Son konuştuğumuzda adam gibi bir espresso içmeye can atıyordun. | Open Subtitles | ذكرتِ أنّكِ تحنّين لشرب أسبريسو حقيقي عندما تحدّثنا آخر مرّة. |
Ama en çok sevdiğim, 3.300 yıl önce Luksor'dan: Dersi asıp içmeye giden öğrencileri anlatan bir yazı. | TED | والمفضل لدي على الإطلاق منذ 3,300 عاماً فى الأقصر: تسجيل يصف تلاميذاً يقطعون دروسهم للذهاب لشرب الخمر. |
Ve öğretmenin karısı seni kahve içmeye davet ederse sadece bir dilim kek al Pelle, unutma. - Davet etmeyecek ki. | Open Subtitles | إن دعتك زوجة المعلم لشرب القهوة تناول قطعة كعك واحدة فقط. |
S.kerim ya yeter bu kadar iş. bira içmek ister misin? | Open Subtitles | لقد انتهيت من العمل هل تريد ان نذهب لشرب البيرة ؟ |
-Bir keresinde musluklarını onarmıştım. -Hadi kahve içelim! | Open Subtitles | لقد أصلحت لها المواسير ذات مرة لنذهب لشرب القهوة |
Her gün saat 4'te sekreterleriyle çay içip tatlı yiyormuş. | Open Subtitles | ستجلسون مع الأمناء يوميا على الساعة الرابعة لشرب الشاي و الكعك المحلى. |
Çok isterdim, fakat Preston içmeye çağırdı. | Open Subtitles | بصراحة ، أنا أحب أن لكن ، كما تعلمون، بريستون طلب مني ان نتوقف لشرب. |
12 gibi çay içmeye bir kafeye gittik... | Open Subtitles | لقد ذهبنا للمقهى لشرب الشاي حواليالساعةالثانيةعشرة.. |
Doktor, kahve içmeye gitmek ister misiniz? | Open Subtitles | دكتور،هل تريد أن تأتى لشرب فنجان قهوة أو شئ من هذا القبيل؟ |
Kahve içmeye gitmiş ve bir daha dönmemiş. | Open Subtitles | هو وشريكه كانوا في مهمة دعم ذهب لشرب القهوه ولم يعد بعدها |
Bak, Pink, milyarıncı kere söylüyorum, hayır, seninle bira içmeye gitmeyeceğim. | Open Subtitles | اسمع ، للمرة المليون لا أحب الخروج معك لشرب البيرة |
Bu yüzden Norman'ı sizi buraya çay içmeye getirmesi için kandırdık. | Open Subtitles | واصرينا على نورمان ان يحضرك الى هنا لشرب الشاي |
bira içmek için yol üstü lokantasına girdim, yol boyunca istediğim tek şey. | Open Subtitles | توقفت لشرب كوب من البيرة,و لكننى أردت أن أشربها كلها |
Dün gece 15 tane çay ve soda içmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | الليلة الماضية إضطررت لشرب 15 شاي و صودا |
Kadeh kaldırmak istiyorum, işi ve cömertliğiyle bize bu ziyafeti sağlayan iki beyefendinin sağlığına içmek istiyorum. | Open Subtitles | أدعوكم لشرب نخب للصحة الجيدة و المتألّقة للنبيلان اللذان منحانا هذه المأدبة بِكَرَمِهِما و مواظبَتِهِما |
Mola zamanım geldi. Gidip bir kahve içelim mi? | Open Subtitles | أسمعي , موعد أستراحتي الان ما رأيك أن نذهب لشرب فنجانٍ من القهوة ؟ |
Öyle bir adammış ki... bir galon benzin içip kamp ateşine işeyebilirmiş. | Open Subtitles | انه من الرجال المستعدين لشرب غالون من البنزين حتى يتمكن من إشعال النار في معسكرك |
Sık sık sokak serserileriyle içki içerken görülüyormuş. | Open Subtitles | البعض يقول أنّه يتواجد هناك بشكلٍ دائم لشرب الكحول مع أبناء الشوارع |
Anne, beni beklemeyin. Bir yerde cappuccino içeriz. | Open Subtitles | أمي, لا تنتظرينا قد نتوقف لشرب الكابتشينو |
Kollarımı bu kadar kaslı yapabilmek için anne sütü takviyesi içmem gerekti. | Open Subtitles | اضطررت لشرب حليب من ثدي بشري كمكمل غذائي لأحصل على ذراعين بهذا الحجم |
Yoksa şarap içecek kadar büyümedin mi? | Open Subtitles | ام أنتى لستى كبيره بما يكفى لشرب النبيذ ؟ |
Merhaba demek istiyorum, belki bir fincan kahve içmeyi kabul eder? | Open Subtitles | هل ترغبين في إلقاء التحية وربما تطلبين منه الخروج لشرب فنجان من القهوة؟ |
Kitap kulübündeki Evelyn Danton'la buluşup kahve içeceğiz. | Open Subtitles | لدي ميعاد مع إيفلين دانتون من نادي الكتاب لشرب القهوة |
Üniversite gezisi. bira dolu bir insandan daha iyisi var mı? | Open Subtitles | رحلة جامعية ، ماذا يمكن أن يكون أفضل منها لشرب البيرة؟ |
- Kahve içer misin demiş. - Bildiğimiz kahve mi, çakış kahvesi mi? | Open Subtitles | سألني إذا كنت أريد الخروج معه لشرب القهوة القهوة, أو مابعد القهوة ؟ |
Maalesef, mağara balıklarının doğal ortamı olan yer altı suları, aynı zamanda bizim de ana içme suyu kaynağımız. | TED | لسوء حظ الأسماك الكهفية، موطنها هو المياه الجوفية التي هي أيضاً مصدرنا الرئيسي لشرب المياه. |
Birayı daha hızlı içmenin yolunu buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت طريقةً . لشرب الشراب بأسرع وقت , هيا بنا |