ويكيبيديا

    "للتأكد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • emin olmak
        
    • kontrol
        
    • Emin olmanın
        
    • diye
        
    • Öğrenmenin
        
    • etmek için
        
    • olup
        
    • kesin
        
    • emin ol
        
    • sağlamak
        
    • doğrulamak için
        
    • olmadığını
        
    • olmak için
        
    • emin olalım
        
    • emin olmalıyız
        
    Okuduklarını anladıklarından emin olmak için onlara birçok zor sorular veriyoruz. TED ونعطيهم الكثير من الأسئلة الشاملة للتأكد من أنهم يفهمون ما يقرؤون.
    Ben hissediyorumki sicil çagrisimi yapabilirim... kimle konustugumdan emin olmak için. Open Subtitles أشعر بأنه عليّ قراءة الأسماء للتأكد من الشخص الذي أتكلّم عنه
    Sandalyeye otur. Her sabah uyurken korneamı çizmişmiyim diye gözlerimi kontrol etmek zorundayım. Open Subtitles كل صباح عليّ تفقد عينيّ للتأكد من أنني لم أجرح قرنيتي أثناء النوم
    Doğru rotada olduğunu düşünür, fakat Emin olmanın bir yolu yoktur. Open Subtitles ظن أنه على الطريق الصحيح ولكن ما كان من سبيل للتأكد
    Evet, yarın gelip herkes işimden memnun mu diye bakacağım. Open Subtitles أجل، سأعود غداً للتأكد من أن عملي يسير بشكل جيد
    Gerçeği Öğrenmenin tek yolu aile kayıtlarını incelemek. Open Subtitles الطريقة الوحيدة للتأكد هي بفحص السجل العائلي
    emin olmak için herkesle görüşmemiz ve onlara promisin testi yapmamız lazım. Open Subtitles و مع ذلك فاننا نريد الجميع ليخضعوا الى فحص البروميسن فقط للتأكد
    Ne yapmamız gerektiğini biliyorduk, uçağın arkasında bu kadar yük varken sağlam kalabileceğinden emin olmak için mühendisleri devreye sokmak lazımdı. Open Subtitles كنا نعرف ما كان علينا القيام به. كان علينا أن تتورط المهندسين. للتأكد من أن الطائرة يمكن أن يقف هذا الإجهاد.
    Hayır, öyle olmadığından emin olmak için, bu yüzden birlikte olabilirsiniz. Open Subtitles لا، للتأكد من أنك لست مثله بحيث يمكن أن تكون معا
    Ve sonra dediklerinin yapılacağından emin olmak için geliştirdikleri şantaj vardı. Open Subtitles ثم هناك الإبتزاز الذي رتبوا له فقط للتأكد بأنه سيتم إتباعهم
    Diğerlerini de bir sorun olmadığından emin olmak için arayacağım. Open Subtitles , سوف أقوم بالأتصال . للتأكد بأن جميع الرجال بخير
    Casuslar rotadan ayrılmadığını kontrol etmek ve ayrılırsa da öldürmek için gönderilmişti. Open Subtitles تم إرسال جواسيس للتأكد من انه لم يهرب ويطلقون عليه لو هرب
    Boraqchin haftalardır, düzgün bir yolculuk ve muntazam bir sıra için onları kontrol ediyor. TED كانت برقشين تنسق معهن لأسابيع للتأكد من تمام الانتقال بسهولة وتنظيم الصفوف.
    Ya da bir anne, saat dörtte, aniden tuvaletin bir köşesinde bir yer bulmayı becerip çocuklarının eve sağ salim vardıklarını kontrol eder. TED أو الأم التي، في الرابعة بعد الظهر، ترتب فجأة للحصول على ناصية في الحمام للتأكد من سلامة أبناءها في البيت.
    Bu bölümün yalnızca yüz tanımada uzmanlamış olduğundan Emin olmanın tek yolu bu varsayımların hepsini elemek. TED الطريقة الوحيدة للتأكد أنّ تلك المنطقة مسؤولة فقط عن تمييز الوجوه هي عبر دحض تلك الافتراضات.
    - Emin olmanın bir yolu yok. - Bu tek olasılık. Open Subtitles لا سبيل لدينا للتأكد إنه الإحتمال الوحيد
    Şu an, bu gerçekleşmesin diye elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Open Subtitles الاَن، إننا نسخر كامل طاقتنا للتأكد من أن هذا لن يحدث
    Birinin suçlu olup olmadığını Öğrenmenin en iyi yolu gücü tükenene kadar sorguya çekmektir. Open Subtitles أفضل طريقة للتأكد من الذنب أو البراءة هي الاستجواب الذي لا يتوقف
    Ses hızını aşıp aşmayacaklarını göndermeden simule etmek için RockSim'i kullanıyorum, ve performanslarını doğrulamak için üzerindeki bilgisayarlarla uçuruyorum. TED أستخدم روك-سم لمحاكاة الرحلات لأرى إن كانت ستتعدى سرعة الصوت أم لا ثم أطلقها بحاسبات داخلية للتأكد من أدائها
    Bunun önemi şu: Yıldıza uzaklığının yanı sıra, bir gezegende yaşam olup olmadığını belirleyen birçok faktör vardır. TED وها هي أهمية هذا العمل: عامل بعد الكواكب عن نجومها ليس هو العامل الوحيد للتأكد من وجود حياة على كوكب ما.
    Bunu bilmenin tek kesin yolu kelimelerden geçiyor; içindekiler kısmındaki "kısmen hidrojenize" kelimelerinden. TED حسناً، الطريقة الوحيدة للتأكد هي إذا رأيت هذه الكلمات المهدرجة جزئياً، في قائمة المكونات
    Olay yerine kendim gidiyorum ve emin ol onu güvende tutacağım.n. Open Subtitles أنا في طريقي إلى موقع الحدث نفسي للتأكد من انها مؤمنة.
    Ben sadece aptalca bir şey yapmamanı sağlamak için buradayım. Open Subtitles أنا فقط أمر للتأكد أنك لا تفعل أي شيء غبي
    Sevgilisinin Irak'a gönderildiğini doğrulamak için Kara Kuvvetleri Suç Araştırma'yı aradım. Open Subtitles لقد اتصلت بالجيش للتأكد من أن صديقها تم نقله من العراق
    Hayır dediler ama MR çektirip emin olalım. Open Subtitles سقوط؟ يقولون لا لكن اجروا رنين مغناطيسي للتأكد
    Hiçbir şeyin açığa çıkmadığına emin olmalıyız. Bindirin arka tarafa. Open Subtitles نحتاج للتأكد من أنه لا شيء اَخر قد تم فضحه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد