ويكيبيديا

    "للحظ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şans
        
    • şansa
        
    • şanslı
        
    • şansla
        
    • Şansın
        
    • uğurlu
        
    • talih
        
    • şanslar
        
    Oh, şans onunla bir ilgisi yok, geri orada izmaritleri kurtardı. Open Subtitles أوه ، ليس للحظ أي شيء بهذا لقد أنقذت مؤخراتكم هناك
    Belki de ilişkilerin uzun sürmesini sağlayan şey şans değildir diye düşünmeden edemedim. Open Subtitles ولم استطع التفكير بإنّه من الممكن أن لا علاقة للحظ بالعلاقات في الماضي
    Sen... Sen benim şans tılsımımsın. Bu olayda yardımına ihtiyacım var. Open Subtitles أما أنت, يا قلادتي الجالبة للحظ, أحتاج لمساعدتكِ في هذا الأمر
    Korkarım ne kadar beklersek işimiz o kadar şansa kalacak. Open Subtitles أخشي أنه كلما طال إنتظارنا كلما كان للحظ دوراً أوفر
    Şimdiye kadar patojenin okyanusta konak bulabilmesi için iyi şansa ihtiyacı olduğu düşünülüyordu. TED وحتى الآن، كان من المُعتقد بأن الفيروسات المسببة للأمراض بحاجة للحظ الجيد لتجد مضيف في المحيط.
    Eğer onu şanslı termometremiz olarak kalmasını istiyorsan, asla yıkama onu. Open Subtitles و إذا أردته أن يكون مقياس جالب للحظ عليك ألا تغسليه
    İyi şans için Hristiyan alemindeki en kutsal emanetlerden birini taşıyordu: Meryem Ana'ya ait olan örtü. TED للحظ الجيد حمل واحدة من أقدس الآثار في العالم المسيحي: الحجاب الذي كان ينتمي إلى مريم العذراء.
    Kötü şans ya da bağışlanabilir bir hata için cezalandırılmayacaklardı. TED ولن يتم عقابهم للحظ السيء أو لخطأ غيرمقصود.
    Yurt dışında geleneksel şans parası beklemiyordum. Open Subtitles لم أتوقع أن أحصل على المال الجالب للحظ في السنة الجديدة
    Wang Amca her yıl bize şans parası verir. Open Subtitles العم وانغ يعطينا ملاَ جالباَ للحظ في كل سنة
    Böyle büyük bir şans ayağımıza geldi. İlk kez kazanıyorken kalkalım. Open Subtitles دانى , كان عندنا هذا الخط النادر للحظ , دعنا نغادر فائزون لمرة واحدة
    Bu yüzük yakuttur. Benim şans yüzüğüm. Open Subtitles الخاتم من الياقوت، إنه خاتمي الجالب للحظ
    benimse doğduğum için şanslı olduğumu. Benim yine de şansa ihtiyacım yok. Open Subtitles يقول إنني محظوظ لأني وُلدت لكني لا أحتاج للحظ
    - Benim şansa ihtiyacım yok. Open Subtitles تمنياتى بالحظ الوفير. اه, انا لست بحاجة للحظ.
    İnsan beynini değerlendirmekte iyiysen hiçbir şeyi şansa bırakmazsın. Open Subtitles إذا كنت بتعرف في طريقة تفكير البشر ما رح يظل شي للحظ
    Hayatını şansa bırakamazsın. Open Subtitles هذه حياتك لا يمكنك أن تترك شيئاً كهذا للحظ
    Efendim sizi temin ederim ki şanslı değil orası sizin için. Open Subtitles سيدى , أأكد لك ان هذا العضو ليس للحظ ليس لأجلك
    - Uğur param, şanslı patlatıcım. Open Subtitles ـ ما هذه؟ ـ قطعتى النقدية الجالبة للحظ ، و كذلك الصاعق الجالب للحظ خاصتى و متفجراتى البلاستيكية الجالبة للحظ
    Bugün bu kadar şanslı olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles لا أصدق كم كنتي محظوظة اليوم ليس للحظ دخل بهذا
    İyi şans için ahbap. şansla dalga geçme. Open Subtitles هذه جالبة للحظ لا تعبثي مع الحظ
    Hayat bir piyangodur. Şansın her zaman yaver gitmez. Open Subtitles إذن فقد غيّر العالم وجهته لا يمكن للحظ أن يكون لجانبك دائما
    Bu Annunzio'nun ofisinde pencerenin arasında sakladığı uğurlu bir Çin objesi. Open Subtitles هذه تعويذة صينية للحظ الجيد احتفظ بها انوزيو في نافذة مكتبه
    Gel, çocuk! Sen biim iyi şans getiren talih kuşumuzsun! Open Subtitles هيا ايه الفتى أنت تعويذتنا للحظ السعيد
    İyi şanslar. Bu Anagress'in insanlar üzerindeki ilk denemesi. Open Subtitles ـ يا للحظ الجيد ـ هذه هي أول مرة نقوم فيها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد