Adamları barlardan dışarıya sürüklüyor ve Tanrı adına hayatlarını kurtarıyordu. | TED | كان يجر الرجال خارج الحانات منقذا تلك الارواح لصالح الرب. |
Hem kulağıma gelenlere göre, Benny Blanco adına muhbirlik yapıyormuş. | Open Subtitles | بالاضافة الى انني سمعت انه يتجسس علينا لصالح بيني بلانكو |
...ve ikinizde biri herhangi bir kelime ederse diğerinin lehine karar vereceğim. | Open Subtitles | و لو تكلم أحد منكما بكلمة أخرى سوف أقوم بالحكم لصالح الآخر |
Sonra onu Clark Williams Edwards'a terk ediyor, ve Edwards olarak Mourine'i gözlüyor. | Open Subtitles | وبعدها تخلص من شخصيته لصالح كلارك ويليام إدوراد، وكما اقتفى إدوارود اقتفى مورين. |
Durması için yalvardım ama ulusumuzun iyiliği için olduğunu söyledi. | Open Subtitles | طلبت منه التوقف ، لكنه قال أن هذا لصالح الأمة |
Peki Fransa'da Le Pen'e oy verenler aptal faşistler mi? | TED | أو الذين صوتوا لصالح لوبان في فرنسا هم فاشيين أغبياء؟ |
British Museum'un modern sanat bölümü adına Fovizm akımı üzerinde çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد كنا نقوم بالدراسة عن الفوفسمو لصالح المتحف البريطانى للفن الحديث |
Duymanızı istemedikleri şey başpiskoposun, Katolik kilisesi adına yapmış olduğu yatırımlar. | Open Subtitles | لا يريدونكم أن تعرفوا أن القس قد إستثمر لصالح الكنيسة الكاثوليكية |
Bu tarafa geçtiğimde kocan adına çalışan adamlar beni öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | عندما عبرتُ في البداية، حاول أشخاصٌ يعملون لصالح زوجكِ أن يقتلوني. |
Ola ki bu bir silahsa, kesin olarak dengeyi Mars lehine çevirecektir. | Open Subtitles | إنه السلاح الذي من شأنه وبشكل قاطع إمالة ميزان القوى لصالح المريخ |
Bu iki ülkeyi kullanarak demokrasinin aleyhine değil lehine olan bir sonuç çıkaracağım. | TED | فسأستعين بهذين المثالين للأتيان بحجة إقتصادية لصالح الديمقراطية, وليس ضدها. |
Resmi tıbbi sistemin, sadece kabulün lehine, umudu iptal etmesi gibiydi. | TED | وكان ذلك وكأن النظام الطبّي الرسمي يمحي كلّ أمل لصالح القبول بالأمر الواقع فقط. |
Hayaletleri kontrol eden bir avuç insan Prens Wolgang'a mı gidiyor diyorsunuz? | Open Subtitles | فعدد من الرجال الذين يمكنهم التحكم في الأشباح يعملون لصالح الأمير ولجانج؟ |
Yazılı olan gerçek tutkunu desteklemek için Instagram'a çalıştığını söyledin. | Open Subtitles | أخبرتيهم أنك تعملين لصالح انستغرام لدعم موهبتكِ الحقيقيةوالتي هي الكتابة |
Bir organizasyonun devam edebilmesinin tek şansı üyelerinin kişisel tercihlerini herkesin iyiliği için bir kenara bırakmalarıdır. | Open Subtitles | تصمد الجمعية لأن أعضائها على استعداد للتضحية بخيارات شخصية، لصالح الجميع. |
Ayrıca bu Çin'e karşı olan üretim işlerindeki kayıpla beraber batı dünyasında önemli bir endişeye yol açtı. | TED | عندما يتم دمج هذا النزوح مع فقدان وظائف التصنيع لصالح الصين، قاد ذلك إلى قلق كبير عند شعوب الدول الغربية. |
Genel amaçlı kullanılabilir ya da insanlardaki hayvansı içgüdüleri yok edebilmek için. | Open Subtitles | لصالح التقدم العام وكبح جماح الغرائز الحيوانية فى الرجال . والناس عموماً |
Örneğin; bir kişinin, başka birinin hayatını değiştirecek bir iyilik yapması. | Open Subtitles | وحب نكرات الذات ,والذي يتمثل في تغير حياة لصالح شخص ما |
Bu hem bu şirketlerin hissedarları, hem de menfaatçilerinin yararına. | TED | وهذا بالمطلق لصالح أصحاب الأسهم وأصحاب المعاملات في تلك الشركات. |
Bu defaki amaç Doğu Cephesi'nin ihtiyacı olan kışlık giysi tedarikiydi. | Open Subtitles | هذا المشهد من دعاية لجمع ملابس شتوية لصالح جنود الجبهة الشرقية |
Oyumu, Barney Gumble'ın duyarlı ama bir o kadar da isim yoksunu filmine veriyorum Pukahantas. | Open Subtitles | أصوت لصالح فيلم بارني جمبل الحساس والذي للأسف يعتبر مأساوي |
O halde Amerika için en iyisi neyse onu yapmak istiyorsun? | Open Subtitles | لا أعلم .. أتودين العمل لصالح أفضل مصلحة لأمريكا؟ |
Ömür boyu yer dediler silah şirketi lehinde oy kullanmazsam yaparlarmış. | Open Subtitles | قالوا انهم سيضعونه في السجن مدى الحياة إذا لم أصوت لصالح شركة الأسلحة |
Kötülükler Cadısı için mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | ،أنتِ لا تعملين لصالح ساحرة البراري أليس كذلك؟ |
Babasının es geçtiği bir çete üyesi için çalışan gangsterler tarafından öldürülmüş. | Open Subtitles | قُتل على يد مجرمين يعملون لصالح زعيم عصابة هرب من قبضة أبيها |