Evet, bu her ne ise anladığım kadarıyla onun için önemli. | Open Subtitles | أجل, و أيّاً كان هذا فهو مهم بالنسبة له كي أراه |
Benim için önemli olan gelinimin sevgisini, ailesinin de güvenini kazanmaktır. | Open Subtitles | هذا مهم بالنسبة لي لأحوز على عواطف زوجتي و ثقة عائلتها |
- Hayatımdaki hiçbir şey senin için önemli değil mi? | Open Subtitles | هل تقول أن لا شيء في حياتي مهم بالنسبة لك؟ |
Bu çocuğun sevgi dolu bir evde olması benim için çok önemli. | Open Subtitles | إنه فقط مهم بالنسبة لي أن يكون هذا الطفل في منزل محب. |
Benim için önemli olan tek bir şey olduğunu anladım. | Open Subtitles | لقد أكتشفت بانه يوجد شيء وحيد مهم بالنسبة لي جونير |
Demek istediğim, birinin sağlığı üzerine olabilir, birinin kariyeri üzerine olabilir, birisi için önemli bir şey olabilir. | TED | أعني، قد تكون صحة شخص ما، قد تكون عمل شخص ما، شئ مهم بالنسبة لهم. |
Ve o harika konuşmayı yaptık, yani, bizim için önemli olan nedir ? | TED | و دارت بيننا محادثة رائعة ، حول، ما هو مهم بالنسبة لنا؟ |
Bununla savaşan organizasyonla savaşarak değil, onlarla beraber savaşıp onlara liderlik ederek onları birbirleriyle bağlantıya geçirip, gidişatı zorlayarak çünkü bu konu onun için önemli. | TED | لا يحارب المؤسسة التي تحارب المرض ولكنه يحارب معهم ويقوضهم يجعلهم يتواصلون متحدي الوضع الراهن لانه شي مهم بالنسبة له |
Sadece, bizim için önemli olan birine, birşey olduğu zaman, umursuyoruz. | Open Subtitles | نحن نهتم فقط عندما يحدث هذا لشخص مهم بالنسبة لنا |
Emekli maaşının ne olduğunu bilmiyorum ama senin için önemli olmalı. | Open Subtitles | لا الثدي والمعاشات، ولكن يجب أن يكون مهم بالنسبة لك. |
Benim sana inanmamın bir önemi yok. Benim için önemli. Herşeyden daha çok önemli. | Open Subtitles | ـ أنه لا يهم بما أصدقكِ ـ أنه مهم بالنسبة ليّ، أكثر من أيّ شيء |
Buradaki herkes için önemli olan şeyler vardır evlat. | Open Subtitles | لكنه أمر مهم بالنسبة لي هناك الكثير من الأمور المهمة لبعض الناس،سوني |
Demek ki bu onun için önemli bir şey, oraya gidelim de hallolsun gitsin. | Open Subtitles | واضح أن هذا موضوع مهم بالنسبة لها لذا، لنذهب هناك وحسب لننتهي من الأمر وحسب |
Yüzünden anlaşıldığı kadarıyla, senin için önemli biri olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني التوقع من النظرة التي تعلو وجهك أنه شخص مهم بالنسبة لك |
Bu Marshall için önemli. Bu yüzden bana söz ver, striptizci yok. | Open Subtitles | إنه شيء مهم بالنسبة لمارشال عدني، لاراقصاتتعري. |
Bunun benim için çok önemli olmasının nedenlerinden biri, dünyanın dört bir yanından aldığım tepkiler. | TED | واحد أهم الأسباب في أن ذلك مهم بالنسبة لي ، هو ردود الأفعال التي عشتها في جميع أنحاء العالم. |
Benim için büyük bir fırsat. | Open Subtitles | ولكن لم اكن اعتقد انك تتكلم عنى ايضاً ان تعلم كم هذا الحدث مهم بالنسبة لى؟ |
Benim için önemlisin. | Open Subtitles | أنت مهم بالنسبة لي |
Eğer müzikale gelirsen hiçbirsini yapmayacağım. İşte bu benim için bu kadar önemli. | Open Subtitles | كل هذه الأشياء إذا رأيتِ المسرحية، هذا يخبركِ بكم هذا مهم بالنسبة لي |
Bu benim için önemsiz, Konuşacak kelimesi kalmamış birisi için. | Open Subtitles | انة لغير مهم بالنسبة الى من يكون صاحب الكلمة الاخيرة |
Yoksulluğa karşı mücadele, benim için çok önemlidir. | Open Subtitles | محاربة الفقر شيء مهم بالنسبة لي |
- Ne önemi var ki? - Benim için önemi var, Frank! | Open Subtitles | هذا ليس مهم- أنه مهم بالنسبة لي يا فرانك- |
Gördüğünüz gibi, ...saçınız sizin için önemli olduğu kadar benim için de önemli. | Open Subtitles | أرأيت مسيو, هذا مهم بالنسبة لي كما اشيائك بالنسبة اليك. |
Eğer burası senin için önemliyse, benim için de önemlidir. Sana inanmıyorum. | Open Subtitles | إن كان هذا المكان مهماً بالنسبة لك إنه مهم بالنسبة لي |
Yeniden bir iş bulmanın benim için ne kadar önemli olduğunu anlamıyor kimse. | Open Subtitles | لا أحد يدرك كم هو مهم بالنسبة لي أن أحصل على عملٍ مرة أخرى |
Müdür yardımcısı olduğumdan beri buna çok önem veriyorum. | Open Subtitles | بما أني نائبة المدير فهذا أمر مهم بالنسبة لي |
- Hayır, fark etmez. - Benim için eder. Haydi gidelim. | Open Subtitles | لا ، هذا لا يهم حسناً ، إنه مهم بالنسبة إلي ، هيا بنا |
Aile adı ve geleneği canlı tutmak önemli bir olay bizimkiler için. | Open Subtitles | إنه أمر مهم بالنسبة لوالدي أن تحصلي على اسم عائلتنا لمواصلة التقليد. |
İmparator ikimizi de istediğine göre önemli olmalı. | Open Subtitles | لابد أن الامر مهم بالنسبة . للأمبراطور كى يخاطبنا معاً |