Sevgili Mai, bu şekilde öğrenmen gerektiği için üzgünüm ama ben gidiyorum. | Open Subtitles | عزيزتي ماي أنا آسف لأنكِ ستكتشفين الأمر بهذه الطريقة و لكني مغادر |
Bayan arkadaşımla, sabah üstü, öğle öncesi yemeğimi yemeye gidiyorum. | Open Subtitles | أنا مغادر لتناول وجبة ما قبل الغداء مع صديقتي السيدة |
Bu tür bir övgü bütün zahmete değer. Tamam, ben gidiyorum. | Open Subtitles | هذا هو المديح الذي يجعله يستحق العناء حسنا , أنا مغادر |
Barton yarın öğleden sonra 3 günlük bir konferans için oraya Gidiyor. | Open Subtitles | بارتون مغادر غداً بعد الظهيرة من اجل حضور مؤتمر لثلاثة ايام هناك |
Ben hariç herkes fırlatma alanına Gidiyor. | Open Subtitles | رائع الجميع مغادر لموقع الإقلاع سواي |
Gerek yok. Formları imzaladım ve yeni doktorumla yola çıkıyorum. | Open Subtitles | لا حاجة لذلك, لقد وقعت على نماذجكِ, وأنا مغادر مع طبيبي الجديد |
- Ben gidiyorum. Son şansın. Benimle Seattle'a gel. | Open Subtitles | لا اذهب اسمع ان مغادر انها اخر فرصه تعالى معى الى سياتل |
Tanıştığımıza memnun oldum. Ben gidiyorum. Hemen gelirim. | Open Subtitles | حسناً،لقد كان من الجميل مقابلتكِ,أنا مغادر |
Bunu yapamazsın. gidiyorum. | Open Subtitles | نعم, حسناً, انا مغادر لا استطيع ان اقبل هذا |
Hayır, üzgünüm. Evet, ben gidiyorum. Ama siz gitmiyorsunuz. | Open Subtitles | لا ، آسف ، أجل أنا مغادر لكن لن يغادر أي منكم |
Ben gidiyorum, o yüzden bu konuda bir şey yapamayacağım. | Open Subtitles | أنا مغادر, لذا لن يكون بإمكاني فعل أي شيء بشأن ذلك، |
Bu aksam ruhani bir inziva(La Paz) icin, Bolivya,Potosi'ye gidiyorum. | Open Subtitles | أنا مغادر لبوليفيا الليلة ، رحلة روحية "لمكان يدعى "لاباس |
Tutuklu değilsem, ben gidiyorum ve o moruk barımı dağıttı. Ondan şikayetçiyim. | Open Subtitles | إذا لم أكن رهن الاعتقال, أنا مغادر, وذلك الرجل العجوز الذي حطم حانتي أريده أن يكون مسؤلًا عما فعل. |
Gidiyor! Bu gece İspanya'ya Gidiyor. | Open Subtitles | .أنه مغادر ،سيغادر لأسبانيا الليله |
Ve neden kanıtlarımızla Gidiyor? | Open Subtitles | ولما هو مغادر وبحوزته كل أدلتنا ؟ |
Sameer sonsuza kadar Gidiyor. | Open Subtitles | سمح لك برؤية سمير وهو مغادر |
Görüşürüz millet, ben çıkıyorum. | Open Subtitles | حسنا , مع السلامة , يا رفاق أنا مغادر الآن |
- Bir yere mi gidiyorsun? | Open Subtitles | هل أنت مغادر لمكان ما ؟ نعم , رحلة بسيطة |
Efendim,.... bilmelisiniz ki, ben yarın buradan ayrılıyorum. | Open Subtitles | سيدي , اعتقد أنه يجب أن تعلم أنني مغادر في الغد حقاً |
Sizi temin ederim buna gerek kalmayacak. Ben de gidiyordum. | Open Subtitles | .ذلك لن يكون ضرورياً, أؤكد لك أنا مغادر |
Neal'ın California'ya gideceğini ve onu benim de yolcu etmemin iyi olacağını söylemek için aramıştı. | Open Subtitles | اتصلت لتخبرنى ان نيل مغادر الى كاليفورنيا وانه سيقدر ذلك باننى اودعه |
Karavanı olan bir havacı Ayrılıyor. | TED | هناك طيار مغادر و لديه مقطورة. |
Bunu kendimi sana aşağılık biri gibi göstermeden söylememin yolu yok ama birazdan havaalanına gideceğim ve büyük muhtemelen geri dönmeyeceğim. | Open Subtitles | يجب ان تعلم هذا انى لن ارجع كما فى الماضى سيئا ولكن انا مغادر |
- Ben kaçtım... | Open Subtitles | حسناً, أنا مغادر |
Savaş yaklaşırken, Herman kaçar. Savaş için vaktim yok. | Open Subtitles | اقتراب المعركة، ولكن هيرمان مغادر ليس لدي وقت |
Odadan Çıkıyor, bizim ona teşekkür etmemiz gerek. | Open Subtitles | هو مغادر الغرفة. نحن يجب ان نشكره لخروجه |
- Yakışıklı bir adam gördüm. Sakıncası yoksa ben kaçıyorum. | Open Subtitles | برفقة أي شخص وسيم يمر بي أنا مغادر , ان لم يكن لديك مانع |
Olay şu; siz gidiyorsunuz, biz kalıyoruz. | Open Subtitles | النقطة هي , أنت مغادر ونحن باقين |
Bir ay falan çıkmıştık ve sonra bir öğlen geldi ve kasabadan ayrıldığını söyledi aynen böyle oldu. | Open Subtitles | كنا نخرج سويا لشهر او نحوه ثم ذات ظهيرة جاء وقال انه مغادر للبلدة فقط هكذا |