Bu yüzden ilerde babasıyla bir görüşme yapma planım var. | Open Subtitles | لذا فإن لدي جدول لقاء مع والده في وقت لاحق |
Gazze'de bir keresinde İngiliz gazeteci Alan Johnston'un kaçırılması sırasında bir Amerikan dergisi benden Gazze'de adam kaçıranlarla bir buluşma ayarlamamı istedi ve ben de ayarladım. | TED | في يوم من الأيام في غزة، خلال عملية اختطاف الصحفي البريطاني آلان جونستون، طلبت مني مجلة أمريكية بترتيب لقاء مع الخاطفين في غزة، وهذا ما فعلته. |
Ve koyu çikolata tabakasından korkmayacak bir balıkla tanışmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | وانه يرغب فى لقاء سمكة لا تخاف من طبقة الشيكولاتة لديه |
İngiliz Oksijen Şirketi'nden mühendislerle çok verimli bir toplantı geçirdim ve gözden geçirilmesi gereken epey bir veri var. | Open Subtitles | وكان لي لقاء مثمر جدا مع المهندسين من شركة الاكسجين البريطانية و, حسناً ، هناك الكثير من المعلومات القادمه |
Yoksa bitmemiş bir işin stresi veya gireceğiniz bir sınav ya da istemediğiniz bir aile toplantısı? | TED | أم التوتر حيال عمل لم تنجزه، أم اختبار على الأبواب، أم لقاء عائلي لعين؟ |
Özür dilerim. Bir anlaşma yapmak için görüşmek istediğini söylüyor. | Open Subtitles | آسف , يقول أنه يريد أن يرتب لقاء للتفاوض على معاهدة |
Cinsel yolla bulaşan hastalığı olanlarla görüşme yapmak üzere işe alınmıştı. | TED | الأميركية وعمله لقاء الناس الذين ينقلون الأمراض الجنسية |
Etrafında tam 20 adam var, ve buna özel görüşme diyor. | Open Subtitles | عشرون رجلاً يحيطون به و يسمى هذا لقاء خاص ؟ |
Antika koleksiyoncumla bir buluşma ayarlamam gerekiyordu. | Open Subtitles | عليّ ترتيب لقاء مع مُجمّع القطع الأثريّة, |
Boşlukları dolduracağı son buluşma için tarih vermesini söyle. | Open Subtitles | قل له انك تريد موعدا من اجل لقاء ختامى لوضع النقاط على الحروف |
Sizle tanışmak süperdi. Bay bay, Meg. Sonsuza kadar arkadaşız... | Open Subtitles | لقد كان رائع لقاء يا ميغ سوف نبقى اصدقاء للأبد |
Yakın akrabalarım arasında böyle bir insanla tanışmak bir onur. | Open Subtitles | نادرا ما يتسنى لى لقاء رجل مرتاح البال. ناهيك أن يكون من أقربائى. |
Anladın mı? Rahip Hamilton çarşamba günü okul salonunda toplantı verecek. | Open Subtitles | هاميلتون سيجري لقاء تأهيلي يوم الأربعاء . في صالة الرياضية المدرسية |
Bu yüzden gelecek ay Fas'ta bu ülkeler arasında bir toplantı olacak. | TED | ولهذا السبب، الشهر المقبل في المغرب، سيعقد لقاء بين جميع الدول. |
Bizden fazla kalmadı.Geçen yıl sakidofalik sınıf toplantısı yaptık. | Open Subtitles | لم يتبق منا الكثير ، كان لدينا العام الماضي لقاء دراسي |
Neden sıradan bir insan başkanla görüşmek istiyor ki? | Open Subtitles | ما هو اعتراضك على شخص عادي يريد لقاء الرئيس؟ |
Size vermek üzere olduğum bilgi karşılığında tamamen dokunulmazlık istiyorum. | Open Subtitles | أريد حصانة تامة لقاء المعلومات التي أوشك أن أخبرك بها. |
randevu ne demektir bilirim ve bu da bir randevuydu. | Open Subtitles | اعلم معنى اللقاء و كان لقاء هل ستعود معك ايضاً؟ |
- Bir paçozla tanışma randevum var. | Open Subtitles | أوه، أنا بمفردى أنا إنحصرت على لقاء أول مع كلب، |
Rica etsem sen onları cezalandırmadan bir röportaj yapabilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكن اجراء لقاء صحفي معهم قبل قتلهم ؟ .. |
Bir bilim adamı ile görüşmem var. Bunun için Rusya'ya döneceğim. | Open Subtitles | انا لقاء مع عالم عندما أكون مرة أخرى في روسيا و |
Benim de öğrenmek istediğim buydu Bu yüzden onunla burda buluşmak istedim. | Open Subtitles | هذا ما أردت أن أعرفه منها لذا رتبت لقاء معها هنا |
Bu yumuşak yanını görmek için ölüme bu kadar yaklaşman gerektiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن الأمر يتطلب لقاء مع الموت لرؤية جانبك اللين |
Sanırım çalışma odasında bir iş görüşmesi var, Madam. | Open Subtitles | أظن أن لديه لقاء عمل بغرفة المكتب، سيدتي |
Birkaç önemsiz hissedarın sorunlu heyetiyle bir toplantım var. | Open Subtitles | لدي لقاء مع بعض المُساهمين الحمقى في لجنة الشكاوي |