ويكيبيديا

    "مستعجل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • acil
        
    • acele
        
    • acelem
        
    • Acelen
        
    • acelesi
        
    • Aceleniz
        
    • hızlandırılmış
        
    • Acilen
        
    • aceleci
        
    • aceleyle
        
    • Acilmiş
        
    Aynı zamanda bahsetmek istediğim acil bir durum da var. TED أنا أيضًا لدي أمر مستعجل أريد إخباركم عنه.
    Büroda bana göstermek istediği bir şey varmış, acil olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد قال لى أنه يُريد أن يُرينى شىء مستعجل جداً فى المكتب
    Gördüğünüz gibi Memur Bey, bize teslim etme konusunda acele etmelisiniz. Open Subtitles كما ترى أيها الضابط، الأمر مستعجل وعليك أن تعيده لنا حالا
    İlk başladığında herkes acele eder. Open Subtitles انت مستعجل. فى البداية الكل يتعجل ويتعب هل انت واثق اننا سنصل
    - Biliyorsunuz, kayıtlar için yazılı birşey gerek. - Farkındayım ama şu anda acelem var, Bay Henderson. Open Subtitles ـ يجب أن استلم شيئا رسميا كما تعلم ـ أنا أدرك هذا ، ولكني مستعجل الآن
    Şanslısın ki acelem var. Yoksa çoktan tutuklanmıştın. Open Subtitles لحسن حظَك، أنا مستعجل وإلَا لكنت قد أعتقلت
    Bu gün benim düğün günüm, lütfen şimdi zaman çizelgesi ile uğraşmayalım eğer o kadar Acelen varsa mehendi için sen otur benim yerime. Open Subtitles اليوم هو يوم زفافي .. لذا أرجوك لا أريد أي جداول للمواعيد اليوم .. وبما أنك مستعجل جدً لم لا تجلس انت للحنة ...
    Bagajı yokmuş. acelesi varmış belli ki. Open Subtitles بدون حقائب الرجل مستعجل للذهاب إلى مكان ما
    Çok acil. Lütfen! Bir dakika sürecek. Open Subtitles ارجوك ان الأمر مستعجل جداً فقط سيستغرق الامر دقيقة واحدهـ
    acil bir işim çıktığı için ben gidemiyorum. Open Subtitles لقد طرأ عمل مستعجل لذا لا استطيع الذهاب لاعطاءه هديته بنفسي
    Bay Harrison, acil dediniz. Günah çıkarmaya mı geldiniz? Open Subtitles السيد هاريسن، قلت بأنك مستعجل هل جئت للإقرار بذنوبك؟
    "...çok acil ve ertelenemez olduğunu, kazalar yüzünden..." Open Subtitles ل10 ملاين مواطن مستعجل كثيرا و ضروري كثيرا
    Umarım siz ikiniz işinizde kendinizi sağlama almışsınızdır, çünkü kocam çok acil bir hükümet işiyle ilgileniyor. Open Subtitles اتمنى ايها السادة ان تبقوا محافظين على عملكم لكون زوجي لديه عمل مستعجل جداً مع الحكومة
    Neden benimle konuşmak için acele ediyorsunuz? Open Subtitles أخبرني لماذا تريد التحدث معي بشكل مستعجل
    Bakın general. Bence çok acele ediyorsunuz. Open Subtitles حسناً ، جنرال أنا ما زلت أعتقد بانك مستعجل
    Müdürüm bana pek vakit vermediğim için acele ediyorum. Open Subtitles معلمي ما عاطيني اي مهلة للتاخير مشان هيك انا مستعجل كتير اد ما بقدر
    - 90 km hızlık bölgede 130 yapıyorsun. - acelem var. Open Subtitles ـ أنّك تقود بسرعة 90 في منطقة سرعتها 50 ـ أنا مستعجل
    acelem var ve bir soru soracağım. Open Subtitles أنا مستعجل نوع ما, ولدي سؤال أريد إجابته
    - İçeri gelsene. - Olmaz, acelem var. Open Subtitles ـ حسنا ، تفضل بالدخول ـ لا ، فأنا مستعجل
    Okula gitmek için bu Acelen ne? Open Subtitles إذاً ، لماذا مستعجل لدخول المدرسة؟
    Yani Acelen var diye benden daha iyi olduğunu düşünüyorsun. Open Subtitles أذن تظن أنك أفضل مني لأنك مستعجل
    - Bu bilginin acelesi var mı? Open Subtitles أأنت مستعجل على هذه المعلومات؟ - لا، لا، لستُ مستعجلاً -
    Aceleniz olduğunu biliyorum ama en azından bir göz atsak fena olmaz. Open Subtitles أعلم بأنك مستعجل لكن الأفضل أن نذهب ونأخذ نظرة
    Bu nedenle hızlandırılmış bir 24 saat süresi talep ediyoruz. Open Subtitles وعليه فإننا نطلب تحديد موعد نهائي مستعجل وهو 24 ساعة
    Acilen tahliyeleri gerekiyor. Dördü orta öncelikli. Open Subtitles ويحتاجون لإخلاء مستعجل وأربعة منهم من الدرجة الثانية
    Sence bu konuda biraz aceleci değil miyim? Open Subtitles هل تظنين أنني مستعجل لإعادة زيارة الحدث ؟
    Cebinden aceleyle başka bir şey çıkarırken düşürülmüşe benziyor. Open Subtitles إنه الشيء الذي يقع من الجيب عندما تزيح شيء آخر بشكل مستعجل
    Acilmiş. Open Subtitles و تقول ان الأمر مستعجل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد