Bir an keşke Lilith'le hâlâ evli olsaydım diye düşündüm. | Open Subtitles | طيبتي، يَجْعلُني تقريباً أَتمنّى أنا ما زِلتُ متزوّج مِنْ ليليث. |
Ve o taptığınız kızınız evli bir adamla ilişki yaşamıştır. | Open Subtitles | والإبنةالتيتعشقينها.. حسناً ، إنها على علاقة غرامية سرية برجُل متزوّج |
Sırf kâğıt üzerinde evliyim diye, iç dünyamda evli olacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط بسبب أنّي متزوّج من الخارج، لا يعني إنّي متزوّج من الداخل. |
Cicim mi? Sen evlisin ve birlikte çalıştığım bir kızla. | Open Subtitles | أيها المثير، أنت متزوّج ومن فتاة أعمل معها |
evli olan bir adamı sevmek annemi kötü biri yapar, değil mi? | Open Subtitles | لكنّ الوقوع في الحب مع شخص متزوّج يجعل من والدتي شخصا سيّئا |
Sanırım evli bir adamla ilişki kurmanın her daim riski var. | Open Subtitles | أعتقد أنه هناك دائمًا مخاطرة، إن تورّطي مع رجلُ متزوّج. |
Dinle, benimle evli olmayı seveceksin. | Open Subtitles | و بعدين حالما تُخبرُني، يُمْكِنُ أَنْ نَتزوّجَ. اَستمعُ، أنت سَتَحبُّ أنْ تَكُونَ متزوّج مِني. |
Yılda dört defa. evli olduğum zamanlarda yaptığımdan daha fazla. | Open Subtitles | أربع مرّات في السنة، هذا جنس أكثر مما كنت أفعله وأنا متزوّج |
Özellikle evli olduğum yaşlı insanları. | Open Subtitles | ناس أكبر سنّاً خصوصاً مثل الواحد أَنا متزوّج مِنْ. |
Ona hiç evli olduğumu söylemedim, ve eğer söyleseydim eve gitmemi söylerdi. | Open Subtitles | أنا لم أخبرها بأني متزوّج ولو أني قلت لها لقالت يجب أن تذهب لبيتك |
Ona hiç evli olduğumu söylemedim, ve eğer söyleseydim eve gitmemi söylerdi. | Open Subtitles | أنا لم أخبرها بأني متزوّج ولو أني قلت لها لقالت يجب أن تذهب لبيتك |
Gaddar biriyle evli olmasına karşın Emily çok iyi bir insandı. | Open Subtitles | على الرغم من أن يكون متزوّج إلى الرجل الفظيع حقا، إيميلي كانت شخصة جيدة. |
Ve evli olmadığım bir kadınla uygunsuz şeyler yaptım. | Open Subtitles | وقمت بأشياء غير طاهرة مع إمرأة لست متزوّج منها. |
Evet, ama ben onu oradan alıp yerine koydum. Çünkü ben evli bir adamla sevişmek için doğmadım. | Open Subtitles | أجل، لكنّني سحبته مُجددًا وأرجعته لمكانه، لأنّني لم آولد لأطارح الغرام رجلٌ متزوّج. |
O, evli olduğum kadınla yattığın için değildi. | Open Subtitles | ذلك ما كان للنوم مع الإمرأة أنا كنت متزوّج من. |
Manuela, biliyorsun yalnızca bir kişiyle evliyim. | Open Subtitles | مانويلا، تعلمين أنني متزوّج من واحدة فقط |
Unut bunu. Ben uçağımla evliyim. Boş olan her anımı onunla geçiyorum. | Open Subtitles | لا أظن هذا، أنا متزوّج من طائرتي هكذا أقضي وقت فراغي |
Bak, ben evliyim hayatımın bu parçasının geride kaldığı hakkında karıma söz verdim. | Open Subtitles | انظر , انا متزوّج الأن ووعدت زوجتي ان ذلك الجزء من حياتي هو خلفي |
Patronumla evlisin bu yüzden bu ifadeye katılamam. | Open Subtitles | أنتَ متزوّج رئيستي لذا لا أستطيع الذهاب إلى أيّ مكان بالقرب من ذلك البيان |
Sen evlisin, o da eşcinsel değil. Sen evlisin, o da eşcinsel değil. | Open Subtitles | أنا متزوّج وهو ليس شاذًّا، أنا متزوّج وهو ليس شاذًّا. |
Fakat işin doğrusu, siz 15 yaşında liseli bir kızla evlisiniz değil mi? | Open Subtitles | لكن في الحقيقة أنت متزوّج من بنت طالبة بعمر 15 سنة، اليس كذلك؟ |
Şey aslında evliydi ama eşi acı bir şekilde öldü. | Open Subtitles | حسناً... حسناً، لقد كان متزوّج ثمّ ماتت زوجته موتاً مأساوياً. |
Bir zamanlar ben de o hanımla evliydim. | Open Subtitles | أعتقد أنا كُنْتُ متزوّج من تلك السيدةِ مرّة. |
evliyken burada oturuyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَعِيشُ هنا بالجوار عندما كنت متزوّج... |