ويكيبيديا

    "منتج" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ürün
        
    • yapımcı
        
    • yapımcısı
        
    • ürünü
        
    • yapımcısıyım
        
    • mal
        
    • yapımcıyım
        
    • üretken
        
    • prodüktör
        
    • ürünün
        
    • malı
        
    • prodüktörü
        
    • ürünler
        
    • verimli
        
    • üreticisi
        
    Pazarlama yetkilisi işe alacaksanız yeni bir ürün için açılışa özel kampanya hazırlatın. TED إذا كنت تريد توظيف مدير تسويق، يقوم بوضع خطة لحملة إطلاق منتج جديد.
    Ve her yıl onlardan on yılda bir milyar insanın hayatını olumlu bir şekilde etkileyecek bir şirket yada ürün yada hizmet başlatmalarını istiyoruz. TED وفي كل سنة نطلب منهم بدء شركة أو منتج أو خدمة والتي من الممكن أن تؤثر إيجاباً على حياة البلايين من الناس خلال عقد.
    Fotoğraflar, çıktılar, animasyonlar ve katılımlı olaylarda ortak yapımcı oldular. TED إنه مساعد منتج في إنتاج الصور و طباعتها و تحريكها و في الأحداث التشاركية.
    Yaratıcısı, Mısırlı bir TV yapımcısı olan Ahmed Abou Haiba, gençlerin İslamiyet’ten esinlenerek daha iyi bir hayat sürmelerini istiyor.¼ TED مؤسسه، الذي هو منتج تلفزيوني مصري يسمى أحمد أبو هيبة، يريد أن يلهم الشباب بالإسلام من أجل حياة أفضل.
    Ben neyi iyi satarım? ürünün önemi yok. İnsanlar ürünü değil seni alıyor. Open Subtitles أي منتج على الإطلاق، وستملك كل ما تريد من المال الذي تحلم به
    Bir film yapımcısıyım ve bir bilim kurgu filmi üzerinde çalışıyorum... Open Subtitles أنا منتج سينيمائي وأعمل حالياً على إنتاج فيلم خيال علمي
    Bir ürün yapma işine giren bu insanlar, aynı veritabanına sahip değiller. TED جميع هؤلاء الذين يقومون بصناعة منتج ما، لا يملكون قاعدة البيانات ذاتها.
    Para kazanmak asıl amaç değil. Para sadece bir yan ürün. Open Subtitles ليس الهدف من التجارة هو جني المال المال هو منتج إضافي
    Biz bile getirmişti değil bizim pazara ilk ürün laboratuvar taşması zaman. Open Subtitles نحن حتى لم أحضر أول منتج جهدنا لسوق عندما تم تجاوز المختبر.
    Bununla başa çıkarken aynı zamanda çevre dostu bir ürün sunmak endüstride büyük bir değişikliğe neden olabilir. TED لذلك فإن القدرة على التعامل مع ذلك بالإضافة إلى توفير منتج صديق للبيئة قد يؤدي إلى تحول جذري في الصناعة.
    "Tamam kızlar, bir noktada ekibe erkek bir yapımcı almanız gerekecek, biliyorsunuz değil mi? TED أنتم تعلمون أنه في نقطة ما سيتوجب عليكم تعيين منتج ذكر، صحيح؟
    Teşekkürler. Seni ön gösterime götürmeyi umuyordum. Büyük bir yapımcı... Open Subtitles شكرًا لكِ، كنت آمل أن أصطحبكِ لمشاهدة الفيلم، لقد تلقيت دعوة من منتج كبير.
    "Frasier Crane Şov" Sunucu Doktor Frasier Crane, yapımcı Roz Doyle. Open Subtitles الدّكتور فرايزر Crane Show. الدّكتور فرايزر Crane، موهبة، روز دويل، منتج.
    Filmin yapımcısı, R.F. Simpson'la tanış. Open Subtitles اريد ان تتعرف على منتج الفيلم ر.ف سمبوسون.
    56 yaşında bağırsak sendromu olan bir film yapımcısı. Open Subtitles منتج سينمائي في الـ 65 من العمر يعاني اضطراباً في الإمعاء.
    Tiyatro yapımcısı ve beni yeni gösterilerinden birinde yer almam için kandırmaya çalıştı. Open Subtitles إنه منتج مسرحي، حاول إقناعي أن أشارك بإحدى عروضه الجديدة
    Biliyorsunuz ki bir ürünü ortaya çıkarmanın iki yolu vardır. TED تعلمون ان هناك طريقتان يمكنك بهما عمل منتج
    Diğeri ise objeyi tasarlamaktı ve bunun kullanıcı ürünü olması, araştırma aracı olmamasından emin olmaktı. TED والمشروع الآخر هو تصميم السمكة نفسها والتأكد من أنها منتج يصلح للمستهلك وليست أداة بحثية.
    - Evet? Eee... Ben genç bir film yapımcısıyım ve büyük bir hayranınızım. Open Subtitles حسناً، أنا منتج سينمائي شاب ومن أشد معجبيك
    Belçika'da vergisi en yüksek ithal mal nedir, biliyor musun? Open Subtitles أتعرف ماهو أكثر منتج مستورد أرغب بمنعه عن بلجيكا ؟
    - Ben Philip Tan. yapımcıyım. Sizinle bir film yapmak istiyorum. Open Subtitles أنا فيليب تان منتج وأريد أن أنتج فيلماً سينيمائياً معك
    Diğerlerine göre o hala toplumun yürüyen, konuşan, üretken bir üyesi. Open Subtitles فهو لا يزال فردٌ منتج في المجتمع يستطيع المشي و الكلام
    Sonradan prodüktör olan Yahudi pantolon tüccarlarının değil. Open Subtitles ليس لبائع السراويل اليدشى الذى تحول إلى منتج
    O zaman, herhangi bir tüketim malı için yaptığınız gibi, neye para verdiğinizi öğrenmeyi talep ederdiniz. TED ثم بعدها، مثل أي منتج استهلاكي آخر، ستطلب أن تعرف ما تدفع مقابله.
    Kilise için çok gerekli olan bazı tamiratları yaptırabileceğimiz bir ödül, tabi, bir müzik prodüktörü bu ödülü almamızı sağlarsa. Open Subtitles نعم، الجائزة التي يمكن أن تدفع لتشييد اصلاحات الكنسية إذا كنت منتج موسيقى
    Sizi şu düşünceyle bırakmak istiyorum: Yeşil floresan protein ve antikorların ikisi de başlangıçta tümüyle doğal ürünler. TED أود أن اترككم مع الفكره الآتيه: البروتين الأخضر المضيء والأجسام المضادة كلاهما منتج طبيعي تماماً منذ البدء
    Aslında bugün biraz verimli olman bence senin için çok önemli.. Open Subtitles تعرف, فقط أعتقد أنه حقاً مهم جداً أن تكون منتج اليوم
    Geçen gün biri Amerika'daki ikinci en büyük doğal gaz üreticisi olduğumu söyledi. TED قال أحدهم قبل أيام أنني ثاني أكبر منتج للغاز الطبيعي في الولايات المتحدة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد