İzlemesi güç olan bu değişken nedeniyle çoğu profesyonel, hızlıca para kazanmaya çalışmaktansa uzun vadeli, Güvenilir yatırımı yeğler. | TED | وذلك المتغير صعب التتبع يعد السبب أن معظم المحترفين يسوقون لاستثمار موثوق طويل الأمد على محاوله الكسب النقدي السريع. |
Büyüye karşı savaşta Güvenilir bir müttefik olduğum için bana teşekkür etti. | Open Subtitles | أراد أن يشكرني على كوني حليف موثوق به في حربه ضد السحر |
Kulağa hoş gelmediğini biliyorum, ama bir hikaye üzerinde çalışıyorum ve Güvenilir kaynağa göre bir tehdit söz konusu. | Open Subtitles | انا اعرف كيف يبدو كلامي ولكن انا اعمل على قصة ما وهناك مصدر موثوق يدعي ان هذا يشكل تهديدا |
Hayır, hayır, bugünlerde havayollarının ne kadar güvenilmez olduğunu düşünürsen... | Open Subtitles | لا,لا. لقد اصبحت خطوط الطيران هذه الايام, غير موثوق بها, |
Hayır, hayır, bugünlerde havayollarının ne kadar güvenilmez olduğunu düşünürsen... | Open Subtitles | لا,لا. لقد اصبحت خطوط الطيران هذه الايام, غير موثوق بها, |
Ve Audrey ayrılan anne babalar için kitabını yeni bitirdi ve sağlam kaynaklardan duyduğuma göre Boyle Donner'la araları pek iyi değilmiş. | Open Subtitles | "و "أودري أنهت كتابها عن الأم العازبة و لقد سمعت من مصدر موثوق منه أنها ليست سعيدة مع دار "بويل دونر" للنشر |
Veer'e güven olmaz. Bir dahakine beni tavuk yapabilir! | Open Subtitles | فيير شخص غير موثوق سوف يجعلني كدجاجة في المرة المقبلة |
Bakanım affedersiniz ama muhbirim güvenilirdir. | Open Subtitles | الأمين ، مع كل إحترامي معلومتي موثوق بها |
Ve bu vidoları sana gönderen kişi iyi ve Güvenilir bir dost. | Open Subtitles | و الشخص الذي يرسل لكِ هذه الفيديوهات هو صديق مقرب موثوق منه |
Çok Güvenilir bir kayaktan birçok senatöre... dair haberler aldık. | Open Subtitles | لقد سمعنا من مصدر موثوق جدّا أخبار تشمل عدّة سيناتورات |
Ben Güvenilir bir bağımsız çalışanım, bölgeyi tanıyorum ve adilim. | Open Subtitles | أن عامل حر موثوق به خبير في المنطقة، وأنا عادل |
En Güvenilir tapınak muhafızıyla çalışan ve onu seven, tapınaktaki herkesin desteğine sahipsin. | Open Subtitles | كل تعازي كهنة المعبد معكي وكل من عمل معهم واحبوه كحارس موثوق فيه |
Beynin yüz tanıma sistemi bunu o kadar düzenli ve Güvenilir şekilde yapıyor ki biz bu özel beyin dalgasına bir isim bile verdik; | TED | الآن هذا يحدث بشكل موثوق به ومثبت مثل التعرف على الوجوه الذي نطلق عليه اسم في تلك دماغية |
Güvenilir resmî bir kaynaktan bu Güvenilir rakamlar verilince, katılımcılar dünyanın ısındığı gerçeğini kabul etmeye daha da yaklaştılar. | TED | تزويدهم بهذه الإحصائيات الموثوقة من مصدر موثوق جعلهم يتقبلون حقيقة أن الأرض تتعرض لاحتباس حراري. |
Anlaşmayı yaptığında gözlerini o güvenilmez aç gözlü orospu çocuğunun üzerinden ayırma. | Open Subtitles | بول عندما تقوم بالاتفاق ابقي عينيك على هذا الوغد الغير موثوق به |
Politikamız bozuldu, politikacılarımız güvenilmez, politik sistemimiz yerleşik ve güçlü çıkarlarımız tarafından saptırılmış. | TED | سياستنا مكسورة، وساساتنا غير موثوق بهم، ويشوه أصحاب المصالح الخاصة النظام السياسي. |
Namını duymuştum, hakkındaki her şeyi, hapse nasıl girdiğini her yönüyle güvenilmez olduğunu. | Open Subtitles | كنت أعرف سمعته ، كيف عنيدا وكان في السجن ، كيف كان غير موثوق به تماما |
Ama düştüğünde altında güvenli ve sağlam yumuşak bir şey var. | Open Subtitles | لكن عندما تسقط, هناك مهبط لين تحتك... شيء آمن و موثوق |
Bunu sağlam bir kaynaktan aldığına eminim. | Open Subtitles | وأنا واثق أنها قد حصلت على هذه المعلومة من مصدر موثوق به. |
Bu esnada sen ve ablan için bir güven fonu açtım. | Open Subtitles | في هذه الأثناء أنشأت صندوق مالي موثوق لك ولشقيقتك |
O bu konuda cesur ve güvenilirdir. | Open Subtitles | وهي مصدر موثوق لهذه العلاجات |
Tüm adamlarımın bildiği Güvenilir ve gizli bir bilgi kaynağım olduğu. | Open Subtitles | كل ما يعرفه رجالي هو أن لدي مصدر معلومات موثوق جداً وسري للغاية |
Gereken tüm ekipman ve bilgiyi alacaksınız.... artı insanların güvendiği benzer bir marka. | Open Subtitles | تحصلون على كل المعدات والخبرات المطلوبة، بجانب علامة تجارية موثوق بها. |
Ve kafam güvendiğim arkadaşımın çocuğumu çalmasının öfkesi ile doluydu. | Open Subtitles | ورأسي مليئة بالغضب من صديق موثوق فيه قام بسرقة طفلي |
İnandırıcı ölüm tehditlerini rapor etmek gibi bir yükümlülüğümüz var. | Open Subtitles | علينا واجب تقديم تقرير تهديدات موت موثوق. |