Bence dünyanın bu bölümündeki kadınlar insanların yerel ve bölgesel olarak birbirine bağlanması için kültürü önemli bir etken olarak görüyorlar. | TED | وأعتقد أن المرأة في هذا الجزء من العالم أدركت أن الثقافة هي عنصر مهم لربط الناس على حد سواء محليا وإقليميا. |
Bir özellik, dini ikiliğin geleneği: Bilinç, fiziksel dünyanın bir parçası değildir. | TED | الخاصية الأولى هي الثنائية الدينية، يعني: الوعي ليس جزءاً من العالم المحسوس |
Ruha aittir, ve ruh fiziksel dünyanın bir parçası değildir. | TED | الوعي ينتمي للروح و الروح ليس جزءاً من العالم الحسّي |
Temsilî dünyadan, saklandıkları, ona benzeyen, bu yeraltı dünyasına gidiyorlar. | TED | يذهبون من العالم التمثيلي إلى العالم الشبكي المناظر حيث يختبؤون |
Bir insan denizinde yüzüyoruz -- -- Ortanca dünya'nın sosyal versiyonu. | TED | نسبح في بحر من البشر.. نسخة إجتماعية معدلة من العالم الوسط. |
Sonra geri dönüp, biriyle güzel bir sohbet ettim ve sonra Twitter'a geri döndüm, birisi var oluşumun Dünyayı daha kötü hâle getirdiğini söyledi. | TED | وبعد ذلك عدت وأجريت حوارا لطيفا مع أحدهم. ثم رجعت إلى تويتر مرة اخرى، كتب أحدهم أن وجودي جعل من العالم مكانا سيئا. |
Şimdi, diğer taraftan Ruh benim çığlıkları duymak beni dinle | Open Subtitles | اسمعيني الآن ، اسمعي بكائي أيتها الروح من العالم الآخر |
dünyanın büyük bölgelerinde, ortalama vatandaş için yüksek eğitim ulaşılamaz halde. | TED | في أماكن شاسعة من العالم يتعذر التعليم العالي على المواطن العادي. |
Bu Avrupa ve liberal demokrat dünyanın birçok yerinde görülen bir durum. | TED | هذا الأمر يتكرر في أنحاء أوروبا وجزء كبير من العالم الديمقراطي الليبرالي. |
dünyanın bu bölümlerine bağlanma gerçekten olağanüstü ve hızla artmaya da devam etmektedir. | TED | الربط في هذه الأجزاء من العالم هو حقا استثنائي ، ومستمر في الزيادة. |
Daha sonra Fransa'da bunu yürüten dünyanın her yerinden ortaklarımız oldu. | TED | وكان لدينا أيضاً زملائنا بالنصف الآخر من العالم في فرنسا لتنفيذه. |
Çok koyu pembe ve kırmızı alanlar dünyanın yıl boyunca en yüksek miktarda UV ışına maruz kalan yerleri. | TED | الآن المناطق الوردية الساخنة والحمراء هما الأجزاء من العالم التي تستقبل أعلى كمية من الأشعة فوق البنفسجية خلال السنة. |
Ve her hafta bu televizyon şovunda Dhani dünyanın farklı uluslarını dolaşır. | TED | وفي كل أسبوع من هذا البرنامج يسافر دهاني لشعب مختلف من العالم. |
Ama bu olay beş yıl önce dünyanın öbür ucunda, Avrupa topraklarında gerçekleşmiş. | Open Subtitles | و هذا كان فى الجانب الآخر من العالم القاره الأوربيه منذ خمس سنوات |
Fakat O'nun tutkuları buranın da ötesindeydi ve kontrolü altında olmayan dünyanın kalan bölgelerinden daha fazla yerler almak arzusundaydı. | Open Subtitles | ولكن طموحاته تعدت ذلك بكثير وكانت تكمن بإخضاع أجزاء كبيرة من العالم المعروف له إن لم يكن كله تحت سيطرته |
Garip deneylerin sayesinde medeni dünyanın birçok yerinde... istenmeyen bir kişi oldun. | Open Subtitles | تجاربك الغريبه غير مرحب بها خصوصاً في هذا الجزء من العالم المتحضر |
Bu örneklerin hepsindeki ortak nokta ise alıcı ve satıcıyı gerçek dünyadan alıp dijital dünyada buluşturma işlevini yerine getirmesi. | TED | ما تشترك به هذه الأمثلة هي نقل هذه الخاصية الأساسية من توافق البائعين والمشترين من العالم الحقيقي إلى العالم الرقمي. |
"Başka dünyadan gelen bu tehditi etkisiz kılmak için ne gibi önlemler alabiliriz?" | Open Subtitles | ما هي التدابير التي يمكننا أن نتخذها لتحييد هذا الخطر من العالم الآخر؟ |
dünya'nın bu bölgesindeki koşullar birçok yönden Mars'taki koşullarla benzerlik gösteriyor. | Open Subtitles | الظروف في هذا الجزء من العالم تشبه كثيرا الظروف على المريخ |
Hayır sorun yok. Hem kim bilir, bu Dünyayı daha iyi bir yer bile yapabilir. | Open Subtitles | كلا، فلا بأس به، ومن يعلم قد يجعل من العالم مكاناً أفضل |
Bana kalırsa bu yanlış. Diğer taraftan gelen uydurma mesajlar. | Open Subtitles | أنا أظن أنه خطأ لإيصال بعض الرسائل من العالم الآخر |
Gerçek dünyaya o kadar sinirliydim ki bu korkunç canavarları yarattım. | Open Subtitles | كنت غاضب جداً من العالم الحقيقي لدرجة أني صنعت هذه الوحوش |
Komünizmin dünyadaki adaletsizliği nasıl temizleyeceği konusunda beni aydınlatan muhteşem bir kız. | Open Subtitles | تلك الفتاة الرائعه اللتي أنورتني كيف بإمكان الشيوعيين محو الظلم من العالم |
Doğrusu, herkes hayattan senin kadar korkuyor. | Open Subtitles | الحقيقة أن الناس خائفة من العالم مثلك تماماً |