Adam bize su ve granola getirdi. Ayrıca mendil de verdi. | TED | لقد أحضر لنا ماء و أحضر لنا جرانولا وجلب لنا المناديل. |
Biri sana bir kedi getirdi ve o kedi hastaydı. | Open Subtitles | لقد أحضر شخص ما قطة لكِ، وتلك القطة كانت مريضة. |
- Biliyorum. O tavşanı kaç kez benim büroma da getirdi. Yaşlıyım ama daha bunamadım. | Open Subtitles | لقد أحضر هذا الأرنب إلى مكتبى عدة مرات أنا عجوز لكننى لا أنسى كثيراً |
Kötü bir haberim var. Avcı, kara atmacıyı da getirmiş. | Open Subtitles | أخبار سيئة , لقد أحضر الصياد هذا الصقر الأسود معه |
- Hey, Homer. Bize hediye getirmiş. İlk bencil olmayan davranışı. | Open Subtitles | لقد أحضر لنا الهدايا، أول مرة يتصرف بعدم أنانية |
O paketi bana yıllar önce getirmişti. | Open Subtitles | لقد أحضر لى هذه اللفافه منذ سنين |
İlk buluşmalarında ona orkide almış. | Open Subtitles | لقد أحضر لها في موعدهما الأول " أزهار الـ " أوركيد |
Arkadaşın daha dakik, üstelik çiçek de getirdi. | Open Subtitles | صديقك يلتزم بمواعيده، لقد أحضر لي باقة ورد |
François bugün bana sizi yakından ilgilendirecek bir şey getirdi. | Open Subtitles | لقد أحضر لي فرانسوا اليوم شيئا يهمك كثيرا بالتاكيد |
Açsanız, bir sürü yemek var. Komşular getirdi. | Open Subtitles | لو كنت تشعر بالجوع، يوجد الكثير من الطعام لقد أحضر لنا الجيران طعاما |
Daha bir iki gün olmuştu ki dün sabah köpeğimi geri getirdi. Benimle çalışmak istemiyormuş. | Open Subtitles | لقد أحضر ظهرها صباح البارحة بعد أيام قليلة فقط، وقال أنّه لا يُريد العمل معي. |
Yine, düşmanlarımızdan alınan hazineler,altın ve değerli mücevherler getirdi. | Open Subtitles | مجددآ, لقد أحضر كنزآ... ذهب ومجوهرات ثمينة... غنيمة من أعدائنا. |
Bu adam sorun değil. Sawyer'ı geri getirdi. | Open Subtitles | الرجل ليس المشكلة لقد أحضر لنا سوير |
Biraz dinlenmen için çocuğu buraya getirdi. | Open Subtitles | لقد أحضر الطفل معه لكي يعطيك الفرصة |
-Nasılsın? -Kitabı getirmiş! | Open Subtitles | لقد أحضر كتاب إستحضار الأرواح ـ أجل ، عظيم ، عظيم |
Okuyayım diye bir şeyler getirmiş. | Open Subtitles | أخرج من هُنا بحق الجحيم. لقد أحضر لي فقط كتاباً لكي أقرأه |
Siz ve büyükelçi için armağanlar getirmiş, efendim. | Open Subtitles | لقد أحضر هديه يا سيدى من أجلك أنت والسفير |
Baban işten eve bir kaç disket getirmişti. | Open Subtitles | أباك... لقد أحضر بعض الأقراص من عمله للبيت. |
Karımdan mesaj getirmişti. | Open Subtitles | لقد أحضر لى رسالة من زوجتي |
Bir araba satın almış. | Open Subtitles | لقد أحضر سيارة. |