Tehlikede olduğumu gördü ve ayağa kalkıp benim için kendini fedâ etti. | Open Subtitles | لقد رأي بأنني كنتُ في خطر ووقف بدلاً مني مضحّياً بحياته |
Ofsayt'ta kalenin oradaki boşluğu fark etti. Mükemmel gördü. | Open Subtitles | لقد رأي الفجوة المُستطيلة فى النُصيبة فى منطقة التسلُّل، هُناك، رؤية رائِعة. |
Falcım bir sürü çocuk gördü. | Open Subtitles | أتعرفون لقد رأي المنجم العديد من الأطفال |
O kırmızı elbiseli kızı gördü. | Open Subtitles | لقد رأي تلك الفتاه في لباس احمر |
Bütün dünya Hulk'u gördü. İlk kez, gerçek Hulk'u gördü. | Open Subtitles | لقد رأي العالم (الرجل الأخضر) الاجنب الحقيقي منه لأول مرة |
James'in çamurun içinde uyuyduğunu ve Kışın yanına uzandığını gördü. | Open Subtitles | لقد رأي (جايمس) ينام في الطين و (وينتر) ترقد بجانبه |
Bonica, acıyı yakından gördü. | TED | لقد رأي بونيكا الألم عن كثب |
Bu bulutları o da gördü. | Open Subtitles | لقد رأي السحاب ايضا |
Kutuyu gördü. | Open Subtitles | لقد رأي الصندوق |
Yüzlerimizi de gördü. | Open Subtitles | لقد رأي وجوهنا. |
Her şeyi gördü. | Open Subtitles | (لارسون)، هل أنت بالمنزل؟ لقد رأي الأمر كله. |
Fener alayımı zaten gördü... | Open Subtitles | لقد رأي بالفعل اغراضي المضيئة |
- Daren, o gece Wallace Rourke'u gördü. | Open Subtitles | لقد رأي(دارين) وجه (والاس رورك)في تلك الليلة |
O bize yardımcı olabilecek bir şeyler gördü. | Open Subtitles | لقد رأي شيئًا قد يساعدنا |
Oğlunun neler başardığını gördü de ondan. | Open Subtitles | لقد رأي ما حققه إبنه |
Ne sakladığını oğlan gördü. | Open Subtitles | لقد رأي الفتى مايخبُئه |
Dickie her şeyi gördü. | Open Subtitles | لقد رأي القزم(ديكي) كافه ما حدث |
Yaptıklarınızın hepsini gördü! | Open Subtitles | لقد رأي ما قمتم به! |
Bir şey gördü. | Open Subtitles | لقد رأي شيئاً. |
O bunu gördü. | Open Subtitles | لقد رأي ذلك |