Başıma gelenler hakkında objektif davranacak ve çok fazla önemsemeyecek birisiyle konuşmak istedim. | Open Subtitles | أردتُ التحدث لأحد يكون موضوعي أحد ما لا يأبه ما قد يحدث لي |
Sahip olduğunuz birçok ekonomist, alanlarının objektif bir bilim olduğuna inanırlar. | TED | العديد من الاقتصاديات ستجعلك تعتقد أن مجالهم هو علم موضوعي. |
İki soru da aynı ve zor olan veri kümesini kullandı ve her biri objektif doğru cevaba sahipti. | TED | كلا المشكلتين استخدمتا نفس مجموعة البيانات الصعبة، ولكليهما إجابة واحدة صحيحة بشكل موضوعي. |
Yani, bilinç öznel ve bilim nesnel olduğu için bilincin nesnel bir bilimi olamayacağına dair itiraz, bir kelime oyunu. | TED | فالاعتراض القائل أنك أنت لا تستطيع أن يكون لديك علم موضوعي للوعي لأنه ذاتي و العلم موضوعي، هذا تلاعب لفظي |
Zaten bu konu hakkında konuşacağımı gerçekten bilmiyorum. Hayır mı? | Open Subtitles | وأنا أنا لَيْسَ لِي إخترتُ ثانيةً موضوعي. |
konum Çin ve Hindistan'daki ekonomik büyüme. | TED | يتعلق موضوعي بالتطور الإقتصادي في الصين والهند. |
Seni överken tarafsız olduğumu düşünmelerini istiyorum. | Open Subtitles | أُريدُ أَنْ أَبْدوَ موضوعي عندما أَغنّي ثنائَكَ. |
Onlar dokunulmaz, bağımsız, soğuk, objektif olarak kalmalıdır. | Open Subtitles | يجب أن يبقى بعيداً، منفصلا،، مجرد من الحس، موضوعي. |
Bunu objektif ve profesyonelce yapmanı bekliyorum. | Open Subtitles | وانا اتوقع منك ان تنفذها بشكل موضوعي ومهني |
Benim değerlendirmelerimi beğenmedi objektif olmadığımı söyledi. | Open Subtitles | لم يشتري تقييمي قال بأنّني ما كنت موضوعي |
Sosyal olaylar sorunsuz objektif varlıklar olmadıkları için, ...bunlar onlarla karşılaşan kişiler tarafından tercüme edilmelidirler. | Open Subtitles | لأن الظواهر الإجتماعية ليس لديها وجود موضوعي إشكالي يجب أن تفسر في إطار الذين يواجهوها |
Bu konuda tamamen objektif olabilirim. Benim yaşımdaki bir adam için bayağı güzel bir popom var. | Open Subtitles | عندما لاحظت، واعتقد أنني موضوعي حول هذا أنني لديّ مؤخرة لطيفة لرجل بعمري |
objektif bir uzman gibi davranmıyordu. Bir hikaye uyduruyordu. | Open Subtitles | لم يكن يتصرف كخبير موضوعي لقد كان يختلق قصة |
MiyavMiyavBeenz insan iletişimiyle ilgili öznel ve söylenmemiş ne varsa alıyor ve bunları ortaya nesnel sayılar olarak koyuyor. | Open Subtitles | البرنامج يأخذ كل ما هو غير موضوعي و غير معلن بخصوص التفاعلات الإنساني ويقللها إلى أرقام صريحة واضحة الهدف |
Yani, gerçekten acı çeken hastalarınız var ve bunun nesnel bilimini yapmaya çalışıyorsunuz. | TED | أعني، لديك مرضى يشكون بحق من الآلام و أنت تحاول إيجاد علم موضوعي لذلك |
Bugünkü sunumum oldukça önemli bir restoran kalitesinde. Fransız yumurtalı ekmeğinin tarifı gibi özel bir konu üzerine olacak. | Open Subtitles | موضوعي سيكون عن موضوع إعداد خبز محمص فرنسي بجودة المطاعم |
Bu yüzden tezleri gayet konu dışındadır. | Open Subtitles | لدفاع يقال ان القرار ليس موضوعي |
Onlar, deneyimlediğimiz gerçekliğin aslında öznel olduğunun önemli bir hatırlatıcısı. | TED | إنهم منبه مهم بأن الواقع الذي نحياه، هو في الحقيقة، موضوعي. |
konum, aile içi şiddetin sırları ve ilgileneceğim soru, herkesin sürekli sorduğu tek soru: [Kadın] Niye kalıyor? | TED | موضوعي هو أسرار العنف الأسري، والسؤال الذي سأعالجه هو السؤال الذي يسأله الجميع دائماً: لماذا تبقى؟ |
Bu gururlu kurumun anısını yaşatacak şekilde, o kader gecesinde neler olduğunu tarafsız ve sakince ortaya çıkarmak bundan böyle bizim görevimizdir. | Open Subtitles | من الان سوف يكون عملنا هو الكشف بشكل موضوعي وحيادي عن ماذا حدث في تلك الليلة المشؤومة |
Ölçülebilir psikolojik işaretlere dayalı sübjektif bir değerlendirme, tamam mı? | Open Subtitles | لا,إنه تقييم موضوعي يستند على علامات نفسيه قابلة للقياس الكمّي,حسناً |
Uyarıcılara verdikleri cevaplara ve gösterdikleri gelişmelere... bakarak tarafsızca karar veriyorum. | Open Subtitles | أنا أحكم بشكل موضوعي على طريقة تجاوبهما مع المنبهات |