة لدى أبي.
    Bunu daha önce duyduğunu biliyorum ama onun ölümünden sen sorumlu değilsin. Open Subtitles أعلم أنّكِ قد سمعتِ هذا من قبل، لكنّكِ لستِ مسؤولة عن وفاتها.
    Sürekli beni kontrol edip durmana gerek yok. Yapmam gerekeni biliyorum. Open Subtitles تعلمين أنّكِ لستِ مضطرّةً لمراقبتي، فأنا أعرف ما يجب أن أفعل.
    Kim olduğumu bilmene gerek yok aynı tarafta olduğumuzu bil yeter. Open Subtitles لستِ في حاجة لمعرفة من انا فقط كوننا على نفس الجانب
    16 olmadığını biliyordum ama, dürüst olduğunu sanmakla aptallık ettim! Open Subtitles كنت أعرف أنك لستِ في الـ16 لكني كنت أحمق لأصدقك
    Bir zamanlar onunla yakın olmuş olabilirsiniz ama artık değilsiniz. Peki ne oldu? Open Subtitles ربّما كنتِ قريبة إليهِ يوماً ما، لكنّكِ لستِ كذلك الآن، لذا ماذا حدث؟
    Ama oyunculuktan para kazanma konusunda ciddi olamazsın. Open Subtitles صحيح، لكنكِ لستِ جادة بإتخاذ التمثيل كمهنة للعيش
    Yahudi olmadığın için bunu anlayamazsın. Open Subtitles أنتِ لا تفهمين الامر لأنكِ لستِ يهودية، حسنٌ؟
    Ama belki de herkesin öyle olduğunu düşünmesini istediğin kadar kötü değilsindir. Open Subtitles لكن ربما أنتي لستِ بعاهرة كبيرة بقدر ما تريدين الجميع أن يظن.
    Bu ben değilim, sen de değilsin. Bunların hiçbiri olmuyor. Open Subtitles أنا لست انا ، وأنتِ لستِ أنتِ وهذا لا يحدث
    Üzgünüm ama buna hazırlıklı olmayan tek sen değildin. Open Subtitles آسف، لكنكِ لستِ الشخص الوحيد الّذي لم يكن مستعد لذلك.
    Hayır, Hayır seni Nazilerle karşılaştırarak Nazi olmadığının altını çiziyordum. Open Subtitles لا , بمقارنتكِ بالنازية كنت أقصدّ بذلك أنكِ لستِ بالنازية
    Aslinda düsündügün kadar iyi bir yalanci degilsin. Open Subtitles في الواقع، لستِ كاذبة جيّدة بقدر ما تعتقدين نفسكِ.
    Çok yakışıklı biri, senin çarpık bacaklı biri olmadığına şaşmamalı. Open Subtitles هو مثير جداً ، أنا متفاجأة انكِ لستِ متقوسة الساقين
    Otellerin bir başka güzelliği de yiyeceğin etin canlı hâlini görmemen. Open Subtitles أتعلمين,الشيء الجميل الآخر بشأن هذا الفندق أنكِ لستِ بحاجه لتقطيع لحمكِ
    Merak ediyorsun... ya yeterince iyi değilsen. Open Subtitles و معَ ذلكَ تَقلقين، تَتسائَلين إذا ما كُنتِ لستِ ماهرةً كِفايَة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد