| Ayin çanlarını çalma vaktimiz geldi. Genelde bundan sonra gelirler. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لقرع جرس العبادة الذي يجلبهم إلى هنا |
| Seninle benim yüz yüze gelme zamanımız geldi. - Aah! - Stee-rike! | Open Subtitles | لقد حان الوقت بالنسبة لي ولك للمواجهة وبعد ذلك ، قال كليف |
| Müsade edersen, dünyayı demokrasi için güvenli yapma vakti geldi. | Open Subtitles | أنت ستعذريني، لقد حان الوقت لـ نعمل السلام العالمي للديمقراطية. |
| Beni sevdiğinizi biliyorum ve konukseverliğinize minnettarım. Ama artık gitme vakti geldi. | Open Subtitles | حَصلتُ على الحبِّ الكبيرِ هنا، وأَنا ممتن، لكن لقد حان الوقت للإنتِقال |
| karar vermen için şimdi Tam zamanı neyin kararını vereceğim? | Open Subtitles | لقد حان الوقت لك لكى تقرر ذلك أقرر ماذا ؟ |
| Aang, Ateş Lordu Sozin'le olan geçmişimi öğrenme zamanın geldi. | Open Subtitles | آنـج لقد حان الوقت لتعرف تاريخي مع ملك النار سوزن |
| Bir yetişkin gibi davranma zamanın geldi. Üzerini değişiyor gibi yapmayı bırak. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لكي تتصرفي بطريقة ناضجة و توقفي عن اللعب بملابسكِ |
| Tamam, Fortlak Kardeşler. Yıllık rahim kanseri ve vajina muayenenizin zamanı geldi. | Open Subtitles | حسناً يا أخوات الريح, لقد حان وقت اختبار مسح عنق الرحم السنوي. |
| şimdi, Jacques Cousteau'nun deyişiyle işleri doğal akışına bırakma zamanı geldi. | Open Subtitles | والآن لمقولة جاك كوستو.. يتحدث بلكنة فرنسية: لقد حان لإعادة الأشياء.. |
| Solunum borusunu çıkarma zamanı geldi. Kendi kendime nefes alabilirim. | Open Subtitles | لقد حان وقت ازالة التنفس الصناعى عنى دعنى اتنفس بمفردى |
| Bunca eşyayı nasıl aldığını bana söyleme zamanın geldi artık. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لتخبرني كيف حصلت على كلّ هذه الأشياء |
| Krallığın kadınlara karşı olan dehşet verici tutumunu değiştirmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لتغيير الطريقة المروّعة التي تعامل بها المملكة نسائها. |
| Son transferin vakti geldi benim devrim bitiyor, seninki başlıyor. | Open Subtitles | لقد حان وقت النقل الاخير وقت انتهاء عملي، وبداية عملك |
| - Kilise'ye gitme vakti geldi, Baba. - Tamam. Orada olacağım. | Open Subtitles | لقد حان الوقت للتوجه إلى الكنيسة، أبي أجل، سأكون هناك تماما. |
| Çünkü haklıydın. Artık kendi işimin patronu olma zamanı geldi. | Open Subtitles | كنت محق، لقد حان الوقت أن تكون رئيساً خاص بك. |
| Kalp hastalığında bu olması gerekiyor, ve zamanı geldi. | TED | وهذا يجب أن يحصل في أمراض القلب ، لقد حان الوقت |
| Önlenebilir duyma kaybının gidişatını değiştirme zamanı geldi. | TED | لقد حان وقت تغيير مسار فقدان السمع الذي يمكن الوقاية منه. |
| Kulaklar için tasarlamaya başlamanın zamanı geldi. | TED | لقد حان الوقت لنصمّم مع مراعاة الأذنين. |
| Bu ülkenin birleşmesinin Tam zamanı, sırf bizi korumak için savaşan erkek ve kadınların hatırı için. | TED | لقد حان الوقت لهذه البلاد أن تتحد، ولو حتى لكي نساعد الرجال والنساء اللذين حاربوا لحمايتنا. |
| İkimizden birinin gerçek güç pozisyonunda son bulmasının zamanı gelmişti. | Open Subtitles | لقد حان الوقت وذلك أحدنا انتهى في موقع القوة الحقيقية |
| Hayır, sen, şimdi Yaşlı ve bu gibi hareket başlama zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | لا ، أنت شيخ الآن . و لقد حان الوقت لتتصرف كهذا |
| Yürüyüşe çıkamazsın. Sokağa çıkma yasağı var. Vurulursun. | Open Subtitles | أنك لا تستطيع أن تتمشي الآن لقد حان ميعاد حظر التجول، سوف يقتلونك |
| Ortak başarısızlığımız için,başka vergiler... ...alışveriş merkezleri,cezaevleri... ...ve statlar inşa... ...etmeyi kesme zamanıdır. | TED | لقد حان الوقت لوقف بناء مراكز التسوق، السجون، الملاعب والمساهمات الأخرى لجميع أعمالنا بالفشل الجماعي. |
| Sonunda eve dönme zamanıdır. | TED | لقد حان الوقت للعودة إلى الوطن في النهاية. |
| - Nihayet işe yarar bir şey yaptın. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لتفعل شيئا مفيدا |