Kadına göre bir iş değil. Neden erkeklerden biri yapmıyor? | Open Subtitles | هذا ليس عمل امرأة لماذا لا يقوم به أحد الرجال؟ |
Bu onun için iş değil. Kişisel bir şey. | Open Subtitles | أنه ليس عمل بالنسبه له لقد كان شيء شخصي جدا |
Bu, bir kişilik iş değil. Beni buna bulaştırmazsın. | Open Subtitles | هذا ليس عمل رجل واحد,وليس هناك طريق لما تسحبنا فيه |
Buradasın öyleyse beraber çalışabiliriz! Bu bir rahibin işi değil. | Open Subtitles | أنت هنا لكي نعمل معاً ، ذلك ليس عمل كاهن |
İnsanları evlerinden sürmek polisin işi değil! | Open Subtitles | إخراج الناس من بيوتهم ليس عمل يليق بشرطي الآن، أيها العريف |
Bu 79 yaşında bir adamın işi olamaz. | Open Subtitles | هذا ليس عمل شخص عـمره أكثر من 79 عاماً |
Onlara "Artık bu işi yapma" deseniz, "Sen ne dediğinin farkında mısın?" diye sorarlar. Çünkü yaptıkları iş değildir bahsettiğiniz, onların benliğidir. | TED | إذا قلت لهم، "لا تقوموا بفعل ذلك بعد الآن،" سيتسآلون عما تتحدث عنه. لأنه ليس عمل يقومون به، بل هو من هم، هكذا يقولون. |
Resmi bir iş değil. Arizona'da bile olmadı. | Open Subtitles | إنه ليس عمل رسمي، إنه حتى لم يحدث في ولاية أريزونا |
İyi bir iş değil, ancak düğmeleriyle kucak dansı yaptığımda bana bahşiş veriyor. | Open Subtitles | إنه ليس عمل عظيم لذا أعطاني هذه الأزرار كبقشيش لمراقصته |
Bu zor bir iş değil sadece farklı. | Open Subtitles | انه ليس عمل صعب هو مختلف فقط كيف تقولى هذا؟ |
Gerçi bu iş değil. Aslında bu iş değil. Bu benim kariyerim. | Open Subtitles | لكن هذا ليس عمل تماماً إنها حياتي المهنية |
Hizmetçiliğe geri dönme. Hiç sana göre bir iş değil. | Open Subtitles | لا تعودي خادمة، هذا ليس عمل جيد بالنسبة لك |
öyle dokuzdan beşe gelip gidebileceğin bir iş değil. | Open Subtitles | إنه ليس عمل بساعات محددة . يمكنك فقط أن تأخذي ساعة |
Dişler altın kaplama ama profesyonel bir iş değil. | Open Subtitles | الأسنان مغطاة بالذهب إنه ليس عمل احترافي |
Yapabileceğini sanıyorsun. Bu bir yaz işi değil tamam mı? | Open Subtitles | انت تعتقد ان هذا شيئ نقوم به الآن فقط هذا ليس عمل موسمي |
Çünkü bu uyuşturucu işi polis işi değil. | Open Subtitles | لأن مكافحة المخدرات ، ليس عمل شُرَطِيًّا |
-Polis çalışması böyle oluyor. -Bu polis işi değil. -Tamam, bilim. | Open Subtitles | ،هذا هوَ ما يدور حوله عمل الشرطة هذا ليس عمل شرطة، حسناً، علم، ليس علمًا |
Tekin bir iş, şüphesiz. Ama bir askerin işi değil. | Open Subtitles | . عمل حكيم , بلا شك و لكنه ليس عمل الجنود , هل هو كذلك ؟ |
Bu bir Sith Lordu'nun ya da Bir Jedi'yın işi değil. Acımasız, düşüncesiz bir hayvanın işi. | Open Subtitles | هذا ليس عمل سيد السيث او جاداي لكن متهور , حيوان مندفع |
Oraya asla gitmedik. Bizim gideceğimiz mekân değil. Bir uyuşturucu baronuna arabuluculuk yapmak bir rahibin işi değil. | Open Subtitles | نحن لا نذهب إلى هناك ، إنه ليس مكاننا إنه ليس عمل الكاهن في أن يتفاوض مع ملوك المخدر |
Buna iş denmez ki. Bu kimsenin işi olamaz. | Open Subtitles | "هذا ليس عمل,هذا ليس عمل احد"اهتمام احد |
Pek imrenilecek bir iş değildir. | Open Subtitles | ليس عمل لامع تماماً |