Ne yazık ki böyle. İğrenç bir şey. Teşekkürler, Tanrım! | Open Subtitles | كما تعرفوا هذا الوضع محزن و مقرف و الحمد لله |
Son bir saatimi iğrenç bir serserl olduğunu düşünerek geçirdim. | Open Subtitles | أتعرف أنّني قضيتُ الساعة الأخيرة أفكّر في أنّكَ متشرّد مقرف |
Her ne olursa olsun, onun parfümünü sürmen baştan çıkarmaya çalışmaların iğrenç. | Open Subtitles | على كل حال ، ما تفعلينه مقرف تضعين عطرها ، تحاولين إغرائى |
Denedim, deniyorum. berbat ve korkutucu bir şey olduğunu biliyorum, ama bunu yapabiliriz. | Open Subtitles | كنت أحاول و مازلت أحاول , و أعرف أن هذا مقرف و مخيف |
Biliyor musun? Düşündüğüm kadar iğrenç biri değilmişsin. İğrençsin. | Open Subtitles | اتعرف, انت لست بالحقارة التى كنت اعتقدها أنت مقرف |
Bir ahçı yemek yemezse, müşteriler yemeğinin kötü olduğunu düşünür. | Open Subtitles | أيها الطباخ الذي لا يأكل زبائنك يعرفون أن طبخك مقرف |
Tanrım, iğrenç bir şey olmalı bu. Bir sabah farklı bir bedende uyanmak. | Open Subtitles | يإلهي , لا بد وانه مقرف أن تقومي يوماً ما في جسدٍ مختلف |
Seni, başka bir adamın sikine dokunurken düşünmek çok iğrenç geliyor. | Open Subtitles | أعني ، فقط أن اتخيلك تلمس قضيب رجل اخر هذا مقرف |
Ugh, tanrım, kendimi iğrenç hissediyorum. Gidip bir duş alacağım. | Open Subtitles | يا إلهي , أشعر بشعور مقرف يجب أن آخذ حماماً |
Kızın işi göze dikiş atmak yani. İğrenç bir şey. | Open Subtitles | تعلم، فهي تكسب رزقها من خياطة كرات العين، هذا مقرف. |
Onu uzun zamandır tanıdığın için mi yoksa iğrenç olduğu için mi iğrençti? | Open Subtitles | كان مقرف بسبب إنكِ تعرفيه منذُ وقت طويل ؟ أو لأنه هو مقرف |
Tek problem: patateslerdi, düşünürseniz oldukça iğrenç gözüküyor. | TED | ولكن المشكلة الوحيدة هي : أن البطاطا إن نظرت إليها فإن مظهرها مقرف فعلاً |
Üç yılda dördüncü kez mi? Tavşanlar gibi. Çok iğrenç! | Open Subtitles | أربع مرات في 3 سنوات إن هذا أسوأ من الأرانب ، ذلك شيء مقرف |
- Demek benim hasta ve iğrenç olduğumu düşünüyorsun. - Saçmalamayın! | Open Subtitles | هذا هو شعوركَ إتجاهي بأنني شخص مريض و مقرف |
Bana karşı hislerin bunlar? mide bulandırıcı ve iğrenç biriyim? | Open Subtitles | هذا هو شعوركَ إتجاهي بأنني شخص مريض و مقرف |
Sonunda şunun gibi olacağını bile bile yaşamak ne iğrenç olsa gerek. | Open Subtitles | كم هو مقرف العيش فقط لينتهي بي الحال مثلها. |
Benden o şişko, iğrenç herifin kucağına atlamamı... | Open Subtitles | أفترض بأنك تتوقعني أن ألمسه مع كل تلك الدهون التي تغطيه، مقرف |
- Tüm arkadaşların dışarıda eğleniyor- - Biliyorum berbat bir şey. Biliyor musun? | Open Subtitles | كل أصدقائكم يستمتعون كلا إنه أمر مقرف من الدنائة أن يعاملوك بهذه القسوة |
Ben berbat değilim. Eğer berbat olsam bile sen bana berbatsın diyemezsin. | Open Subtitles | أنا لست مقرفا,وحتى ان كنت مقرفا لا يمكنك أن تقول أنني مقرف |
- Bütün gün içimde tutyordum! - İğrençsin! Michael! | Open Subtitles | لقد احتفظت بها طول اليوم أنت مقرف يا مايكل |
Yatakta berbat olan bir boynuzluyla yaşadığım için kendimi kötü hissediyorum. | Open Subtitles | أشفق على نفسي لأنّي أعيش مع وغد أناني مقرف في السرير. |
boktan dairemde yatmaya gittim ve gerçek bir bok çukurunda uyandım. | Open Subtitles | ذهبت للنوم فى شقتى المقرفة و صحوت فى مكان مقرف بحق |
Ben onunla gitmiyorum. Terliyor, kokuyor ve beceremiyor. | Open Subtitles | لن أذهب معه إنه مقرف ويتعرق ولا يستطيع فعل ذلك |
- Uymazsa yarın değiştirebiliriz! - İğrenç ama ya. | Open Subtitles | ـ يمكننا أن نرجعه غداً إذا لم يكن يلائمك ـ هذا مقرف جداً |