"من شيء" - Translation from Arabic to Turkish

• bir şey
• bir şeyden
• şey var
• bir şeyin
• bir şeye
• bir şeylerden
• bir şeyi
• Hiçbir şeyden
• birşey var
• hiçbir şey
• bir şeyler var

Burada daha iyisini ya da ucuzunu bulamayacağın bir şey yok.
ما من شيء لا يمكنك شراءه أفضل و أرخص الا هنا

Beni aradı. Önceki gün burada geçen bir şey için çok üzgündü.
لقد تكلم معي وكان محبطًا جدًا من شيء حدث هنا ذاك اليوم

Aranızda böcekler dışında bir şeyden korkan biri var mı?
هل يوجد هنا من يخاف من شيء اخر غير الحشرات؟

Sesin çok seksiymiş.Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
هذا صوت مثير، هل من شيء آخر استطيع عمله لك ؟

Ve hayatımda ilk defa benden daha büyük bir şeyin parçası olduğumu hissettim.
و شعرت لاول مرة في حياتي كنت جزءا من شيء اكبر من نفسي

Gitmeden önce, annene söylemek istediğin bir şey yok mu?
أليس من شيء تريد قوله لوالدتك قبل أن تذهب ؟

Biliyorsun , l've söylendi ki ben bir şey bir parçası.
. تعلمين ، لقد قيل لي أنني كنت جزءاً من شيء

Hazır buradayken, ekibimde değiştirmek istediğin başka bir şey var mı?
هل من شيء آخر تريدين تغييره في فريقي بينما أنا هنا؟

Burada sürüsüne bereket "bir şey" var, ama bu bana kanmış gibi gelmiyor.
يوجد بقعة كبيرة من شيء ما هنا لكن لا تبدو لي أنها دماء

Sesin çok seksiymiş. Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
هذا صوت مثير , هل من شيء اخر استطيع عمله لك ؟

Yani çekirdek nikel ve demirden çok daha ağır bir şeyden oluşuyor olmalı.
لذا الصميم يجب أن يكون مصنوع من شيء ما أثقل من النيكل والحديد

Böyle bir şeyden evrildiğimiz için modern insanın arka bacakları şempaze gibi.
حين تطورنا من شيء يشبه الشامبانزي على أربعة أقدام، إلى بشر حديثين.

Ya kötü adamın peşindesin ya da bir şeyden kaçıyorsun.
.. أأنت تطارد رجلاً سيئاً أم تهرب من شيء ؟

Yani hiç daha büyük bir şeyin parçası olabileceğimizi hissetmiyor musun?
إذًا ؟ ألا تشعر أبدًا وكأننا جزء من شيء كبير ؟

Bak, özel bir şeyin parçası olman için bir şans veriyorum. Tarihin.
انظر، أنا أعطيك الفرصة لتكون جزء من شيء مميز، جزء من التاريخ

Dylan, bu öğleden sonra gördüğüm bir kadın otel odasında ölü yatıyor çünkü Cam ve ben bir şeye çok fazla yaklaştık.
يا ديلان، امرأة رأيتها بعد ظهر هذا اليوم, كاذبه وجدت ميته في غرفة الفندق لأنى وكام كنا قريبين جدا من شيء ما.

bir şeylerden korkuyor gibi olduğu yerde duruyor.
انها هادئة جداً , و كأنها خائفة من شيء ما.

Biraz zaman ver, bir şeyi kontrol etmem lazım... Hanımefendi.
امنحينا دقيقة أحتاج فقط أن أتحقق من شيء ما سيدتي

Ama ben hayatımda Hiçbir şeyden bu kadar emin olmamıştım.
لكني لم أكن متأكداً من شيء أكثر في حياتي هذا

Newell'in, Subay yeterlilik ve NATOPS kayıtlarına alışılmadık birşey var mıydı?
هل من شيء غير عادي في سجلات مؤهلاته أو ستراته الخاصه؟

hiçbir şey, gerçekten bu kadar uzak olamaz ve umarım bugün size bunun nedenini gösterecek.
ما من شيء كان أكثر مخالفة للحقيقة من هذا، و آمل أن أكشف لكم اليوم سبب ذلك.

Affedersiniz. Özür dilerim, efendim. Burada yiyecek bir şeyler var mı acaba?
سيدي, هل من شيء أستطيع أن آكله؟