| Burada daha iyisini ya da ucuzunu bulamayacağın bir şey yok. | Open Subtitles | ما من شيء لا يمكنك شراءه أفضل و أرخص الا هنا |
| Beni aradı. Önceki gün burada geçen bir şey için çok üzgündü. | Open Subtitles | لقد تكلم معي وكان محبطًا جدًا من شيء حدث هنا ذاك اليوم |
| Aranızda böcekler dışında bir şeyden korkan biri var mı? | Open Subtitles | هل يوجد هنا من يخاف من شيء اخر غير الحشرات؟ |
| Sesin çok seksiymiş.Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هذا صوت مثير، هل من شيء آخر استطيع عمله لك ؟ |
| Ve hayatımda ilk defa benden daha büyük bir şeyin parçası olduğumu hissettim. | TED | و شعرت لاول مرة في حياتي كنت جزءا من شيء اكبر من نفسي |
| Gitmeden önce, annene söylemek istediğin bir şey yok mu? | Open Subtitles | أليس من شيء تريد قوله لوالدتك قبل أن تذهب ؟ |
| Biliyorsun , l've söylendi ki ben bir şey bir parçası. | Open Subtitles | . تعلمين ، لقد قيل لي أنني كنت جزءاً من شيء |
| Hazır buradayken, ekibimde değiştirmek istediğin başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هل من شيء آخر تريدين تغييره في فريقي بينما أنا هنا؟ |
| Burada sürüsüne bereket "bir şey" var, ama bu bana kanmış gibi gelmiyor. | Open Subtitles | يوجد بقعة كبيرة من شيء ما هنا لكن لا تبدو لي أنها دماء |
| Sesin çok seksiymiş. Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هذا صوت مثير , هل من شيء اخر استطيع عمله لك ؟ |
| Yani çekirdek nikel ve demirden çok daha ağır bir şeyden oluşuyor olmalı. | Open Subtitles | لذا الصميم يجب أن يكون مصنوع من شيء ما أثقل من النيكل والحديد |
| Böyle bir şeyden evrildiğimiz için modern insanın arka bacakları şempaze gibi. | Open Subtitles | حين تطورنا من شيء يشبه الشامبانزي على أربعة أقدام، إلى بشر حديثين. |
| Ya kötü adamın peşindesin ya da bir şeyden kaçıyorsun. | Open Subtitles | .. أأنت تطارد رجلاً سيئاً أم تهرب من شيء ؟ |
| Yani hiç daha büyük bir şeyin parçası olabileceğimizi hissetmiyor musun? | Open Subtitles | إذًا ؟ ألا تشعر أبدًا وكأننا جزء من شيء كبير ؟ |
| Bak, özel bir şeyin parçası olman için bir şans veriyorum. Tarihin. | Open Subtitles | انظر، أنا أعطيك الفرصة لتكون جزء من شيء مميز، جزء من التاريخ |
| Dylan, bu öğleden sonra gördüğüm bir kadın otel odasında ölü yatıyor çünkü Cam ve ben bir şeye çok fazla yaklaştık. | Open Subtitles | يا ديلان، امرأة رأيتها بعد ظهر هذا اليوم, كاذبه وجدت ميته في غرفة الفندق لأنى وكام كنا قريبين جدا من شيء ما. |
| bir şeylerden korkuyor gibi olduğu yerde duruyor. | Open Subtitles | انها هادئة جداً , و كأنها خائفة من شيء ما. |
| Biraz zaman ver, bir şeyi kontrol etmem lazım... Hanımefendi. | Open Subtitles | امنحينا دقيقة أحتاج فقط أن أتحقق من شيء ما سيدتي |
| Ama ben hayatımda Hiçbir şeyden bu kadar emin olmamıştım. | Open Subtitles | لكني لم أكن متأكداً من شيء أكثر في حياتي هذا |
| Newell'in, Subay yeterlilik ve NATOPS kayıtlarına alışılmadık birşey var mıydı? | Open Subtitles | هل من شيء غير عادي في سجلات مؤهلاته أو ستراته الخاصه؟ |
| hiçbir şey, gerçekten bu kadar uzak olamaz ve umarım bugün size bunun nedenini gösterecek. | TED | ما من شيء كان أكثر مخالفة للحقيقة من هذا، و آمل أن أكشف لكم اليوم سبب ذلك. |
| Affedersiniz. Özür dilerim, efendim. Burada yiyecek bir şeyler var mı acaba? | Open Subtitles | سيدي, هل من شيء أستطيع أن آكله؟ |