Ve annemin anlamadığı şey Ben birleşik süper bir meslek icat etmeye çalışmıyordum. | TED | ولكن ما لم تدركه أمي أنني لم أكن أحاول اختراع مهنة خارقة مركبة. |
Benim bildiğim bir gerçek sıfır değere sahip olabilir eğer onunla gerçekten iyi bir şeyler yapabilecek kişi Ben değilsem. | TED | ما أعرفه هو أن الشيء يصبح غير ذي قيمة إن لم أكن الشخص المناسب الذي يستطيع صنع شيء أفضل باستعماله. |
Bilmiyorum çünkü onlara kim olduğuma dair hiç dürüst olmadım. | TED | لا أعلم، لأنني لم أكن صادقة أبدًا معهم عن هويتي. |
Neredeyse altı yıl, her Allah'ın günü, Elimde bir şey yoktu ancak posta kutumda red mektupları beni bekliyordu. | TED | إذن، طوال ست سنوات تقريبا، كل يوم، لم أكن أتوصل إلا برسائل الرفض التي كانت تنتظرني داخل صندوق البريد. |
Seni bana geri döndürenin, Gail olacağını asla tahmin etmezdim. | Open Subtitles | لم أكن أظن أبداً أن جيل هو من سيعيدك ألى |
hiç üst sınıf bir polis olamadım belki de hiç olamayacağım. | Open Subtitles | لم أكن في يوما ما محققا محترفاّ وربما لن أكون كذلك |
Ben tabii bu değişimleri göremedim. Çünkü aslında 1985 yılında mezun oldum. | TED | لم أكن هناك لرؤية ذلك التغيير، لأنني في الحقيقة، عام 1985، تخرجت. |
Bu suçun benim evimde planlandığını kabul ediyorum ama planı yapan Ben değildim. | Open Subtitles | أعترف بأن السرقة خُطط لها في منزلي لكني لم أكن انا التي خططت |
Tek yatan Ben değilim ama belki de senin ilk tanıdığın benim. | Open Subtitles | لم أكن أنا فحسب ولكننى أول من قابلت , أليس كذلك ؟ |
Bir mercanın şans verilirse ne kadar gelişip büyüyebileceğini hiç bilmiyordum. | TED | لم أكن أعرف ما يمكن للمرجان فعله عندما أُعطى فرصة للأزدهار. |
Bununla birlikte, Bengalli bir göçmenin çocuğu olmak ya da Bronx'ta Senegalli göçmenin çocuğu olmak ile ilgili hiç bir fikrim yoktu. | TED | فيما عدا ذلك لم أكن أعرف ماذا يعني أن تكون طفلًا لمهاجرين بنغاليين في بروكلين أو أن تكون سنغاليًا في ذا برونكس. |
İçimden gelerek söylüyorum, bana eşlik etmenizden hiç bu kadar zevk almamıştım. | Open Subtitles | التى لم أكن لأتوقعها أشعر بأننى لم أستمتع بصحبة مثل هذه أبداً |
Her neyse, o zaman annenizin hamile olduğunu bilmeme imkân yoktu. | Open Subtitles | لذا على أية حال، لم أكن لأعلم بأن أمك كانت حاملاً |
Ölmesini asla istemedim, ama Amerikalıların önünde başının eğildiğini görmek, beni derinden yaraladı. | Open Subtitles | .. لم أكن أريد موته ولكن كان يؤلمني جداً رؤيته يخضع قبل الأمريكان |
Gerçek şu ki, Ben hiç yeteri kadar iyi olamadım. | Open Subtitles | الحقيقة التى , أنى لم أكن جيد بما فيه الكفاية |
Aslında yanımda bir baston olmadan stadyumda bir tur atabileceğimden bile emin değildim. | TED | حقيقةً، لم أكن متأكدة أنه بإمكاني المشي حول المدرج بدون أداة لمساعدتي للمشي |
Gelmek için hep bir bahanesi oluyordu. Sebebi umurumda değildi. | Open Subtitles | كان لديها دائماً عذراً للمجئ و لم أكن أهتم لذلك |
Endişelendim. Onun yanında olmanın bende nasıl bir etki yaratacağını bilmiyordum. | TED | كنت قلقة. لم أكن أعرف كيف هي ردة فلعي لكونها بجانبي. |
Hayatım boyunca hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Ciddi misin? | Open Subtitles | لم أكن في مثل هذه السعادة من قبل في حياتي |
En büyük zorluk, çevre bilimi, hava kalitesi yönetimi ya da atmosfer kimyası hakkında pek fazla bir şey bilmememdi. | TED | وكان التحدي الرئيسي، هو أنني لم أكن أعرف الكثير حول علوم البيئة مثل إدارة في جودة الهواء أو كيمياء الطقس. |