"لست مضطراً" - ترجمة من عربي إلى تركي

• zorunda değilsin
• gerek yok
• zorunda değilim
• zorunda değilsiniz
• zorunda değildin
• mecbur değilsin
• lüzumu yok
• gerek yoktu
• yapman gerekmiyor

Her sabah masaya oturup ona ve kızına gülümsemek zorunda değilsin.
أنت لست مضطراً أن تجلس على الطاولة و تبتسم إليه و إلى إبنته كل صباح

Her neyse, Jane'le konuşmak zorunda değilsin.
على أي حال، لست مضطراً للحديث عن بيبي جين

Yukarı çıkmak zorunda değilsin. Buranın güzelliği de işte burada.
لست مضطراً أن تذهب الى الأعلى حيث يوجد هناك أفضل ما بهذا المكان

Açıklamana gerek yok. Gösteriyi ekip, bir partiye gitmek istiyorsun. İkinci gösteriyi.
لست مضطراً للتوضيح ، قلت أنك ترغبين في ترك العرض والذهاب للحفل

Gerilmene gerek yok. Yalnızca bana ayak uydur ve kendin ol.
مهلاً، لست مضطراً كي تتوتر الآن اتبعني فحسب وكُن على سجيتك.

Bu da benim tesellim madam. Bakmak zorunda değilim. Siz de öyle.
هذا هو عزائي، أنا لست مضطراً على أن أنظر إليه ولكنكِ مضطرة.

Hayatım, yapmak zorunda değilsin. Benim için önemli olan içindeki güç.
حبيبى,لست مضطراً للقيام بهذا فما يعنينى هو قوتك الداخلية

David, bana hiçbir şey anlatmak zorunda değilsin, burada güvende olduğunu ve herşeyin yoluna gireceğini bilmeni istiyorum.
لست مضطراً لأن تخبرني بأي شيء أردت فقط أن تعرف ..بأنك بمأمن هنا

Anlamak zorunda değilsin. Hiçbirimiz anlamıyoruz.
لست مضطراً لفهم ما يقول فلا يفهم أحدنا منه شيئاً

Dinle... Bunu hayatın pahasına yapmak zorunda değilsin.
اسمع, لست مضطراً لفعل هذا بالمخاطرة بحياتك.

Dicek bişey bulamıyorum birşey söylemek zorunda değilsin sadece bilmeni istedim
أنا لا أعرف ما أقول لست مضطراً لأن تقول شيئاً لقد اردتك فقط ان تعرف

- Açılışlar'da muhteşem olurdun. Biliyor musun dostum, artık oraya gitmek zorunda değilsin.
تعرف يا صديقي لست مضطراً للذهاب إلى هناك

Bunun senin suçun olmadığını söylememe gerek yok, değil mi?
لست مضطراً لأن أقول أن هذا لم يكن خطؤك، صحيح؟

Hayır, hayır, o özel şeyi giymeme gerek yok... artık.
كلا .. كلا .. أنا لست مضطراً لإرتداء الرداء الرسمي ..

Sevgilim ya da öyle bir şeyim olarak gelmene gerek yok.
لست مضطراً إلى أن تأتي بصفتك صديقي أو ما شابه

Lütfen beni öldürmeyin. Buna hiç gerek yok.
لا تفعل ذلك ، من فضلك لست مضطراً للقيام بذلك

Arabama el koymanıza gerek yok. Arayabilirsiniz. Ama sana bir müjdem var.
لست مضطراً لحجز سيارتي يمكنك أن تفتشها هنا

Ona düzgün bir şekilde baktığın sürece almak zorunda değilim.
لست مضطراً إلى أخده منك، بما أنك قد سلمتني إياه.

Sen hikayeni anlat. Sorularına cevap vermek zorunda değilim.
قم براوية قصتك ، لست مضطراً للإجابة على أسئلتك

Ama seyahat etmeye istekliyseniz, o kadar uzun beklemek zorunda değilsiniz.
لكن إن نويتَ السّفر، لست مضطراً للانتظار هذه المدّة الطويلة.

İdamlardan Sonra böyle oluyorsun. Bu mesleği seçmek zorunda değildin.
تبدو دائماً هكذا بعد كل عملية إعدام لست مضطراً أن تكون هناك

Gelmek istemiyorsan mecbur değilsin.
رائع. لست مضطراً للقدوم إذا لم تكن تريد ذلك.

Bunu size anlatmamın lüzumu yok. Bazıları rüşvet alır.
لست مضطراً لأن أقول لك ذلك القليل منهم يتعاطون الرشاوى

Bana yemek yapmana gerek yoktu.
لست مضطراً أن تُعدّ طعام العشاء من أجلي،

Televizyonun güzelliği de bu. Bir şey yapman gerekmiyor, orda ol yeter.
هذه هي روعة التلفاز لست مضطراً للتصنع، تصرف على سجيتك