"ليس هذا" - ترجمة من عربي إلى تركي

• o değil
• öyle değil
• o değildi
• bu değil
• değil bu
• bunu değil
• değil mi
• bunun
• Onu değil
• bu da değil
• bu değildi
• bu kadar değil
• değil ama

- Bilmiyorum, hiç farketmez. Mesele o değil. Bunu uzun zamandır düşlüyorum...
لا أعرف الى أين الى أي مكان لا يهم ليس هذا المغزى

Mesele o değil. Seni buna zorluyormuşum gibi geliyor.
ليس هذا ما في الأمر أشعر بأنني أسرع الأمور عليك

Mesele o değil. İnsan yalnız yaşayabilir.
ليس هذا الأمر المرء يستطيع أن يعيش بمفرده

Hiçte öyle değil, Rahul. Sen bir şeyler gizliyorsun.
ليس هذا هو لب الموضوع ، أنت تخفي الحقيقة

- bunun için fazla tatlısın. - Demek istediğim o değildi.
انت الطف من ان تكون كذلك ليس هذا ما قلته

Ama demek istediğim bu değil Rudy sen önemli birisin.
لكن ليس هذا ما أقول أنت شخص مهم بالنسبة لرودي

Bu mantığınızla verebileceğiniz bir karar değil. Bu doğruysa kalbinizde hissedersiniz.
ليس هذا القرار منطقياً إن كان ملائماً فستشعران بذلك في قلبيكما

Burada olmamın nedeni o değil, o yüzden gidebilirsin.
نعم.حسناً ، ليس هذا سبب وجودي هنا لذا تستطيع الذهاب ؟

-Hayır. -Evet ama konu o değil.
رقم حسنا، نعم، لكن ليس هذا هو بيت القصيد.

o değil. Kadın sesinin olmadığı o tatlı sessizlikten bahsediyorum.
.ليس هذا.انا اتكلم عن الصوت الجميل للامراة

Bu ağızla yaptığım tek şey o değil. Olamaz.
ثق بى أيها الرجل ليس هذا هو الشئ الوحيد الذى أفعله بهذا الفم

Bu ağızla yaptığım tek şey o değil.
ليس هذا هو الشئ الوحيد الذى أفعله بهذا الفم

Tek o değil, bu her zaman harika oluyor.
، ليس هذا فقط . لكن إتضح كل شيء بشكل مثالي

Hayır, bir planım yoktu ama mesele o değil.
كلا, لم يكن لدي شيئاً لكن ليس هذا المغزى

Hayır Bay Wolf, öyle değil. Yardımınız kesinlikle isteniyor.
لا يا سيد وولف ليس هذا مساعدتك ولا شك نقدرها

Kırk yıldır çıkarıyorum, öyle değil mi benim yakışıklı oğlum?
يمكنني الحصول على تلك البقعة. لدي أكثر من 40 عاما. ليس هذا الحق، يا فتى وسيم؟

Evet, birkaç yumruk yedim ama anahtarı yutuşumun sebebi o değildi.
لم يتم تعذيبي أعني، أجل .. تلقيت لكمات عدة مرات ولكن ليس هذا سبب أخذي المفتاح

bu değil. Bir şeyler dönüyor ve bu hiç hoşuma gitmiyor.
ليس هذا هو الأمر ، هناك أمر يجري وأنا لا أحبه

Dalış bu kadar değil, bu kadarlık olmaktan çok uzak.
حبس الأنفاس تحت الماء ليس هذا فقط، بل أبعد من هذا.

Size eğlenceli bir gece geçirmek istediğimi söyledim, bunu değil.
لا. طلبتكم لقضاء ليلة ممتعة في الخارج، و ليس هذا.

- Frasier, bu bir sorun değil. - Frasier Crane'i satmak değil mi?
ـ انا لا ارى هذا كمشكلة ـ او ليس هذا كبيع فريزر كرين؟

Sizi biraz tanıdıktan sonra bunun size uygun olmadığını farkettim.
بعد أن عرفتكم قليلا أدركت أن ليس هذا ما تريدونه

Onu değil. Kes ölmeyi ve denge çarkımı düzelt.
ليس هذا, توقف عن الإحتضار و أصلح جيروسكوبي

Sadece bu da değil, senin yüzünden cezama altı ay daha eklendi.
ليس هذا فقط, بل أضفت لي ستة شهور, ستة شهور إلى محكوميتي

Seninle çıkmayı kabul ettiğimde beklediğim tam olarak bu değildi.
أجل حينما قبلت بالخروج معك ليس هذا بالضبط ما توقعته

Bu, Schopenhauer'den tam bir alıntı değil ama söylediklerinin özü.
ليس هذا ما قاله شوبنهاور بالضبط، ولكنه معنى ومغزى كلامه.