ويكيبيديا

    "مسافر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yolcu
        
    • gezgin
        
    • yolcusu
        
    • gezgini
        
    • gidiyorum
        
    • yolcunun
        
    • yolcuyum
        
    • seyahat
        
    • yolcudan
        
    • yolcusuyum
        
    • yolcuyu
        
    • yolcuyla
        
    • yolculuk
        
    • yolcumuz
        
    • seyahatte
        
    Benim tek bildiğim devletin bir yolcu üzerinde yüklü miktarda para bulduğu. Open Subtitles كلّ ماأعرفهُ أن الحكومة عثرت على حزمةٍ كبيرةٍ من النقود عند مسافر.
    Bu pasif, bir trende bir yolcu olmak ve oldukça tek düze. TED هذه مجهولة، أن تكون مسافر في القطار تقريباً هذا طبيعي
    yolcu kabini için biraz büyük görünüyor. Open Subtitles نعم , تبدو كبيرة قليلاً بالنسبة لمتاع مسافر بالمقصورة
    Hadi çocuklarımıza tecrübeleri hakkında açık ve meraklı olmayı öğretelim, yabancı topraklardaki bir gezgin gibi. TED هيا لنعلم أطفالنا بأن يكونوا منفتحين وشغوفين عن تجاربهم، مثل مسافر في أرض أجنبية.
    Havayolu ile. Günümüzde 2 milyar uçak yolcusu var. TED لدينا الآن 2 مليار مسافر يستخدمون الخطوط الجوية التجارية.
    Bir şekilde, hepimizin içinde yolcu bir ruhun varlığını hissediyorum. Open Subtitles بطريقة أو بأخرى , ل تشعر الروح في كل واحد منا يبقى مسافر إلى الأبد.
    - Üç sınıfı kargo gemisi, nötron iticilerle tahrik ediliyor, mürettebata ek olarak, 81300 yolcu taşıyor. Open Subtitles مركبة تابعة للدرجة الثالثة من حاملات الوقود الـنيتروني الطاقم مكون من 81 شخص، و 300 مسافر
    Gemide binlerce yolcu var, efendim. Open Subtitles سيدي هناك أكثر من ألف مسافر على متن السفينة
    Dışarda sadece bir yolcu var, ve oda asker. Open Subtitles هناك مسافر واحد هناك, وهو عسكري أي بنصف السعر
    21 yolcu taşıyan ve Michigan Gölü'ne düşen uçaktan bir kişi... Open Subtitles تلك عندما طائرة مسافر تحطّمت إلى البحيرة مشيغان... حمل 21 مسافر.
    400 yolcu Dunyayi degistirmek icin bir yolculuga ciktilar. Open Subtitles عليها 400 مسافر و بحّار فى رحلة جديده إلى عالم جديد شجاع
    Soğuk olur, yürek, el ve kemik üşür... Soğuk olur, evinden uzak yolcu üşür. Open Subtitles يمكن أن يكون قلب و يد و عظمة ويمكن أن يكون مسافر بعيدا من وطنه
    Bu kumlara ayak basıp da nutku tutulmamış bir gezgin, bir imparator, bir tacir veya şair yoktur. Open Subtitles لم يأتى مسافر أو إمبراطور أو تاجر أو شاعر و وطأ تلك الأرض إلا وأصيب بالرهبه
    Einstein az önce dünyanın ilk zaman yolcusu oldu. Open Subtitles أينشتاين أصبح أول مسافر عبر الزمن فى العالم.
    Yani bunun manası, başka bir zaman gezgini daha olabilir. Open Subtitles هذا يعني أنه قد يكون هناك مسافر عبر الزمن آخر
    Yarın, Morton ve Mandel şirketini temsil etmek üzere, Çin'e gidiyorum. Open Subtitles انا مسافر غدا الى الصين .لتَمْثيل شركةِ مورتن ومانديل
    -ki bunu kimseye tavsiye etmem- ...olay ufkunu saniyeler içinde geçer ve kendinizi hiçbir yolcunun geri dönmediği, keşfedilmemiş topraklarda bulurdunuz. Open Subtitles و أنا الا انصح بذلك ستُبحر متجاوزا أُفق الحدث في غضون ثواني إلى البلد المجهول الذي لم يعُد منه أي مسافر
    Tabiiki Ben sadece bir yolcuyum. Neyin yiy olduğunun tercihini size bırakıyorum. Open Subtitles بالطبع أنا مسافر فقط وأنا أترك الأمر إليك لتقرير ما هو أفضل
    Tek başınıza mı seyahat ediyorsunuz? Open Subtitles مرحبا حسنا سيد سبافورد، هل أنت مسافر وحدك؟
    Georgia, Kaptanın kaçak bir yolcudan bahsettiğini duydu. Open Subtitles سمعت جورجيا الضابط يقول كان هناك مسافر هارب
    Söyledim ya, ben bir zaman yolcusuyum. Open Subtitles أخبرتكِ أنني مسافر زمني، وقد حصلت عليها في المستقبل
    Uçaktaki 259 yolcuyu öldürmüştü. 11 kişiyi de yerde. Open Subtitles قَتلَ كُلّ 259 مسافر أحدَ عشرَ على الأرضِ
    Uçak kalmak üzere 100 yolcuyla beraber, ve eğer haklıysak, düşecek. Open Subtitles وعلى متنها 100 مسافر وإن كنّا محقين فإنّ تلك الطائرة ستتحطم
    Dolayısıyla, daire çizen bir akbaba gördüğünüzde, ölü bir şeyin üzerinde daire çizmiyor; genellikle bir noktadan diğerine yolculuk ediyordur. TED لهذا السبب، عندما نرى نسراً محلقاً، هذا يعني إنه مسافر من نقطة أ إلى نقطة ب، وليس محلقاً فوق شيء ميت.
    Bayanlar ve Baylar zor durum yaşayan bir yolcumuz var. Lütfen sakin olun. Open Subtitles سيداتي وسادتي، لدينا مسافر يمر بوقت عصيب أرجو التزام الهدوء.
    Ayrica Ben'in seyahatte oldugunu da söyledim. Fakat gerçek su ki, Open Subtitles أيضاً أخبرته أن (بين) مسافر و لكن الحقيقة هي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد