Yani diyorum ki, sanırım henüz çok geç değil. Sen... | Open Subtitles | حسنا ,ما أود ان اقوله انه لم يفت الأوان بعد |
Yani diyorum ki, sanırım henüz çok geç değil. Sen... | Open Subtitles | حسنا ,ما أود ان اقوله انه لم يفت الأوان بعد |
Hata ettin asker ama yürüyüp gitmek için hâlâ geç değil. | Open Subtitles | لقد أخطأت أيها الجندي ولكن لم يفت الأوان لك كي ترحل |
Hiçbir şey için asla çok geç değildir ya da benim durumumda, istediğin kişi olmak için çok erken değil. | Open Subtitles | وإذا كان ذلك مهمّا لم يفت الأوان بعد أو في حالتي, ليس مبكّر جداً لكي تكون من تريد أن تكون |
Veri kontrol odasındaki bilgileri almak için çok geç değil. | Open Subtitles | لم يفت الآوان للحصول على .المعلومات من وحدة التحكم بالبيانات |
Uzun zamandır biliyoruz ama hemen harekete geçersek hâlâ geç değil. | TED | لقد علمنا بذلك منذ وقت طويل، لكن الوقت لم يفت إن نحن تحركنا الآن. |
Öyle ise birinizin kaşif olması için hiç de geç değil. | TED | إذن فالأوان لم يفت بعد كي يصبح أحدكم مستكشفا. |
Basit bir kurtulan olmaktansa başka biri olmak için asla geç değil. | TED | لم يفت الأوان لتصبح شخصاً آخر بدلاً من مجرد ناجٍ |
Onlar için artık Çok geç, ama milyonlarca diğerleri için henüz geç değil. | TED | فات الأوان بالنسبة لهم، لكنه لم يفت بالنسبة لملايين آخرين. |
Frederick gibi insanlar için geç değil. | TED | لم يفت الأوان بالنسبة لأشخاص مثل فريديريك. |
Beni bırakma! Belkide mutluluğu yakalamak için o kadar da geç değil. | Open Subtitles | لا تتركينني، ربمل لم يفت الأوان على ايجاد السعادة |
henüz çok geç değil doktor. | Open Subtitles | لم يفت الاوان ايها الطبيب سأكون صالحة معك |
Sizi yoldan çıkarmak için gönderildi! Ama çok geç değil. | Open Subtitles | لقد اٌرسل لكي يغويكِ، لكن لم يفت الآوان بعد. |
Günahlarınız için tövbe edip Tanrı'ya sığınmanız için çok geç değil. | Open Subtitles | لكن لم يفت الأوان لتتوبوا عن آثامكم وليقبلكم الرب |
Bugün bütün olanlar, olmaya devam edenler, hiçbir şeyi değiştirmek için geç değil. | Open Subtitles | كل شىء حدث اليوم ، ما زال يحدث لم يفت الوقت بعد لتغير هذه المسرحيه |
Kontrolü yeniden ele geçirmek için fazla geç değil. Tekrar yapılanma için, daha önce bana söylediğin her şey... | Open Subtitles | أنه لم يفت الوقت لإستعادة التحكم وإعادة بناء دولتكم وكل شيء قلته لي سابقاً |
Çok geç değil. Hâlâ 16 saati daha var. | Open Subtitles | لم يفت الأوان بعد ما زال أمامنا ستة عشر ساعة أخرى |
Sahip olduğu anlamı değiştirmek için asla geç değildir çünkü anlam dinamiktir. | TED | لم يفت الأوان لتغيير المعنى لأن المعنى ديناميكي |
İnanın bana. Yeniden başlamak için asla geç değildir. | Open Subtitles | يجب ان تصدقنى,لم يفت الوقت لكى نبدأ من جديد |
Asla çok geç değildir. Hepimiz olabiliriz. Özellikle de çok az sayıda kaldığımız için. | Open Subtitles | لم يفت الأوان قط , يمكن أن يكون أيَّا أحد وخاصة بما أنه يوجد القليل جداً منَّا متبقي |
Senin "Hayır, hata falan yapmadın. | Open Subtitles | كان من المفترض أن تقول أن الوقت لم يفت |