Tümör tek başına bara gidip iki duble etanol çekmiş olamaz. | Open Subtitles | الورم لم يأتي من نفسه و طلب كوب مزدوج من الإيثانول |
Kafeinsiz kapuçino primo, yağsız magnifico,.. ...duble espresso. | Open Subtitles | كابتشينو منزوع الكافيين حجم صغير ماجنيفيكو منحفض السعرات و اسبرسو مزدوج حجم عادي |
Hala ürkütücü gözüküyor, üstü kapalı, iki yüzlü ajan saçmalığı. | Open Subtitles | لا زلت تبدو كأنك عميل مزدوج متخفي شرير و مخيف |
Sark'ın benim çift taraflı ajan olduğumu öğrenme riski vardı. | Open Subtitles | لأنك لم ترد مخاطرة سارك إكتشاف بإنّني كنت عميل مزدوج. |
Şimdi de size çift taraflı ajan olarak çalışabileceğimi söylüyorum. | Open Subtitles | الآن أنا أُخبرك أنني في موقع أكون فيه عميل مزدوج |
Üç blok ötede ikili çatışma var. 41. ve 8., onaylandı. | Open Subtitles | يوجد ضرب نار مزدوج فى شارع 41 وشارع 8 , مؤكد |
Bana çöp omleti, duble et, patates cips ve her şeyli bir bagel tereyağı, krem peynir, reçel ıvır zıvır. | Open Subtitles | هل يمكننى أن أتناول العجة مع لحم مزدوج و بطاطس مقلية وكل الكعك لديكم مع الذبدة وكريمة الجبنة والجيلى وهذا الهراء |
Bayan için Absent. duble. Bana da. | Open Subtitles | الأفسنتين للآنسة, مزدوج ولي أيضا, شكرا لك |
İki tane zencefilli gazoz ve domuz pastırmalı duble çizburgerle geliyor. | Open Subtitles | يأتى مع اثنتان من جعه الزنجبيل برجر لحم الخنزير المقدد مزدوج مع الجبن |
Sizinle hiçbir zaman iki çift olarak dışarı çıkamayacağız ama. | Open Subtitles | هذا لايعني أنه لانستطيع أن نخرج في موعد مزدوج معكما |
Yazmanız açısından iki lehçeli olmanız için de kesinlikle doğru. | TED | وهذا صحيح أيضاً إذا ما كنت مزدوج اللكنة من حيث الكتابة الخاصة بك. |
Annem bir de ismimi yazarken iki E ile yazmamı söyledi. | TED | أمي كذلك قالت لي بأن أضع حرف E مزدوج في اسمي. |
Bana kendimi dizine kadar casusluğun içine batmış çift taraflı ajanmışım gibi hissettiriyor. | Open Subtitles | تجعلني اشعر كاني , عميل مزدوج في اعماق ركبته نوع من مثير التجسس |
çift taraflı bir koridor olarak işleyebilir, gün ışığı var, havalandırma var. | TED | يمكنه أن يوظّف كممر مزدوج يتخلله ضوء النهار والتهوية. |
Babam çift taraflı çalışan bir ajan olmasaydı annem bugün hayatta olacaktı. | Open Subtitles | اذا لم يكن والدى عميل مزدوج... لكانت والدتى على قيد الحياه اليوم. |
Kabak kafalıyla birlikte ikili buluşmamız var-- eğlence bir seçenek olamaz. | Open Subtitles | أنا ذاهب في موعد مزدوج مع رأس اليقطينة المتعة ليست خياراً |
Çok şükür, onun ikili oynayan bir casus olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | لحسن الحظ قد أكتشفنا في الوقت المناسب بأنه كان عميل مزدوج |
İkili kaset çalarım yok... bilirsin,radyodan çekmek için teyp kaydedicisini kullandım... biraz kötü gibi... ama bilirsin,içindeki tüm şarkılar duygularıma tercüman oluyorlar. | Open Subtitles | ليس لدي مشغل كاسيت مزدوج كان علي رفع مسجل الصوت إلى الراديو لذا الجودة نوعاً ما سيئة |
Çift kişilik yatağımda, altı yaşından beri biriktirdiğim Superman oyuncaklarımla yatarım. | Open Subtitles | على سرير مزدوج عليه ملاءة السوبرمان الذي لديك مذ كنت في السادسة |
Yanında Double Wide denilen doping verici varken bir yandan da ot çektiğini söylersen sana inanırım. | Open Subtitles | الآن لو قلتي لي أنها مع مدمن عريض مزدوج وتحمل أنبوبة حشيشة عندها سأصدقك |
Cadılar Bayramında benimle çiftler randevusuna gelmek ister misin diye. | Open Subtitles | كنت أريد أن ارى إذا منت تريد الإنضمـام إلي في موعد مزدوج في عيد القديسين. |
Çiftli yemeğe falan çıkarız. Mutlu mesut yaşarız. | Open Subtitles | ونحن نذهب في موعد مزدوج ونعيش بسعادة إلى الأبد. |
Teşkilatımda bir çift yönlü ajan var. | Open Subtitles | هيلين.. هناك عميل مزدوج فى مهمتى لا أعرفه |
Muhtemelen hepiniz biliyorsunuz ki genler çift sarmallı DNA'dan oluşmuştur. | TED | و كما قد تعرفون جميعا الجينات هي خيطين مزدوج من خيوط الحامض النووي. |
Bu hafta sonu için çifte buluşma. Sana birini ayarlayacağım. | Open Subtitles | موعد مزدوج في نهاية هذا الأسبوع سوف أرتب لك موعداً |